Dolar (USD)
34.76
Euro (EUR)
36.53
Gram Altın
2949.00
BIST 100
9883.06
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
18 Ekim 2023

Mikrobun teşhisiyle tedavi olmaz!

“Dışişleri Bakanımız Hakan Fidan:

"Başta bu tanımlamaların değişmesi lazım:

"Birinin toprağını işgal ediyorsunuz. İşgal etmekle kalmayıp evine el koyuyorsunuz, yıkıyorsunuz dışarı atıyorsunuz sonra bir başkasını getirip oraya koyuyorsunuz. Sonra da bir terim bulup, "yerleşimci" diyorsunuz.

"Bunun adı hırsızlıktır."

Bunun artık bu şekilde ifade edilmesi lazım..."

Hırsıza hırsız denilmeyecek. Katile katil, ibneye ibne, sömürgeciye sömürgeci, işgalciye işgalci…

Hem dünyanın anasını ağlatıyorlar hem de kendi tanımlamalarıyla bu katliamı meşru gösterme çabasındalar. Bir şeyin tanımını doğru yapmazsanız o şeyin ihtiva ettiği mana da değişir. Adam Filistinlilerin evini çalıyor, yerine bir hırsız koyuyor adına da “yerleşimci” diyor. Sen de buradan onun dediği şekilde “yerleşimciler saldırıya uğradı” diyorsun.

Evine gelip yerleşimci mi olmalı bunu anlaman için?

Hasta bir insanı mikrobun teşhisiyle tedavi etmeye kalkarsanız hastayı öldürürsünüz!

Dünya, yaşanan hastalığı, hastalığı üretenlerin tedavi yöntemleriyle iyileştirmeye çalıştığı müddetçe bu hastalıklar iyileşmez.

Çünkü teşhis doğru olmadan tedavi de doğru olmaz.

İnsanlığı hasta eden, ruhuna, bedenine, yaşam tarzına, ailesine, topraklarına ve hatta doğaya hastalık bulaştıran mikropların kaynağı nedir?

Emperyalizm ve Siyonizm…

Bu hastalıklı zihniyetin yaydığı mikroplar yüzünden bütün bir insanlık hasta halde yaşıyor.

Dünyada yaşanan savaşların, işgal, sömürü, katliam ve yağmanın kaynağı emperyalist Batı ülkeleri ve Siyonist İsrail’in Filistin işgalidir. Siyonistler, batı ülkelerinde yoğun olarak ekonomik araçların, medya vasıtalarının ve sermayenin başında durdukları için istedikleri gibi manipüle ettikleri Batılı iktidarları, kendi şeytani düzenlerinin yanına çekebilmişleridir.

Mikrobun kaynağını aynı zamanda tedavi merkezi olarak görme garabetiyle yaşıyor dünya.

Siyonist-Emperyalistlerin sömürü çarkını devam ettirmek için kullandıkları argümanlara sarılan, onların dilini konuşan, onların yaptığı tanımlamalarla meseleleri tahlil eden ve neticede sınırlarını onların belirlediği şekilde düşünen ve düşünce üretmeye çalışan insan, hasta olmaktan kurtulabilir mi?

Mesela emperyalist-Siyonistler işgal ettikleri topraklarda kendilerine direnen o toprakların insanlarını “terörist” diye yaftalıyor. Onların terörist dediğine dünyanın birçok bölgesindeki “mikrop kapmış hastalıklı” insanlar da terörist diyor. İyi de işgalci, kendisine direnenlere bu yaftayı, direnemesin, işgalin önünde duramasın diye yapıyor. Anlayacak idrak kanalların mikropla dolduğu için ve üstelik o mikrobu üretenlerin tanımlarını kabul ettiğin için anlayamıyorsun meseleyi.

Siyonist İsrail işgalcidir. Filistinlilerin topraklarını zorla çalan hırsızdır. Topraklarını çaldı, yüz binlerce Filistinliyi katletti, milyonlarcasını vatanından sürgün etti. Evlerini, mallarını bağ-bahçelerini çaldı. Ne diyordu Yasef. Filistinli komşusunun evini çalarken buna itiraz eden Filistinli hanıma ne diyordu Yasef? “Ben çalmazsam başka bir Yahudi çalacak. Burası artık bize verildi, “yerleşimci” bölgesi ilan edildi”

Siyonistler katildir. Hırsızdır. İşgalcidir. Yalancıdır. Hem başka bir milletin topraklarını işgal etmiş, çocuklarını kadınlarını erkeklerini katletmiş hem de dünyaya “demokratik bir devlet olarak kendisini terör saldırılarından koruma hakkı olduğunu” kabul ettirmiş.

İşte tanımlamanın gücü böyledir.

İşgalciye devlet derseniz, askeri ordusu uçağı tankı var diye onu devlet kabul edip, topraklarını işgal eden Filistinli direnişçiye “terörist” demeye başlarsınız.

Sayın Dışişleri Bakanımız Hakan Fidan meseleyi en başından, en olması gereken yerden ele aldı. Ki bu bence çok çok önemli bir noktaydı.

Önce tanımlamaları doğru yapmamız gerek. Ve bu tanımlamaları emperyalist Haçlı Siyonistlerin dayattığı şekilde değil, doğru ve gerçek olan neyse ona göre yapmalıyız.

Dil her şeydir. İnsanın ifade zeminidir. İnsan kendisini, düşüncelerini, doğruları “doğruluk düşmanlarının yaptığı tanımlamalarla “ ifade etmemelidir.

Dünyanın, sömürgeci emperyalist –Siyonist işgaliyle kan gölüne çevrildiği bir zamanda insan olan ve insan kalabilen herkes, insanlığın geleceği için bu vahşi saldırılara karşı birleşmeli, hangi imkanlara sahipse onunla tepkisini göstermelidir.

Ama en önce, oryantalistlerin tedrisatından geçirilerek dünyaya servis edilen “işgalci dilin ve bakış açısının” farkında olarak, yapılan tanımlara, vurulan yaftalara, çizilen sınırlara dikkat etmemiz gerek.

Adaleti, insan haklarını, milli değerleri, inancı, direnişi, mücadeleyi, eşitliği, özgürlüğü ve kültür anlayışını sömürgeci-Siyonist normlarına göre tanımlamak Frantz Fanon’un ifadesiye;

"Sizi sömürgeleştiren yabancıların sizde yarattığı en büyük yıkım, zamanla kendinize onların gözüyle bakmanızı sağlamalarıdır." Bu ise sömürgecinin üstünlüğüne en baştan biat etmek demektir.

Dünyaya hastalık yayan mikropların kaynağı Emperyalist Batı-ABD ve Siyonist İsrail’dir.

Tedavi ancak bu mikrop yuvalarının dezenfekte edilmesiyle gerçekleşir…