Dolar (USD)
34.58
Euro (EUR)
36.30
Gram Altın
2918.76
BIST 100
9659.96
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
07 May 2020

Meslek Örgütleri ve Darbe Tehditleri

Belki bin kez yazdık, sosyal medya adreslerimizden haykırdık, doğruları söylemimize katlanabilen sınırlı sayıdaki kanalda üzerinde durduk: “Meslek Örgütleri Alanına Çeki Düzen Vermek Şart, Bugün Yarın, Bugün, Yarın… Niçin ve Ne Zamana Kadar Erteleyeceksiniz Bu İşi!”

Çok yazdık, çok söyledik ama kabaca “amansız düşmanlar” ve “yukarıdan işaret gelmeden parmak kıpırdatmazlar”saflarına ayrılmış “yarı aydın kalem sahibi” takımından destek göremedik.

Kimi “anlama özürlüler” de kaş kaldırıp,

“Niye böyle yazıyon ki, senin kadar düşünemiyola mı?” makamında sataştı bendenize…

Oğlum bak git!

Elimizdeki sınırlı imkânlarla memleket yararına işler yapmaya çalışıyoruz şurada, destek vermezsin, bari gölge etme!..

Tövbe tövbe!..

*

Efendim;

“Taban”daki vefakâr, cefakâr, her sıkıntılı dönemde öne çıkar ve her rahat dönemde de avucunu yalar vatan evlâtları ile onlara tepeden bakmayan az sayıdaki “ kalem sahibi” haricinde bu işlere giren olmuyor…

Olmuyor zira…

“Düşmanlar” grubu zaten o zihniyette; yani Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı Merhum Menderes’in akıbetiyle tehdit eden kafa zaten “malûm meslek örgütleri” ile el ele, yürek yüreğe…

Yani, buralar birer “arka bahçe” özetle!..

Öbür taraf da…

İşte, “Bu dünyanın nimetlerinden sonuna kadar faydalanmanın derdinde”, dönem mi değişti, geç öbür tarafa!..

Neyse ki Sayın Cumhurbaşkanı, “Bunların seçim yöntemleri değişmeli” dedi de…

Şöyle bir hareketlendi ortalık.

Hemen ifade edelim, “Seçim yöntemleri değişmeli”den neyin kast edildiğini:

Bu malûm meslek örgütlerinde “Yönetimi alan her şeyi alır!” modeli işliyor…

Yani;

Karşı taraftaki kırılmalardan, bölünmelerden, vesairelerden dolayı “yüzde 30’luk, 35’lik destek oranlarıyla” yönetimi ele geçirenler, ipleri tamamen ele alıyorlar.

“Yönetimin tamamı tek tip zihniyetten oluşur” muhtevalı mevzuattan dolayı, yüzde 70’lik kitlenin karşı olması hiçbir anlam ifade etmiyor.

Malûm meslek örgütlerinin sözde temsil ettikleri meslek erbâbı vatan evlâtlarının önemleri de “aidat”, “harç”, “şu parası, bu parası” ödemekten ibaret…

“Seve seve” öder garipler, aksi takdirde işlerini göremez, evlerine ekmek götüremezler!..

Bu düzen hiç değişmedi, son 18 yılda da değişmedi…

Birçok iktidar önde geleni…

Mesela, bugünkü Meclis Başkanı Sayın Mustafa Şentop, Ak Parti Yönetimi’nde iken defalarca, “Bu meslek örgütleri ne deve, ne kuş, sivilleştirmek şart!” dedi ve gerekli adımların atılacağını söyledi ama…

Olmadı, olamadı…

Bir yandan memleketin başında bin türlü iş oldu, “Şeytan taşlamaktan tavafa fırsat kalmadı”, diğer yandan da bazı “yakın görünümlü” yapılardan direnç geldi.

“Yakın görünümlü” yapılardan kastımın hangileri olduğunu anlayan anlamıştır, anlamayan için edecek lâf kalmamıştır!..

Şimdi…

Sayın Cumhurbaşkanı, bu işe el attı.

El atınca da, hemen karşı taraftan tepki geldi:

“Böyle yaparsanız bu meslek örgütlerini yönetemeyiz!”

Bu söyleneni şöyle “tercüme edelim” biz:

“Böyle yaparsanız meslek örgütlerini istediğimiz gibi yönetemeyiz, bu örgütleri yıkıcı muhalefetin arka bahçesi gibi kullanamayız, meslek erbabından istediğimiz kadar istifade edemeyiz!”

E, öyle olur…

Meslek örgütlerini istediğiniz gibi yönetmeyin siz de, farklı görüşler de temsil edilsin yönetimde, ne sakıncası var?..

Hani “daha fazla demokrasi” istiyordunuz…

Hı!..

*

Efendim;

Sayın Cumhurbaşkanı, bu konuda “kararlı mesaj” verince…

Daha önce bu topa girmeyenlerden birileri “Efenim çok muvafık olur!” makamından bir yol tutturdu yine…

Şimdi bunlara;

“Be hey ‘mübarekler’; biz burada kendimizi yırtarken, hepinizden destek talep ederken hiç oralı olmuyordunuz?” filan diye yüklensek…

“Biz patlıcanın dalkavuğu değiliz mirim!” kıvamıyla gerdan kıracaklar…

(Böyle patlıcanlı dalkavuklu bir fıkra var, merak eden kardeşim kolayca bulur ve bakar.)

Neyse ki, Sayın Cumhurbaşkanı bunlara “girmedikleri” toplara işaret ediyor.

