Dolar (USD)
35.15
Euro (EUR)
36.53
Gram Altın
2964.56
BIST 100
9724.5
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
20 Ağustos 2022

Meyveli ağaç

Değerli okurlarım atasözleri deyimler ve özdeyişler yerinde ve zamanında hatırlanarak yönümüzü tayin etmede kullanıldığında inanılmaz sonuçları ile rehber olarak kullanılmalı diye düşünenlerdenim.

Meyve veren ağaç taşlanır atasözünün mecaz anlamı ile kendimize ve çevremize yönelik gözlemlediğimizde demek istediğim daha iyi anlaşılır.

Çok eskilere gitmesem de yarım asırlık tarihin canlı şahidi olarak günümüze doğru geldiğimde bizzat yaşadıklarımdan kısa örnekler vermek istiyorum.

Seksenler doksanlar hamaseti yapacak değilim, lakin günümüz insanının nisyanı beni derinden üzüyor. Hadimi bol ancak bir o kadar da haini olan bir millet olduğumuzdan olsa gerek sıklıkla kendi ayağımıza çelmeler atarak kör topal bugünlere gelmiş olmamızı göz ardı etmeden ulu orta etrafı kirletmek hakkaniyetli olmasa gerek.

Ülkemizin yetmiş sente muhtaç duruma düştüğü veya düşürüldüğü günlerde genç bir üniversite öğrencisi olarak, fezaya giden dünyada niçin bu zillette olduğumuzu ve kardeşin kardeşi acımasızca öldürmesini, toplumun çimentosu olan ırk, dil ve dini değerlerin bizi neden birbirinin düşmanı haline getirdiğini yada getirildiğinin de izahını bugün bile doğru dürüst yapmadan üzerinde birkaç meyvesi bulunan ağacı taşlayıp duruyoruz.

Meyveli ağacı taşlarken köküne kibrit suyu dökmek için canhıraş çalışanların piyonu olmamak ve her zamankinden daha dikkatli olmak gerekirken, bu aymazlık, bu adam sendecilik, bana dokunmayan yılan bin yaşasın kolaycılığı kime ne kazandırır doğrusu düşünmeye değer.

Pandeminin her şeyi alt üst ettiği, dünyanın fezaya gitmeyi bırakıp birbirini yediği günümüzde bari biz akıllanalım. Meyve veren ağacı taşlamak yerine meyvelerini çoğaltmayı deneyelim diyorum ama kime?

Öncelikle kendime.

Aklıselim ile düşünmek varken onun bunun dolduruşu ile sağa sola yalpalayan kuru yapraklar olmayı tercih etmek, ot gibi yaşamak, hedefi olmak yerine, hedef olarak kullanılmak acı olduğu kadar aynı zamanda büyük bir aptallık.

Rabbimiz akdedenlerden olmamızı öğütlerken önderimiz Hazreti Muhammed (as) kişiyi ayakta tutanın akıl olduğunu ve aklı olmayanın dinini de olmadığını söyleyerek direkt aklımıza hitap ediyor.

Akılla ilgili onlarca yüzlerde deyim atasözü ve özdeyişlerin olmasından da anlıyoruz ki, aklın hey yaşta öncelikli kullanılmasının menfaatimiz icabı olduğu bir gerçek ve bu nimetten istifade edenlere de ne mutlu.

Günümüz insanı tüm bu gerçekliklere rağmen niçin aklını kullanmaz, duyguları ve ön yargıları ile hareket ederek rezil rüsva olur bunu da anlamak zor.

Tüfek icadı nasıl mertliği yok etti ise, sosyal medyada ulu orta işkembeden atıp tutmalarda insanlığı ve değerleri tarumar etti. Muhatabın kim olduğunun bilinmezliği bu bozulmanın ana sebebi.

İn mi, cin mi yoksa başka biri mi belli olmayınca akılda tatilde ise sırca köşklerden vur patlasın çal oynasın misali at babam at.

Tutan kerizler çok olunca atmasyonlarda tutanın elinde kalıyorsa bundan daha büyük bir ticaret mi olur.

Ülke batmış, vatandaş ölmüş kimin umurunda.

Bekâra hanım boşamak kolaycılığı ile işler tıkırında.

Bindiği dalı kesmiş,içinde bulunduğu gemiye su dolmuş farkında bile değil.

İş işten geçtikten sonra ah vah başlayacak ama çok geç olduğunun farkına varıldığında iş işten geçmiş olmasın.

Maalesef bu çaresizliğe doğru hızla yol alıyoruz.

Meyveli ağaç elbette taşlanır.

Bu atasözümüze[M1] amenna.

Köküne kibrit suyu dökenleri görenlerden olalım.

Hükumet edenleri taşlarken devletimize zarar verenlerden olmayalım.

Sağlık ve mutluluk dileklerimle.