Dolar (USD)
35.07
Euro (EUR)
36.53
Gram Altın
2957.58
BIST 100
9724.5
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
30 Ağustos 2022

Mescid-i Aksa İmamı

Bir vesile ile İslâm Düşünce Enstitüsü’sün de geçtiğimiz hafta görüştüğüm Prof. Dr. Mehmet Görmez ile dostluğumuz Ankara İlahiyat Fakültesi talebelik günlerine rast gelir.

Öğrencilik döneminde Ankara’da düzenli olarak doktor ve DPT uzmanlarına tefsir ve hadis sohbeti yapıyor, sohbet halkasına katılan isimlerden bazılarının bakan, milletvekili ve makam sahibi olduğunu kendisi söylüyordu. ‘Bir yiğit gurbete gitse ve Entarisi Mor imiş’ gibi türküleri repertuara kazandıran mahalli sanatçı Keskinli Bahri İlhan’la bu fakirin de iştirak ettiği ‘halkla beraberdik’ dediği nam-ı diğer ‘Aktaş Üniversitesi’ndeki tefsir ve hadis sohbet halkasında yetişmiş olduk.

Ali Bardakoğlu, Hayrettin Karaman, Mehmet Said Hatipoğlu, Mehmet Aydın, Mustafa Kara, Mustafa Said Yazıcıoğlu, Raşit Küçük ve Süleyman Uludağ gibi ilahiyat dünyasında söz sahibi hocalarında bulunduğu enstitüde çalışmalara imza atan hocamıza randevu saatinden önce gitmiştim. O her zaman olduğu üzere büyük bir nezaket örneği göstererek asansör kapısında kucaklayıp misafirleriyle görüştüğü salona davet etmişti. İçeride aşina çehre Prof. Dr. Bünyamin Erul tebessümle karşılayıp hemen karşısındaki koltuğa oturmuştum. Yanımda kara sakallı, boylu poslu delikanlının Diriliş Ertuğrul dizisinde Abdurrahman Alp karakterini canlandıran Celal Al, onun karşısında sarık ve cüppeli güzel insanla sohbeti devam ederken içeriye 14 Temmuz 2017 tarihinde Kudüs’te yaşanan bir olayı gerekçe göstererek Mescid-i Aksa’yı üç gün süreyle ibadete kapatıp ardından Müslümanların Mescid-i Aksa’nın kapı girişlerine, metal detektörler konulması dâhil, yeni kısıtlamalar getirmeye çalışıldığı günlerde Kutsal şehri ziyaretimizde kardeşlerimizin mahzunluğunu, garipliğini paylaştığımız günlerde Anadolu Ajansı Kudüs muhabirliği yapan Turgut Alp Boyraz girdi. Meğer misafirimiz Mescid-i Aksa İmam Hatibi Şeyh İkrime Sabriimiş. İzin isteyip bir kare fotoğraf çekip, Şeyh’ten gözümü ayırmadan konuşulanları can kulağıyla dinlemeye devam ettim.

Mehmet Görmez’in Filistin'in resmi daveti üzerine gittiği Mescid-i Aksa' da Miraç kandilini Mescid-i Aksa’nın minberinden tebrik ettiği 16 Mayıs 2015 aklıma geliverdi. Cumhuriyet tarihinde bir ilki gerçekleştiren Mehmet Görmez’e o gün minber ve mihrabı devreden kişi karşımda olduğundan çok etkilendim. Eski Kudüs-Filistin Müftüsü ve Kudüs Yüksek İslam Heyeti Başkanlığı görevini de yürüten Şeyh Sabri’nin “İlk kıblemiz ve üçüncü büyük kutsal mekânımız olmadan İslam ümmetinin hiçbir değeri yoktur” ifadelerini hafızama alırken başka bir davete icabet edeceği için yanımızdan ayrılmıştı.

Sorumuzla beraber Mehmet Görmez Mescid-i Aksa’ya Şeyh İkrime Sabri ile birlikte girdiğinden söz ederek o gün hutbede okuduklarını anlatırken sanki yeniden hutbe okuyor gibiydi. Ne demişti acaba? “Ey sabır ehli Kudüslüler! Kudüs, sadece Filistinlilerin meselesi değil; bütün ümmetin meselesidir. Türkiye’de kalbimiz ve gözümüz her daim ve her namazda Müslümanların ilk kıblesi olan Beytü’l-Makdis’e müteveccihtir. Zira biz Mekke-i Mükerreme’deki Kâbe’ye dönerken aynı zamanda Beytü’l-Makdis’e de dönmüş oluyoruz. Bu gerekçeye binaen Osmanlı devrinde Müslüman Türkler hac veya umre için Kâbe’ye yolculuk yaptığında mutlaka Kudüs’e uğrar ziyaret ederlerdi. Kudüs ve Filistin, Müslüman Türk halkı ve mümin halkların tamamının hafızasındaki yerini almıştır. Kudüs’ün izzeti bizim izzetimiz, bizim izzetimiz de Kudüs’ün izzetidir. Zira Kudüs bizim inancımızın, tarihimizin ve kültürümüzün bir parçasıdır” sözleriyle gözlerimin sulanmasına engel olamadım ve’s-selam.