Dolar (USD)
34.57
Euro (EUR)
36.00
Gram Altın
3017.21
BIST 100
9549.89
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
07 Eylül 2014

Meserret

Önceki akşam Üsküdar'da kültürümüze sanatımıza hizmet etmiş üstatların bulunduğu bir meclisteydim. Hattat Hasan Çelebi, şair ve yazar Yavuz Bülent Bakiler, ebru sanatkarı Hikmet Barutçugil, klasik sanatlar hocası Prof. Dr. İlhan Özkeçeci, sosyolog Prof. Dr. Ümit Meriç ve kültür tarihçisi Abdullah Kılıç'la birlikte yedi kişi sohbet ediyor, muhtelif meseleleri konuşuyoruz. Söz dönüp dolaşıp Türkçeye geldi. Dilimizin yaşadığı sıkıntıları ele aldık. Kendimi bildim bileli lisan meselesi gündemden hiç düşmedi. Derin Tarih dergisi de Eylül sayısını bu konuya ayırmış: "Türkçe Nasıl Katledildi?" Uzman isimler Yavuz Bülent Bakiler, Prof. Dr. Orhan Okay, Prof. Dr. Mustafa Kaçalin ve D. Mehmet Doğan "Türkçenin Soykırımı"nı anlatıyorlar.

Kelimelerin zarafeti, ihtişamı, inceliği, büyüsü, asaleti ve cazibesi vardır. Her kelime her ağza yakışmaz, her kelime uluorta kullanılmaz. Benim ilk duyduğumda adeta aşık olduğum kelimeler vardır. Mesela Sait Faik'in de bir hikayesine konu olan 'semaver' onlardan biridir. Bir çay tadı, bir dost sıcaklığı, bir muhabbet havası taşır. Semaver birden fazla kişiyi çevresine toplayabilen güzel bir eşyadır, buğusu üstündedir. u00c2şina insanların, birbirine yakın insanların harelendiği bir ocak başıdır. Bir kitabıma da isim olan 'sefertası' da öyledir. Onda da aile bireylerinin birbirine olan muhabbeti, hürmeti, sadakati hissedilir. Yürekten pişen yemeklerin gönül insanlarına taşınmasıdır sefertası.

Alın size bir sevimli kelime daha: 'Meserret'. Kökü sevindirmekten geliyor, sevinç anlamında. Meserret şimdi bir yayınevi adı. Hem de Cağaloğlu'nda yeni kurulan bir yayın kuruluşu. Bazı yayınevleri gereksiz bir telaş içinde Babıali'yi terk edip başka yerlere taşınırken Meserret, kararlı bir tavırla gelip Cağaloğlu'na kuruluverdi. İyi de yaptı. Bu sayede hem o lüzumsuz dağılmanın karşısında dik durdu, hem de iyi ve doğru bir yerden başlamış oldu. Başlangıçların hayırlı ve uğurlu olması temenni edilir. Meserret de bana göre geniş ufuklu bir düşüncenin merkez üssü gibi gönüllerde şimdiden taht kurdu. Yayınlarıyla sıra dışı bir kültür faaliyetinin içinde olacağını eşe dosta gösterdi. Popülizm tuzağına düşmeden kültüre, sanata, edebiyata sahip çıkacağını her kitabıyla ispatladı.

Meserret'ten çıkan bazı yayınlardan daha önce söz ettim. Diğerlerinden de zaman zaman bahsedeceğim. Bu yazıda sadece isimlerini anmak isterim. Belki türlerine göre ayırmak daha iyi olur. Belli ki Meserret vefa duygusu yüksek, civanmert ve kadirşinas insanların tesis ettiği bir ulu yapı. Hilmi Yavuz ve Mustafa Kutlu kitapları bana bunu söyletiyor. Ercan Yılmaz'ın Hilmi Yavuz'la konuşmalarından meydana gelen Ne Uzun Bir Büyü'sün bir solukta okunuyor. Hilmi Yavuz'un tercüme şiirleri ise Bu Gece en Hüzünlü Şiirleri Yazabilirim adını taşıyor. 'Gül' ve 'Hüzün' şairi adına, Edirne'de 11-12 Nisan 2014 tarihlerinde düzenlenen toplantının konuşma metinlerinden oluşan Şairsin, Hüznünden Belli bir ışıldak gibi içimizi aydınlatıyor. Meriç Hikaye Günleri'nde yaşayan değerli hikayecimiz Mustafa Kutlu'ya adanan armağan kitap, Cüz Gülü'nün Kokusu ismiyle şavkıyor. Zor Yılların Hikayesi, Mustafa Bilgin'in hatıra kitabı. Daracık Bir Mavi ise M. Kemal Aydın'ın denemelerinden oluşuyor. Evi Dünyadan Büyük kitabından daha önce bahsetmiştim. Serhat Demirel'in incelemesi. Ziya Osman Saba'nın Şiirinde Ev İmgesi'ni ele alıyor.

Bazı yayınevleri günlük/gündelik kitaplara heves ederken Meserret, edebiyatı ciddiye almaya ve kucaklamaya devam ediyor. İşte bir çok genç hikayeciyi edebiyatımıza kazandıran Meriç Hikaye Günleri'nden bereketlenen iki antoloji: İçinden Nehir Geçen Hikayeler ve Göğün Beşinci Katı. Bu upuzun edebiyat treninde dört hikaye vagonuna rastlıyoruz. Şeyda Koç Sen Tara Saçlarımı ile okuyucularına sesleniyor. Tuba Yavuz ise Sitare ile iyi bir çıkış yapıyor. Ve iki yazarımızdan iki hikaye kitabı daha: Sedat Sayın'dan Yalnızlık Koridoru, Fahri Ayhan'dan Kuyu. Dumanı üstünde, fırından yeni çıkmış bir hikaye kitabı daha çıkageldi: Galip Çağ'ın Komşu Kapısı.

Meserret, ismiyle müsemma. Bizi sevindirmeye devam ediyor. Şiiri de ihmal etmiyor. Belli ki bu yayınevini kuranlar edebiyatın muhtelif türlerine ait yayımlayacakları eserleri meraklılarına ulaştıracaklar. Bir usta şairin kitabı bize gülümsüyor. İhsan Deniz'in Tam kitabı. Yılmaz Daşcıoğlu ise Leylak Kalkışması ile şiirseverleri selamlıyor. Murat Saldıray'dan Sakin Kuyular, Cengiz Aydın'dan ise Buğulu Cam gözümüzü ve gönlümüzü okşuyor. Gençlerin kitap çalışmalarına yer vererek onları teşvik eden Meserret'i muhabbetle karşılıyor, "Babıali'ye hoş geldin, safalar getirdin" diyorum. Bu irfan ocağından daha nice eserler diliyor ve bekliyorum. İrtibat: Çatalçeşme Sokak, 52/2 Cağaloğlu-İstanbul Tel. (0 212) 5142971 [email protected]