Mevlana Kimdi
Bir vesileyle Mikail Bayram Hocayı dinliyordum. Hocamızın çarpıcı bir konuşması ve ezberleri bozan açıklamaları vardı. Bu açıklamalara önce tereddütle yaklaştım. Sonra Mevlana'nın söylediklerine mi yoksa Mikail Bayram hocanın söylediklerine mi inanayım dedim. Bir süre düşünce dalgalarıyla boğuştum. Bu düşünce dalgaları ki duygu sahilime her çarptığında içimin eridiğini söyleyebilirim.
Neden mi eriyorum. Yıllarca Mevlana'nın Mesnevisinden şiirler, hikayeler ezberlemiştim. Bu ezberlerimi mesleğimiz gereği bazen sınıfta öğrencilerle bazen konferanslarda kıymetli dinleyicilerle paylaşmışımdır. Bu arada zatın ism-i alileri Mevlana Celaleddin Rumu00ee, eserinin ismi de "Hüsammu00ee-name" olarak belirteyim. Mesnevinin roman gibi edebi tür olduğunu bilmemiz gerekiyor. Yine tarikatlarda Mevlana Camii, Mevlana Halidi Bağdadu00ee gibi isimler de var.
Mikail Bayram Hoca, Mevlana'nın Hululiye mezhebine mensup olduğunu söyler. Mevlana Celaleddin Rumi'nin hocası Şems-i Tebrizi'nin de Hululiye mezhebinden bir mutasavvıf olduğu (Menakibu'l-Arifin (s. 2/637-638, ter. Tahsin Yazıcı, Ankara, I980) kitabından nakledilen ve Allah'ın Kimya Hatun suretinde Şems'e göründüğünü anlatan olay nakledilerek belirtilmektedir. Şems-i Tebrizi'nin; "O senin gördüğün Cenabı Allah beni ne kadar çok seviyor ki hangi surette dilersem, öylece bana gelir. Bu defa da Kimya suretinde geldi" sözü, onun hulul inancında olduğunu göstermektedir. Bu sözüyle Allah'ın, Kimya Hatun suretine girmiş olduğunu ifade etmiş olmaktadır. Şems, bu hulul felsefesiyle Mevlana'yı etkilemiş ve onu kendisine bağlamıştır. Mevlana'nın bu felsefeye bağlılığını daha önce merhum Muhammed İkbal de zikretmişti.
Mikail Hocanın anlattıklarına gelelim. Mevlana'ya Rumu00ee sıfatının Moğollar tarafından verilmiştir. Hoca, bu güne kadar Mevlana üzerinde çalışanlar neden ona Rumu00ee denildiğini hiç merak etmediklerinden yakınıyor. Ve ekliyor eğer Konya'ya yerleşmişse ona Konevu00ee ya da Karamanlıysa Karamanu00ee olarak isimlendirilirdi, diyor. Meğer o zaman Moğollar Mevlana'yı bütün Anadolu'nun şeyhi olarak ilan etmişler ve ona biat etmeyenleri ya öldürmüşler ya da sürgüne göndermişler. Sivas'ta Ahi Divane kovuldu, Tokat'ta Ahi Münir, Kırşehir'de Ahi Evren ve Mevlana'nın kendi oğlu Aladdin Çelebi öldürüldü. Öldürülmelerinin sebebi Mevlana'ya biat etmediği içindir. Nureddin Caca adlı bir müridi Kırşehir'e gitmeden önce Mevlana ile görüşüyor. Ahi Evren ile birlikte onun oğlunu da öldürme fermanını alıyor. Hatta Alladdin Çelebi öldürüldükten sonra cenazesi Konya'ya getiriliyor ama Mevlana onun cenaze namazına katılmıyor.
Yine Hocanın aktardığı bilgilerin hepsinin kaynağı bellidir. Mesela Mevlana'nın 'Fihi Ma Fih' adlı eserine atıfta bulunuyor. Burada Mevlana Moğollar'ın Reisi Cengiz Han için diyor ki; 'Cengiz Han, Allah'tan mesaj aldı. Cenabı Allah, Cengiz Hana demiş ki; halkını, kavmini topla, şu zalim Harzemşahlar ülkesine yürü, onları kahret' diyor. Fakat Mevlana'nın nasıl olup da, Müslüman Türk Devleti olan Harzemşahlar'ı değil de, putperest olan Cengiz Han'ı savunabildiği çok şaşırtıcı bir şekilde karşımıza çıkıyor.
Yine Mevlana'nın Moğolları kayıran bir ifadesi daha. Moğol Hükümdarı Hulagu Han, Bağdat'ı fethettikten sonra, Orada bulunan son halifenin oğlu Ez-Zahir Billah Mısır'a kaçmış ve Baybars'ın yanına sığınıyor. Baybar, onu halifeliğini ilan etmişti. Mevlana, Mesnevi'sinde "Mısır Halifesinin Hikayesi" diye bir hikaye anlatır (Mikail Bayram Hoca bu hikaye için çok terbiyesizce bir hikayedir, diyor.) Orada, Mevlana, Sultan Baybars'ı ve Mısır'a kaçan Ez-Zahir Billah'ı tahkir ediyor, rezil etmeye çalışıyor ve böylece Hulagu Han'ı desteklemeye çalışıyor. Yine Mevlevi eserlerde, Menakibu'l-Arifin'de 'Hulagu Han'ı övüyor. Mevlana'nın övdüğü Moğol Hükümdarı Hulagu Han, putperest bir hükümdar. Ez-Zahir Billah ise Müslümanların son halifesinin oğlu idi. İmdi Mevlana kimden yana tavır koyması lazım size soruyorum.
Ah şimdi birçok sayfasını atlayarak okuduğum Mesneviyi ve diğer kitapları Mikail Bayram hocanın rehberliğinde okuma vakti geldi.