Dolar (USD)
35.20
Euro (EUR)
36.75
Gram Altın
2957.51
BIST 100
9626.56
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
25 Temmuz 2022

Milaslılar için çözümün adresi AK Parti

Hem anne, baba ziyareti hem de şehirden uzak bir mekânda kafa dinleme bahanesi ile epeydir, doğup büyüdüğüm yer olan Milas’taydım

Milas, Karya İmparatorluğuna başkentlik yapmış önemli şehirlerimizden biridir. Sümer kaynaklarında ''Güneş bahçesinde yaşayan insanlar'' olarak geçermiş buralar.

Karyalılar, haklının yanında olan, çalışkanlıkları ve dürüstlükleri ile tanınan cesur insanlardı. Sanırım efeler bu özelliklerini Karyalılar'dan aldılar.

Bir Karya sembolü olan “baltalı kapı” hala Milas’tadır. Bunun yanı sıra Euromos Antik Kenti, Herakleia Antik Kenti, Keramos Antik Kenti, Labranda gibi tarihi mekânlara hala ev sahipliği yapmaktadır.

Mavi ve beyaz mermer ocakları, zengin maden yatakları, iyi kalite balları ve şarapları, zeytin ağaçlarından elde ettikleri zeytinyağları ve incir ağaçları ile aynı zamanda ticaretin de merkezi konumundaydı Milas.

Bereket versin tarihi, coğrafi ve toprak kalitesi bakımından değerli bir şehrimiz var. Buna rağmen yıllardır CHP ile yönetilen Milas ne gelişiyor ne de bir milim ilerliyor. Kendimi bildim bileli Milas’ın kalkınmasına yönelik herhangi bir çalışma yapılmamıştır.

Karyalılar'ın hâkimiyeti altına girdikleri krallıklara vergi vermek yerine paralı asker olarak savaştıkları gerçeğini dikkate alırsak,malından vermektense canlarını ortaya koyduklarını anlıyoruz.

Hal böyle olunca şöyle bir zamanda bizim Milaslılara ekonominin gidişatını sordum.

Çoğu kere kahvehanede, bazen tarla, bahçede, pazarda ve sahil kasabalarında birçok insanla sohbet etme imkânım oldu.

Elbette yüksek enflasyon ve fahiş fiyat artışları yoksul Milaslıları etkiliyor. Köylüler kendi bahçelerine ektikleri ürünlerle idare etmeye çalışıyor ancak 25 kilogram unu da 260 liradan alıyorlar.

Pazara girip çıkmak nereden bakarsanız bakın 500 liradan aşağıya değil. “Eskiden olsa” diyor bir teyze “100 liraya her ihtiyacımı görüyordum.”

Anlayacağınız Maliye Bakanı Nureddin Nebati’nin “dar gelirli hariç, firmalar, ihracatçılar kazanıyor” dediği türden bir durum yaşanıyor burada.

Çiftçiler kendilerine yapılan destekleri yetersiz buluyor. Gübre ve mazot fiyatlarından şikâyetçiler. Çiftçilerden alınan mazot vergilerinin hiç değilse bir müddet sıfırlanmasını talep ediyorlar.

Tam da burada muhalefeti destekleyen köylülerle AK Partililer arasında bir tartışma yaşanıyor. AK Partili köylüler, “Tamam, gübre ve mazot fiyatları yüksek ama siz de bir marulu Bodrum pazarında 10 liradan satıyorsunuz” diyorlar.

Yani “piyasa kendini dengeliyor siz girdi maliyetlerini ürünlerinize zam olarak yansıtıyorsunuz ve kaybınız olmuyor” diyorlar. E, haliyle mağdur olanlar da tüketiciler oluyor.

Kurban Bayramı’nda hayvancılıkla uğraşan insanları da dinledim. Onlar da bu sene kurban pazarlarının eskiye oranla daha az hareketli olduklarını söylediler.

Yem fiyatlarındaki artışlar elbette onlar için bir sorun ancak et fiyatlarındaki artışlara bakılırsa bu durum onları ciddi anlamda mağdur etmiyor. Ne var ki satış yapamıyorlar.

Köyde küçükbaş hayvancılıkla uğraşan insanlar sürülerini satışa çıkarmışlar. Bir çoban yıllık yem, saman fiyatlarını, hesapladıktan sonra eline kalan karın çok düşük bir miktarda olduğunu söyledi.

Dikkatimi çeken bir husus da şu oldu. Muhalefet, ülkenin her yerinde aynı seviyede sevgili dostlar. Burada da örneğin Bodrum’da bazı otellerin ya da fabrikaların Emine Erdoğan’a ya da Bilal Erdoğan’a ait olduğuna dair çeşitli dedikodular üretiliyor.

Bu iftiraları atanların bir kısmı parasını kur korumalı mevduat hesabına yatırarak ciddi paralar kazanan insanlardan oluşuyor.

Ne var ki halk bunlara itibar etmiyor. Bunca olumsuzluklara rağmen bu sorunu çözebilecek ehliyette tek partinin yine AK Parti olduğuna yönelik güçlü bir kanaat hâkim.

Anlayacağınız Türkiye, sosyal medyada göründüğü gibi değil. AK Partililer köy köy, kasaba kasaba gezerek buralarda yaşayan halka çözümün tek adresi olarak AK Parti’yi işaret eden ikna edici konuşmalar yapmalıdır.