Mevla bizden ne istiyor?
Bahar geldi. Olanca görkem ve güzelliğiyle, sıra dışı zarafetiyle geldi. İhtiyarlık, hastalık gibi muayyen sebepler şöyle dursun, kim bilir, hayatının baharında kaç kişi, hain saldırıların gölgesinde kaldı da, baharın kalbine ulaşamadan sevdiklerine veda etti.
Kul aklımızla adını "ayrılık" koyduğumuz ölümü var edeni ve bizi ötelerden dünya denen imtihan yurduna göndereni düşündüğümüzde, hüzün yüklü bir tebessüme dönüşüveriyor her şeyu2026 İnatçı bir ısrarla bağlandıklarımız, bir nokta mesabesinde kalıyor öteler düşünüldüğündeu2026 Ama işte kuluz! Ve Yaratan ve yaratırken göğsümüze o lirik acıyı koyan ve bizi o acıyla yaşatan, o acıyla sınayan, sınırlı bir kavrayış mekanizması ile donatmış benliğimiziu2026 Ruh acı çekince, usulca çıkıp gidiyor kapımızdan şuur. Aşkı bilincini aşanın, taşkınlık aşamasına geldiğinde meczuplaşması ondanu2026
Mavinin, yeşilin, morun her tonunu üzerinde taşıyan ve "cennet gölgesi" olarak adlandırılan dünya, yaratılmışlar arasında insanın, acıtma iştiyakına cevap verebildiği ölçüde acı. Dünyadan ziyade kötülükten beslenen insanlar acı. Tuhaf olansa kötülüğün de kendini "mağduriyet" statüsünde değerlendirmesi ve dünyada hakkını araması! Kötülük de, ona sarılanlar tarafından sebeplere dayandırılan bir "haklı".
Ey konuşanlar, haykıranlar, söylemleri eylemini aşanlar!
Ey cümle çirkinlikten bizar olanlar, her ölümle kalbi yerinden sökülenler, hüznü lisanına dökülenler!
Ey kalemim, kalbim, kelimem, her defasında beni, benimle sınayan iddiam ey!
Hepiniz bunca iyisiniz madem; savaşını verdiğiniz Hak ve hakikatten nasip almışsınız hepiniz, topukları arzı inletirken başı arşa değen kötülüklerin yükü insanlığa nasıl pay edilecek? İyilik de üstlenmezse kötülüğü, omuzlarını silkerek gel geç naralarla eğreti bir ses bırakmakla yetinirse boşluğa, eğri nasıl düzelecek?
Sadece kınamakla kurtulabileceğimizi mi zannettik üzerimizdeki vebal yükünden? Oysa bizler u2013aramızdaki vatan hainleri, Batı müptelaları istisna- birbirimizin rengi ve tercihiyle uğraşmaktan öfkemizi, küfre ve zulmete layıkıyla yönlendirmeyi bile beceremediku2026 Başaramadık bir hüznün etrafında halka oluşturmayıu2026
"Biraz dursak" diyorum, kavgaya mola versek, biraz sussaku2026 Sabrımızı, bir başkası değil de önce kendimiz üzerinden teste tabi tutsaku2026 Birbirimizi acıtmak için harcadığımız enerjinin bir kısmını kendi acımızı duymak için kullansaku2026 Mütemadiyen kapımızı çalan ağrıtma iştiyakını bir kere de eli boş yollasaku2026
Bizi İslam ile şereflendiren, Muhammet ümmetliğine layık gören Allah, bizden ne talep ediyor? O'nun Müslümanlıktan fersah fersah uzaklaşan ülkeler üzerinden verdiği insanlık mesajını layıkıyla okuyabiliyor muyuz? İçinde bulunduğumuz şartlar içinde en iyisini yapıyor muyuz? En iyi anne, en iyi baba, en iyi öğretmen, en iyi dost, kardeş, alıcı-verici olabiliyor muyuz da bir başkasını kınama hakkını kendimizde buluyoruz?
Birilerimiz gelinen noktanın sadece "Batı oyunu" ifadesiyle izah edilemeyeceğini itiraf etsin artık. Zaaflarımızı kabullensin. Dudaklarından "koltuk" lafzını eksiltmeyen birileri, yönetici statüsündekilerin bizim halimizle şekillenen, bizim dualarımız doğrultusunda ilerleyen, bizim davranışlarımızla ifade bulan bir ayna olduğunu ikrar etsin. Birilerimiz körü körüne savunulan her şeyin Mevla rızasına uygun olmasına dikkat etsin.
İlahi!
Devletimize, yöneticilerimize; asker ve polisimize İslam coğrafyasının son kalesi olan ülkemizi küfre ve küffara karşı koruyacak kudret ver.
Ufkumuzu nurlandır, ferasetimizi artır, basiretimizi ziyadeleştir; bizi bizden ayırma, bir vücudun azalarından mürekkep olduğumuzu ikrarla bizi bize buldur.
Selam ileu2026
Nuray Alper