Dolar (USD)
35.15
Euro (EUR)
36.75
Gram Altın
2964.90
BIST 100
9724.5
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
01 Kasım 2022

Merkezî Ezan Sistemi

Diyanet İşleri Başkanlığı saat ayarlarının farklı olması nedeniyle namaz vakitlerinde ezan seslerinin farklı duyulmasını engellemek için büyükşehirlerde merkezî ezan sistemini uygulamaya geçirmekle hataya son verildiğini zannediyor.

Diyanet İşleri Başkan Yardımcılığı görevini daha önce deruhte eden Prof. Dr. Hasan Kamil'in merkezî ezan sisteminin hocaları tembelleştirdiğini ifade ederek merkezî ezan sistemini kaldıracaklarını açıklaması aklıma geldi. Ses teknisyeni veya ses sisteminden anlayan birisi değilim. Ancak, çocukların ezan okunurken kulaklarını elleriyle kapattıklarını gördükçe üzüldüğümü ifade ediyorum.

Merkezî sistemle ezan okumanın caiz olup olmadığı konusunu ilmihal bilgimle değil konu uzmanı fıkıh âlimlerimize bırakmak en iyisi. Otomatiğe bağlanan ezanla hocalarımızın sanal âlemde tembelleştiklerini söylersem bazıları bu konuyu gündeme getirdiğimiz için kızabilirler. Haklıdırlar. Bu mevzunun sütunumuzda konu edinilmesini ben de anlamış değilim.

Bir süredir ikametgâhımızın yanı başında mimarî açıdan güzel bulduğum camiye vakit namazlarımızı eda için gitmemiş olmamızdaki kusurun müsebbibi olmadığımızın şuurundayız.

Merkezi sistemden ayarlı radyo frekansları ile ezanı kasetten okutursanız eskinin babacan, sevecen, hâl-hatır soran, sorularınıza cevap vermek için en azından ilmihal kitabını karıştırarak sizin sorunuza cevap arayan hocalarımız yerine sizinle birlikte cami kapısını açan hocalara merhaba demeniz gayet normaldir. Bu mevzuda ulemanın birisininçıkıp bizleri aydınlatmasına çok sevinirim. Kimler olabilir? Doğrusu Diyanet İşleri Başkanı ve Yardımcıları, Din İşleri Yüksek Kurulu, Müftüler, üniversitelerimizin yetiştirdiği allameler ne düşünüyorlar merak ediyorum.

Camilerin sadece namaz saatlerinde açılmasını doğru bulmadığımı söylediğimde kendilerini din görevlisi diye tanımlayan imamlarımızı kızdıracağımız kesin. Seneler önce bir kış günü gittiğimiz sabah namazında caminin harıl harıl yanan odun sobasının etrafında otururken namaz kıldırma memurunun “Camiyi kapatacağım” sözüyle mekruh vakit olmasına rağmen zorunlu kaza namazlarımızı camiden çıkmamak için kıldığımız günleri konuştukça gülerim.

“Cami kapısı açık kalırsa halıları çalarlar” diyebilirsiniz. El hâk doğrudur, camiden halılar çalınıyorsa orada zaten İslam’dan bahsedemeyiz. O sebeple bu konuyu yukarıda isimlerini ve görevlerini sıraladığım kişi ve kurumlara sormayacağım.

Geçtiğimiz sene “Hz. Peygamber hiç zekât vermiş midir?” sorusunu CİMER aracılığıyla gönderirken net cevap istemiştim. Kısa sürede ulaştırılan cevapta ikaz etmeme rağmen mevzu ile alakalı ayetler, hadisler ve İslâm tarihinden misallerle giriş yapılarak kafamı iyice karıştırmışlardı. Sorunun cevabı netti. “Zekâta malik olmadığı için Hz. Muhammed (SAV) ömründe hiç zekât vermemiştir.”

Ezanların yüksek sesli okunmasından rahmet peygamberi Hz. Muhammed’in (SAV) ruhuna uygun bir okuyuş sergilenmemiş olduğunu düşünerek rahatsız olduğumu sadece cami hoparlöründen değil düğün törenleri için gittiğim salonlarda yaşıyoruz. Müezzinlerimizin ezan okunuşu konusunda bir eğitim almalarının şart olduğunu, yüksek ses sorununa bir çözüm getirilmesinin elzem olduğunun altını çizerek ve’s-selam diyorum.