Mevcut dünya sistemine format atılıyor
İncil'in Tekvin bölümüne göre (El-Tabari'nin Peygamberler ve Krallar Tarihi kitabında da geçer) Nemrut Babil Kulesi'ni inşa etti. Öyle ki bu kulenin tepesi cennete ulaşacak bir kule idi. Bakar mısınız şu arzuya!
Ama Allah bu
yaptıklarından dolayı onları cezalandırdı, inşaatı durdurdu ve insanları
dünyanın dört bir yanına dağıttı. İlk başta hepsi aynı dili konuşuyordu
ancak şimdi hepsi farklı diller konuşuyordu ki birbirlerini anlamasınlar.
Hikâye bu.
Bizim meselemiz ise bu hikaye üzerinden inşa edilmek istenen
despotik düzeni deşifre etmektir.
Evet, ta o zamandan
beri, merkez bankaları, finans şirketleri yeniden kuleler inşa etmeye
başladılar. Bu yapılar tam olarak gökyüzüne ulaşmasa da hırsları ve bastıkları
sahte paralarla kendilerini gökte sandılar.
Ancak bu kez bu binaları yerle bir edecek olan halkın gazabı
olacaktır. Emin olun bu dediğim olacaktır. Halklar
bir gün bu anıtların(!) bankerlerin kibirlerinin simgesi olduğunu idrak
edecektir.
Malumunuz zenginlerin en tepedeki yüzde birinin inanılmaz
serveti bu sahte parayla birikti ve dünyanın geri kalanı yoksullaştı. Bunun
eninde sonunda hesabı sorulacaktır.
Takip ettiğim gerçek
ekonomistler bu kulelerin 300 trilyon dolarlık küresel bir balonun oluşmasına neden
olduğunu söylüyor. Öyle ki bu servet yakın bir zaman diliminde borca dönüşecek.
Anlayacağınız dünya, yaklaşan nükleer savaş tehdidinden
kurtulacak olsa bile, finansal sistemin çöküşünden kurtulamayacak!
Asıl nükleer felaket
burada yaşanacak. Yaklaşan bu büyük dönüşüm zorlu bir geçiş sürecinden sonra
farklı bir formatta yoluna devam edecek.
Dünya mevcut krizden çıkacak ve bugün olduğundan çok farklı
bir sistemi devreye sokarak yine sömürmeye devam edecek. Hiç öyle, “hiçbir şeyimiz olmayacak ama mutlu olacağız”
diye heveslenmeyin!
Bugün 100’den fazla
ülkenin merkez bankaları dijital para birimini test ediyor. Örneğin İsveç'te çoğu
mağaza artık nakit kabul etmemeye başladı.
Böyle giderse
insanlar, sonuçlarının farkına bile varmadan paralarının kontrolünü memnuniyetle
hükümetlere devredecek.
İşin finans kısmı böyle.
Diğer taraftan özellikle Dünya Ekonomik Forumu tarafından “Büyük
Sıfırlamanın” bir parçası olarak yayılan tarihin en büyük dolandırıcılıklardan
biri olan iklim krizi yer almakta.
Sorun iklim
değişikliğinin kendisi değil, halkı, özellikle gençleri, insanlığın
gezegenimizi yok ettiği inancına aşılama sürecidir.
Oligarklar, küresel ısınma denilen şeyin sadece ekonomiyi
değil, kelimenin tam anlamıyla her şeyi değiştirmek için iyi bir bahane
olduğunu düşünüyor.
Esas sebep ise, biz
insanlardan nefret ediyor olmalarıdır. WEF'in propagandacısı Yuval Noah Harari
insanlardan sık sık "işe yaramaz yiyiciler" olarak söz etmiyor mu?
İnsanların neleri yapıp neleri yapamayacaklarını düzenleyen
yasalar ve yönetmelikleri daha şimdiden vaat eden partilere bakıldığında durum
sanıldığından daha vahim boyutta.
Demem o ki biz
içeride seçim sürecinin sıcak gündemine kapılmışken dışarıda dünyayı tek
merkezden yönetmek isteyen oligarklar amansız bir mücadele yürütüyor.
Ülkeler, yeni dünya nizamının çarkları arasına alınmak
isteniyor. Dördüncü Sanayi Devrimi'nin (Endüstri 4.0) dijital kölelik sistemi
bize gizlice dayatılıyor.
Ve Türkiye’de vereceğimiz
bu kararın dünya sistemini dönüştürmeye çalışan oligarkların, finans
çetelerinin tüm planlarıyla yakından bir alakası var.
Bu çerçevede 6’lı İttifak’ın verdiği vaatleri okursanız ne
demek istediğimi daha iyi anlayacaksınız. Eğer bu uykunuzu kaçırmıyorsa durum hakikaten
vahim demektir.