Mescid-i Aksa'yı gördüm düşümde
Kur'an ve bilgi üzerinden iktidar devşirme savaşlarının sürdüğü bir dünyada yaşıyoruz. Buna son örnek, sosyal medya üzerinden başlayan ve dün gece Habertürk televizyonunda kozlarını paylaşmak üzere karşı karşıya gelen Yıldız Teknik Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Caner Taslaman ve Yalova Üniversitesi İslamu00ee İlimler Fakültesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Ebubekir Sifil'di.
"Büyük Buluşma"nın mevzu ne? Hadis.
Tartışmanın aktörlerinden Taslaman evrimci ve felsefeci, Sifil ise hadis üzerine konuşmaya muktedir bir isim.
Hadislere karşı alerjili bir tavrı olan Taslaman'ın program boyunca kafaları karıştırmaya müsait zayıf hadisleri seçerek adeta türbine oynama eylemine karşılık, Sifil ilmi açıklamalar yapmaya çalıştı.
Olmadı, olamadı, zaten olamazdı. Ben televizyon programlarında bir ilmi konunun tartışılıp da vuzuha erdiğini görmedim. Program boyunca da tartışma ha kavga çıkacak, ha çıktı modunda sürdü gitti. Veyis Ateş'in sunumuyla devam eden program murdar olmadı belki, amma velakin enformasyondan ziyade dezenformasyona bir kapı daha aralandı.
Kadınların sünneti, erkek ve kız çocuğunun idrarı, deve sidiği, sineğin kaba düşmesi, acve hurması, Peygamber(sav)'e büyü, Peygamber(sav)'in cinsel gücü... gibi mevzular üzerinde adeta tahkir savaşı yaşandı.
Tartışma şiddetlenerek ilerlerken, İstanbul'un fethinden önce Hıristiyan rahiplerin "melekler erkek mi, dişi mi?.." tartışmaları aklıma geliverdi.
Aynı bugün olduğu gibi. İslam coğrafyası fitne savaşıyla yanarken, bizim ilim insanlarımız "deve sidiği"ni tartışıyor. Her ne kadar Ebubekir Sifil Hocaefendi, "Bu tartışmaların İslam dünyasına bir şey getireceğini düşünmüyorum. Bunlar vakit israfı. Ümmetin gündemi belli; Siyonistler tarafından işgal edilen Mescid-i Aksa" serzenişinde bulunsa da karikatürize edilen hadislerin bir figürü olmaktan kendini alamadı. Hocam buna bile bile lades denir.
Din tebliğ edilir; anlamayana, anlamak istemeyene, "Leküm du00eeniküm veliyedu00een" hatırlatması kafidir.
***
"Mü'min aynı delikten iki defa sokulmaz, ısırılmaz" hadisinin gereğini yapmamanın sıkıntıları İslam ümmetini her geçen gün biraz daha zayıflatıyor.
Örnek mi?..
11 Eylül'de İkiz Kuleleri bahane eden Amerika, Afganistan'ı işgal etmedi mi?..
Irak kimyasal silah bahanesiyle kan ve gözyaşına maruz bırakılmadı mı?..
Arap Baharı düzmecesiyle İslam coğrafyası ateşe verilmedi mi?..
İslam'ın hamiliğine soyunan Taliban ve DEAŞ örgütleri gerçekleştirdikleri cinayetlerle dini kirletmedi mi?!..
15 Temmuz'da "Son Kale" olarak mazlumların ümit bağladığı Türkiye'ye darbe yapılmaya çalışılmadı mı?..
Son olarak Katar krizi ile bütün dikkatleri oraya yoğunlaştıranlar, sessiz sedasız ilk kıblemiz olan Mescid-i Aksa'yı ibadete kapatmadı mı?..
Yine ve yeniden Müslümanların izzeti siyonistlerin ayağı altında inim inim inlemiyor mu?..
İşte bu olayların sonucu olarak İslam coğrafyasının neresine baksak, kan ve gözyaşından başka bir fotoğraf göremiyoruz.
***
Ey hocalar, siyasetçiler, sivil toplum kuruluşları; evet bizim için tartışılacak bir mesele varsa o da yüreğimizi kor gibi yakan Mescid-i Aksa'da yaşananlardır.
Geçen hafta hiçbir meşru bir gerekçe olmadan 1967 yılından bu yana ilk defa Mescid-i Aksa'da Siyonistlerin engellemesiyle Cuma namazı kılınamadı.
Bu hafta da...
Bu günah bize yeter!..
Burası sözün bittiği yerse eğer; sözünü söyleyip sonsuzluk yurduna göçen Mehmed u00c2kif İnan'nın dizelerinin peşine takılıp Mescid-i Aksa'ya gidelim:
MESCİD-İ AKSA
Mescid-i Aksa'yı gördüm düşümde
Bir çocuk gibiydi ve ağlıyordu
Varıp eşiğine alnını koydum
Sanki bir yer altı nehr çağlıyordu
***
Gözlerim yollarda bekler dururum
Nerde kardeşlerim diyordu bir ses
İlk Kıblesi benim ulu Nebi'nin
Unuttu mu bunu acaba herkes
***
Burak dolanırdı yörelerimde
Mi'raca yol veren hız üssü idim
Bellidir kutsallığım şehir ismimden
Her yana nu00fbr saçan bir kürsü idim
***
Hani o günler ki binlerce mü'min
Tek yürek halinde bana koşardı
Hemşehrim nebi'ler yüzü hürmetine
Cevaba erişen dualar vardı
***
Şimdi kimsecikler varmaz yanıma
Mü'minde yoksunum tek ve tenhayım
Rüzgarlar silemez gözyaşlarımı
Çöllerde kayıp bir yetim vahayım
***
Mescid-i Aksa'yı gördüm düşümde
Götür Müslümana selam diyordu
Dayanamıyorum bu ayrılığa
Kucaklasın beni İslam diyordu