Mesele 'rektör' değil, iktidar
Artık
savaşlar “semboller” üzerinden
yürütülüyor. ABD seçimlerinde bunun emarelerini gördük. Türkiye, ABD’deki “kanlı kongre binası baskını” sonrası nasıl
bir açıklama yapmıştı: “ABD’deki
olayları endişeyle izliyoruz.”
Belli ki bu açıklama
her zaman ülkeleri karanlık eylemlerin odağı haline getirip, sonrasında darbe
yaptıran ve “bizim çocuklar başardı”
demeyi âdet haline getiren ABD’nin zoruna gitmiş.
*
Boğaziçi
Üniversitesi’ne Prof. Melih Bulu’nun atanması, arkasından öğrenci kılıklı
teröristlerin nümayiş çıkartarak güvenlik güçlerini “katil polis” sloganlarıyla yuhalaması ve demokrasi ve özgürlük
kılıfı altında Boğaziçi Üniversitesi LGBTİ+ Çalışmaları Kulübü’nün “Kâbe”yi ayaklar altına atarak
pervasızca sergilemesi olayları çığırından çıkardı.
Aynı “Taksim Gezi Parkı Olayları”nda olduğu
gibi pusuda bekleyenler harekete geçirildi. Hisarüstü’nde başlayan “sivil itaatsizlik” dalga dalga yayılmaya
başladı. Daha önceki dönemlerde George Soros tarafından organize edilen “renkli devrimler”in yerine devreye
sokulan “dijital diktatörlük” harekete
geçirildi. Olaylara müdahale eden polisin “aşağıdan”
sözü “sosyal medya” üzerinden “aşağı bak” manipülasyonuyla simgeleştirilerek
algı operasyonu için düğmeye basıldı.
Rektörün
odasını basıp, “istifa” seslerinin
yükselmesinin ardından destek kuvvetlerden art arda açıklalar geldi. ABD
Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Ned Price, “Öğrenci
ve göstericilerin gözaltına alınmasından endişe duyuyoruz” diyerek diplomasi
kanalıyla Türkiye’ye daha önce ABD için sarf ettiği “endişeliyiz” sözleri iade edilmiş oldu. Olayların işaret fişeğini
atan LGBT’lilere (lezbiyen, gey, biseksüel, trans ve interseks) “yürüyün arkanızdayız” mesajı verildi.
Dünya
medyası objektifini tıpkı “Taksim Gezi
Parkı Olayları”ndaki gibi yeniden Türkiye’nin üzerine çevirdi.
*
Bölgemizi
kan kan gölüne çeviren küresel haydutlar
“Bizim çocuklar başardı” diyebilmek
için bütün imkânlar seferber ediliyor. Dün Taksim Gezi Parkı’nda “ağaç” metaforu üzerinden Türkiye’yi
karanlık eylemlerin odağı haline getirmek isteyenler, bugün de Boğaziçi’ne
atanan “rektör”ü bahane ederek
Türkiye’ye diz çöktürmek istiyor.
Rektör
istifa ederse arkasından sıra “iktidar”a
gelecek.
Hatırlayın,
ABD’nin çiçeği burnundaki başkanı Joe Biden ne demişti: “Bence daha önce yaptığım gibi onlarla doğrudan temasa geçip Erdoğan’ı
yenecek duruma gelmeleri için hâlâ var olan Türk liderliği unsurlarından daha
fazla verim almalı ve onları güçlendirmeliyiz. Darbe ile değil, seçimle. Peki
biz ne yapıyoruz? Burada oturup boyun eğiyoruz...”
Mesele “rektör” değil, hâlâ anlamadınız mı?