Mesele, ne orman ne ağaç!
Öncelikle bu mücadelede
yer alan bütün görevlileri tebrik ediyorum. Ölenlere rahmet diliyorum.
Günlerdir kahramanca mücadele ederek bu yangını söndürmek için çalışıyorlar.
Orman yangınlarındaki can
kaybı nefessiz kalan yüreklerimizi dağladı. En son 7’ye yükselen can kaybı
orman ve emlak türü zayiatları unutturdu.
Bütün dünyada olduğu gibi
Türkiye de 6 gündür orman yangınlarına karşı çetin bir mücadele veriyor. Aynı
gün içinde onlarca bölgede başlayan orman yangınları, rüzgar ve kabiliyet
zorlukları sebebiyle güçlükle söndürülüyor. Kontrol altına alınan yangın sayısı
130 iken, bu yazıyı yayına hazırladığımız dakikalarda kontrol altına alınamayan
yangın sayısı sadece 6 idi.
Orman yangınlarının
farklı sebepleri vardır:
Aşırı sıcaklar,
Söndürülmeyen piknik
ateşleri gibi vatandaşın ihmali,
İmar için (bilhassa
turistik amaçlı) kundaklama,
Ve izmarit gibi
konvansiyonel yangınlar alışılagelmiş orman yangınlarıdır.
Sabotajlar,
Devlet ya da örgütlerin
ülkeye zarar vermek amacıyla saldırı-sabotajları yine tanıdık orman yangın
türlerindendir.
Son yıllarda PKK
tarafından zarar verme amacıyla özellikle Akdeniz bölgesinde yangınlar
çıkarıldı. Kandil’den aldıkları talimatı yerine getiren PKK elemanları orman
yangını çıkardıklarını defaatle itiraf ettiler.
Ancak,
Son günlerde meydana
gelen orman yangınları hakkında insana saç-baş yoldurtan iddialarla ha bire
toplumu gerdik. Sadece toplumu germekle kalmadık, aynı zamanda PKK’ya da
olmayan bir güç isnad ettik.
Evet,
Geçtiğimiz Ekim Ayında
Hatay’daki orman yangınında 2 PKK’lının parmağı olduğunu unutmadık. PKK yakar,
bunda anlaşmaz bir durum yok, ancak, PKK’nın yaktığına dair kesin bilgiye
ulaşmadan tahminlerle “PKK yaktı” dediğimizde kime ne paye verdiğimizi,
onu nasıl reklam ettiğimizi de hesaplamamız lazım.
Kaldı ki,
Orman yangınları ile aynı
günlerde meydana gelen ve 7 kişilik Kürt bir ailenin yok edildiği Konya’daki
elim hadise üzerinden yapılan provokatif faaliyetler toplumu ayrıştırıp
geriyor. Bu özel durumun göz ardı edilmesi telafisi zor sonuçlara sebebiyet
verebilir. Bu yüzden bu ve benzeri hadiselerde kullanacağımız dilin daha yapıcı
olması lazım.
Bu asla, PKK yapsa da
söylemeyelim, demek değildir. PKK yakarsa en yüksek tondan söylenmesinde fayda
olabilir, ancak sözün coğrafyasına dikkat etmek bizim işimiz olmalı.
Bakınız,
Antalya’da gençler
kurdukları Whatsapp gruplarında gerçekle alakası olmayan, “Ormanları
yakanların/yakmaya hazırlananların eşkallerini ve kullandıkları araba
plakaları”nı gönderiyor. Organize olan bu gençler de yolda araçları
durdurup eşkal ve plaka kontrolü yapıyor.
Allah muhafaza, bu
provokasyonlarla meydana gelebilecek olayların sonunun nereye varacağını
kestirmek çok mu zor? Yetkililerin bunu hesap ederek davranacaklarını umuyorum,
aksi halde ağır vebal altına gireriz.
Bu yangınlarda da CHP ve
paydaşları muhalefet yapmak yerine çamur türü uygulamalara imza attılar.
Örneğin, Gündoğmuş’ta meydana gelen yangını aynı anda 3 uçak, 8 helikopter, 61
arazöz söndürme faaliyetinde bulunduğu esnada, CHP’li Antalya Büyükşehir Belediye
Başkanı M. Böcek canlı yayında, “Burada hiçbir çalışma yok, helikopter
gönderin!..” diyerek yalan ve kirliliğin sınırsızlığını ispatlamaya
çalıştı. Oysa Böcek canlı yayında iken kameralardan kaçırdığı arka planda uçak
ve helikopterler havada yangına müdahale ediyordu.
Öte yandan,
Yine CHP, Twitter’da tag
başlatarak sahte hesaplarla, FETÖ ve PKK elemanlarının desteği ile “Türkiye'ye
Yardım” diye 3 milyon paylaşım yaptı.
Bu,
“Türkiye yangınlarla baş
edemiyor”dan öte bir şeydir.
Söz konusu yardımlaşma olunca
bilsinler ki, CHP’nin evveliyattan şimdiye kadar ki akıl babası Batılı
devletlerin sömürdüğü ülkelere, milletlere en fazla yardımı ulaştıran devletin
adı: Türkiye Cumhuriyeti’dir.
Türkiye, araları en bozuk
olduğu dönemlerde İsrail, Yunanistan, Ermenistan gibi ülkelere ilk yardımı
götüren ülkedir. Elbette onlar da doğal afetlerde yardım etmek isterler. Ve biz
de gerektiğinde yardım ister, alırız. Kaldı ki sadece bizde değil, dünyanın
dört bir yanı orman yangınları ile kavruluyor, herkes başının çaresine bakıyor.
Rum’u, Rus’u, Hindu’su,
Hırvat’ı, İspanyol’u… orman yangınlarında bizden beter olduğu halde kimse
ülkesini böyle rezil edecek bir alçaklığa tevessül etmiyorken CHP’lilerin bu
rezilliği bağrına basması ülke sevgisi ile değil, ülkeye düşmanlıkla
açıklanabilir.
Not:
Değerli dostlar, önemli
bir gelişme olmadıkça yazılarıma bir süre ara vereceğim. Bu süre içinde yine
Allah’a emanetsiniz.