Her neyse ne;

Bu meslek örgütleri alanına el atmakta büyük faydaların olduğu ortada…

Kim ne için destek veriyorsa versin…

Şu iş bir hal yoluna girsin…

Yeni bölüm

“Elit” Meslek Alanlarında “Anadolu Ruhu” Niçin Zayıf?

Evet, “malûm meslek örgütleri alanına “seçim sistemi” yoluyla “demokrasi” ayarı vermek şart.

Şart da…

Meselenin “özü” burada değil.

Esas mevzu, bu alanlarda “Anadolu Ruhu”nu etkin kılabilmekte.

“Malûm zihniyet” buralara 100 sene evvel de hâkimdi, 50 sene evvel de, 30 sene evvel de…

Şimdi de…

Özgül ağırlığı fazla olan birçok alanda bunlar çok daha etkili…

İstediğin kadar “çoğunluktan” bahset, medyada “aslında” azınlıksın, kemiyet meselesi değil, keyfiyet meselesi!..

“Malûm zihniyet” geleneksel medyada da, sosyal medyada da çok daha etkili.

“Elit” kabul edilen meslek alanlarında etkinlikleri çok daha fazla…

27 Mayıs zihniyetinin hedef aldığı insanların çizgisinden gelenlerin büyükçe bir kısmı kıyıda köşede kalmış…

Aradan sıyrılmayı başaranlar da daha çok “inşaat-taahhüt işlerine” yönelmiş…

Kimileri, “kızaktaki bürokratlar” olarak “özlük hakları” ile avunur halde…

Şöyle...

Alana girip mücadele eden çok az, edenlerin de destek görenleri çok az.

Yani…

Demem o ki…

Sizin “Kültürel İktidar”a giden bir yol haritanız yoksa “mevzuat düzenlemeleri” asla ve de kat’a yetmez!..

Yeni bölüm

ÜNİVERSİTE İŞLERİ NE OLACAK SAYIN CUMHURBAŞKANI VE SAYIN YÖK BAŞKANI?

Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan, Kabine Toplantısı’nın ardından “Üniversitelerin 15 Haziran’dan itibaren akademik takvime dönebilmesi” yönünde karar alındığını açıkladı ya…

Birçok üniversite öğrencisinden, anneden, babadan “Bu işin bir an evvel netleştirilmesi” yönünde talepler yükselmekte…

Yani…

Bu iş nasıl olacak, memleketteki milyonlarca üniversite öğrencisi memleketlerinden kalkıp üniversitelerin bulunduğu illere mi gidecek?..

Böyle olacaksa, “koronavirüs” yaygınlaşmaz mı?..

Edirne’deki bir öğrenci, Ardahan’daki üniversiteye nasıl ulaşacak?..

Birçok soru geliyor…

Üniversitelerin üst yönetimlerinden birileriyle konuştum, onlar da neyi nasıl yapacaklarını bilmediklerini söylediler.

YÖK’ten bu konuda bir açıklama var;

“Üniversiteler kendi takvimlerini belirleyip koruyucu tedbirlerle ve az sayıdaki öğrenci ile açılacak…” deniyor.

“Az sayıdaki” ne demek, bu “az sayıdaki öğrenci” neye göre seçilecek?..

“Son sınıfta bulunan ve alttan dersi olmayan öğrencilerin mezun edilmeleri yükü bir ölçüde hafifletir” diyen eğitimciler var.

“Birkaç dersileri” olanlara da sadece alttan kalan derslet için sınav meselâ...

Öte yandan;

“Hazırlık sınıflarına” ilişkin bir şeyler yapılabilir mi?..

Belirsizlikler, belirsizlikler…

Üniversite yönetimlerinin bunların altından kalkabilmeleri kolay olmayacak…

Bir de “özel üniversiteler” var…

Düşündükçe başka başka şeyler çıkar bu meselelerden!..

Bu işlerde standardın olması lâzım, bu sürecin yükü öğrencilere “eşit” olarak paylaştırılmalı, farklı üniversitelerin farklı kararlarından dolayı “ilâve” mağduriyetler söz konusu olmamalı.

SAĞLIK PERSONELİNDEN MEKTUP

Geçen hafta yayınlayacaktım, araya bir dolu mesele girdi, bugüne kaldı.

‘Sağlık Personeli’nden gelen mektubu ilgililerin dikkatlerine arz edeyim:

Biz bir grup Sağlık personeliyiz.

Ülkemizin şu an içinde bulunduğu bu zorlu süreçte biz sağlık çalışanları olarak her

zamanki özveri ve gayretimizle işimize dört elle sarılıp çalışmaktayız.

Bu sıkıntılı süreçte bizim moral motivasyonumuzun yüksek tutulması gerekmekte olduğunu düşünmekteyiz.19 Nisan 2020 yapılması planlanan Sağlık Bakanlığı Unvan Değişikliği Sınavı ileri bir tarihe ertelenmiş bulunmaktadır. Siz devlet büyüklerimizden ülkemizin bulunduğu bu salgın sürecinde sağlık personellerin azimlerinin kırılmaması için 1 defaya mahsus yazılı sınavın geçmişte bazı Bakanlıklar’da da (Milli Eğitim Bakanlığı) uygulandığı gibi kaldırılarak sınav için başvuruda bulunmuş personellerin talep ettikleri kadrolara geçmelerini talep etmekteyiz. Sağlık Bakanlığı personelleri olarak bize vereceğiniz müjdeli haberi beklemekte şükranlarımızı sunmaktayız. Saygılarımızla.”