Dolar (USD)
35.18
Euro (EUR)
36.53
Gram Altın
2966.40
BIST 100
9724.5
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
24 Eylül 2015

Merkez Ne Yapıyor\u2026

Merkez Bankası Salı günü düzenlediği Para Politikası Kurulu (PPK) toplantısında Eylül ayı faiz kararını açıkladı.

PPK,

-gecelik marjinal fonlama oranını yüzde 10,75'te,

-Merkez Bankası borçlanma faiz oranını yüzde 7,25'te,

-bir hafta vadeli repo ihale faiz oranını (politika faizi) yüzde 7,50 nispetinde,

-borç verme faiz oranı yüzde 12,25'te

karar kıldı.

MB, böylece beklendiği gibi herhangi bir adım atmayarak

hem faiz oranlarını,

hem de diğer politika araçlarını ("daha sıkı likidite" ifadesinin dışında)

sabit bıraktı.

Ancak faiz oranlarını sabit tutma kararının döviz kuru üzerinde bir baskı oluşturacağı kesin.

FED'in faizleri sabit tutma kararından sonra Merkez Bankasının oranları değiştirmesi gibi bir karar beklemiyorduk.

Sermaye hareketlerinin serbest olduğu ortamlarda -ki ülkemizde de bu şekildedir- Merkez Bankaları;

1) Faiz Oranı

2) Kur

seçeneklerinden sadece birini doğrudan kontrol edilebileceği genel olarak kabul edilir.

Ben bu görüşe katılmıyorum.

Her iki seçeneği değişik enstrümanlarla kontrol etmek ve etkilemek mümkün.

Merkez Bankamızın elinde de bu araçlar mevcut.

Yukarıda da değindiğimiz gibi MB faizleri sabit tuttu. Ya Kuru2026

Kur politikası ile ilgili net bir tutum sergilemedi.

Ağustos ayında açıkladığı "sıkı likidite" yerine Salı günkü açıklamasında "daha sıkı likidite durumundan" bahsetti ki, neye göre bu tutumunu sergileyeceğini açık bir şekilde deklare etmedi.

Diğer taraftan yaptığı açıklamada;

"Önümüzdeki dönemde para politikası kararları enflasyon görünümündeki iyileşmenin hızına bağlı olacaktır. Enflasyon beklentileri, fiyatlama davranışları ve enflasyonu etkileyen diğer unsurlar yakından izlenecek ve enflasyon görünümünde belirgin bir iyileşme sağlanana kadar getiri eğrisini yataya yakın tutmak suretiyle para politikasındaki temkinli duruş sürdürülecektir."

ifadelerine yer verdi.

Temkinli duruş nedir, neleri kapsıyor belli değil.

Keşki bu duruşun kapsamına ilişkin olarak da paylaşımda bulunulsaydı.

Bu duruş, biraz da "bekle-gör-karar al" olarak kokuyor.

Bu tutumu açıkçası tehlikeli buldum.

Çünkü MB, bekleyip görmek yerine;

"gelecekte ortaya çıkabilecek olası durumlara göre "basiret çerçevesinde" çeşitli riskleri göz önünde bulundurarak duruş, tutum ve politikalar geliştirmeli."

O zaman her türlü duruma hazırlıklı olmak daha üst seviyede gerçekleşir.

"Bekle-gör-karar al" kanaatimce hazırlıksız yakalanmak demeku2026

Ahmet GÜZEL

Yeminli Mali Müşavir