Mezuniyet balosu
Bizim medeniyetimiz ve
inancımızda; maddi manevi, her nimet ve başarıya şükretmek vardır. Kaldı ki,
şükür sadece kuru bir sözden de ibadet değildir. Şükür, çok geniş bir kavram
olup daha çok eylem içerir. Mesela, fıkıh kitaplarımızda geniş yer tutan, “şükür
secdesi” “şükür namazı” “şükür kurbanı” “şükür sadakası” vb. uygulamalar malum.
Tüm bunlar, bize herhangi bir iyilik, bir lütuf, ikram veya ihsanda bulunana
karşı, şükrü ifade etmek içindir.
Sevdiğiniz
biri size bir harçlık verse… Sonra bir araba, bir ev, yazlık, kışlık, yat, kat vs.
hediyeler verse. Yıllar geçtikçe verdiği hediyelerin oranını artırsa ne
yaparsınız. Tabi ki ona karşı her an minnet duygularınız kabarır, ona karşı
nasıl teşekkür edeceğinizi bilemezsiniz. Ve onun bunca ihsan ve ikramlarına karşı
siz de arada bir kendi gücünüz oranında ona hediyeler sunarsınız değil mi?
Şimdi haşa ve bila teşbih, Allah’ın
(cc) biz kullarına olan inam, ihsan ve ikramlarını sevdiklerimizin
hediyeleriyle kıyas etmek mümkün mü? Sahip olduğumuz her şey gibi başarıyı
da zekâyı da aklı da bizi bahşeden, Allah’tır (cc). Ne ki o bizi yoktan var
eden, rızık veren, yaşatandır. Aldığımız nefes onun, içtiğimiz su vs. içecekler onun,
yediğimiz gıdalar onun… O (cc) dünyada ki her şeyi bizim emrimize musahhar
kılmış. Ta ki biz de onun nimetlerine karşı şükredelim. Ona taat ve ibadetin
hakkını verelim. Peki, biz ne yapıyoruz?
Allah’ın
(cc) bize lütfettiği bir başarının sonunda o başarıya karşılık ona olan şükrümüzü
artırmamız gerekmez mi? Bir saniyesini dahi dünyanın servetleriyle satın
alamayacağımız kadar değerli olan başarı dolu yılların şükrü, bin bir rezalet
ve isyanla dolu mezuniyet törenleri midir? İman eden bir insan için böylesine
tersine bir uygulama reva mıdır? Onun bize nimetleri arttıkça bizim de rabbimize
olan şükrümüz artmalı ama bizde durum tam tersi…
Her bir
okul tamamlayıp mezun olduğumuzda, nasıl edelimde isyan ve nankörlüğü artıralım
telaşındayız. Artık “mezuniyet balosu”, “mezuniyet gecesi” “mezuniyet kokteyli”
vb. adlar altında akla gelmedik isyanlar, birbirini takip ediyor. Kreşten
başlayarak; ilkokul, ortaokul, lise ve derken üniversite ve daha üstü
mezuniyetler… Okul büyüdükçe, başarı büyüdükçe, şükrümüz artması gerekirken,
isyanın, günah ve haramların dozajı da artıyor.
Kendimize
gelelim ve akıllı olalım. Bu nimetleri veren elbette nankörlük mü ettik, şükür
mü” diye hesabını soracaktır. Bilindiği üzere insan bir bolluk ve nimetle
karşılaştığında, imanın gereği hemen şükreder. Bunu sadece kuru sözle
geçiştirmeyip pratikte de her vesileyle şükrün hakkını verir. Bu başarılarda
gören gözlerimizi, konuşan dillerimizi, işiten kulaklarımızı veren odur.
Okullara gidip gelmek için yürüdüğümüz ayaklarımızı, tutan ellerimizi veren
yine odur. Dolayısıyla bitirilen okul boyunca elde ettiğimiz başarılar için
bize akıl, zekâ ve feraset veren rabbimize şükretmek esastır.
Şükür
yerine nankörlük ve isyanın ne dereceye vardığının ifadesi olan, Doğru Haber
gazetesindeki şu haberle bitirelim: “Eğitim-öğretimin
ardından düzenlenen mezuniyet balolarının gençlerin alkol ve ahlaksızlıklarla
tanıştığı bir törene dönüştürüldüğünü belirten Emekli Memur-Sen Batman İl
Başkanı Mehmet Şirin Turan, yetkililere uyarılarda bulundu.
“Türkiye genelinde ilk ve orta
dereceli okullarda öğrenim gören 16 milyonu aşkın öğrencinin, 16 Haziran
cuma günü karne alarak yaz tatiline gireceğini anımsatan Turan, ilkokul,
ortaokul ve lisede halen son sınıfta okuyan 3 milyonu aşkın öğrencinin ise
mezun olacağı ve mezuniyet baloları düzenleyeceğini belirtti.
Bazı okulların geçmiş yıllardaki
mezuniyet törenlerinde çok olumsuz görüntülerin basına yansıdığına şahit
olduklarını ifade eden Turan, "Gemi, yat, beş yıldızlı otel, diskotek ve
gece kulübü gibi mekânlarda öğrencilerin alkol aldığı sarhoş görüntüleri
kamuoyunda çokça tepki almıştı. Tüm dünyayı etkisine alan yozlaşmış Amerikan
kültürü, özellikle dizileri ve filmleri eliyle gençler arasında alkol ve
ahlaksızlığa zemin hazırlayan mezuniyet baloları, gençlere parlatılarak ve
özendirilerek aktarılıyor." dedi.
"Mezuniyet baloları
yavrularımızın bataklığa ilk adım attığı ortamlar oluyor"
Bu baloların gençlerin alkol ve
ahlaksızlıklarla tanıştığı bir törene dönüştürüldüğünü vurgulayan Turan, şöyle
devam etti:
"İçki, uyuşturucu ve
ahlaksızlığın tavan yaptığı kutlamaların ismi “mezuniyet balosu” olarak
belleklere yerleştiriliyor. Hayatında bırakın alkolü, ağzına sigara dahi
sürmemiş olan çocuklarımız, bu gecelerde maalesef birçok perdeyi de yıkıyor.
Sorumsuz okul yöneticilerinin de zemin hazırladığı bu rezilliklere dur demenin
vakti geldi de geçiyor bile. Bilet satıp gelir elde ederiz hesapları yapan
sorumsuz okul yöneticileri de, gençliğin önündeki bu tehlikeye 3 kuruşluk
menfaat uğruna kayıtsız kalıyor. Şaşalı ortamlarda yapılan bu tür mezuniyet
baloları, gözümüz gibi sakındığımız yavrularımızın bataklığa ilk adım attığı
ortamlar oluyor."
"Buna ortam hazırlayan
okul idarecileri cezalandırılmalı"
Gözünü para bürüyen okul
yöneticilerinin sorumsuzluğuna Milli Eğitim Bakanlığının da bir an önce dur
demesi gerektiğini ifade eden Turan, "Bu tür görüntülere müsaade eden okul
yöneticilerinin en ağır şekilde cezalandırılmalarını istiyoruz. Çocuklarımızı
emanet ettiğimiz eğitimcilerin bu tür konularda daha hassas davranmalarını
bekliyoruz. İlla da mezuniyet töreni düzenlenecekse okul idaresi uhdesinde,
okul binasında ya da okul spor salonunda, milletimizin değerlerine, kültürüne
ve genel ahlak kurallarına uygun, zararlı alışkanlıkların yer almayacağı bir
ortamda yapılması için hassasiyet gösterilmesini bekliyoruz." (https://dogruhaber.com.tr/haber/938087-12.06.2023)