Merkez Efendi'deki entelektüel
Samimiyet duygusu Nur Vergin Hoca için, ‘kalbim avucum içinde konuşurum’ diyecek kadar sıcak ve içten bir husustur. Samimiyet Vergin Hoca’yı anlatıldığına göre, bir dönem Cerrahi tarikatı şeyhi Muzaffer Özak’ın dergahına kadar götürür. Böylece onun tasavvufî bir tecrübe alanı oluşur. Büyük sosyoloğumuz Şerif Mardin’in tecrübe edilmemiş ve yaşanmamış ‘cami kapısında yardım parası toplanıyormuş’ sözleri, Nur Vergin için (anlatılanlar hakikat ise) tecrübî bir bilgi olduğu söylenebilir.
Merkezi Efendi’ye yaptığı ziyaretler, onun derunî boyutunu ortaya koyması açısından önemlidir. Son mekanının da orası olmasını istemesi, gönül yolunun varlığından haberdar olduğunu göstermektedir. Cumhurbaşkanı’nın defnettiği yalnız bir akademisyen ve entelektüel Nur Vergin, sevdiği devleti tarafından yapılan bir merasimle son yolculuğuna uğurlanmıştır. O, güzel komşularla bulunacağı manevî atmosferin olduğu bir mekânı tercih etmiştir.
Nur Vergin, manevi atmosferiyle ilgili anlatılanlarda Merkez Efendi kayda değer bir yer tutmaktadır. Bir dost meclisindeki şu olay bunu güzel özetlemektedir: “Rüyamda Merkez Efendi'yi gördüm. Topkapı otogarından şikayetçiydi. (O zaman Anadolu otogarı ve Trakya otogarı Topkapı surlarının hemen dışındaydı.) Merkez Efendi, türbesinin yanındaki suyu, otogardaki atıkların kirletmesinden rahatsızdır. Ben bu otogarın kaldırılması için çalışacağım. İstanbul Belediye Başkanına da söyledim, bu işin sonuna kadar takipçisi olacağım.”
Siyaset bilimi içindeki bir sosyolog olarak Nur Vergin, Ak Parti ile birlikte Türkiye’deki toplum, din, siyaset, laiklik ve değişim anahtar kavramlarını yazı ve konuşmalarında sıklıkla kullanır. Ona göre Ak Parti, radikal dinci hareket ve etnik isyanlara karşı bir güvenlik sigortasıdır. Eğer bu parti olmasaydı, N. Vergin’e göre, ‘bu süreç, çok daha çalkantılı, hatta kanlı yaşanabilirdi.” Ak Parti’ye oy vermese de Nur Vergin, ‘iyi ki Ak Parti var’ diyerek onu bir ‘nimet’ olarak değerlendirmektedir. Sistemin dönüşümünün kansız ve kavgasız olmasında Ak Parti’nin önemli ve hayatî derecede bir katkısı bulunmaktadır. Halkın öfkesi ve isyanı için Ak Parti, Nur Vergin’e göre, emniyet kemeridir.
‘Benim beynim küçük yaştan beri cumhuriyetle yıkandı’ ifadesini sıklıkla kullanan Nur Vergin için, “Türkiye, İslamlaşmayacak, ama bildiğimiz cumhuriyet resmi de aynı resim olarak devam etmeyecek. Türkiye'de din olgusu devletle daha bir eklemlenecek”
Ak Parti’nin ilk on yılı için Nur Vergin, ‘varoştaki öfkeyi de, Akmerkez'deki tepkiyi’ gözlemlediğini, bunun aslında muhafazakar insanların yeni olumlu evrilmesi olduğunu düşünmektedir. Vergin’e göre, “Anadolu'daki Müslüman muhafazakâr insanların modern anlamda ticarete atılmaları, esnaf tipinin çok daha ötesinde bir ticaret zihniyetine erişmiş olmaları, ciddi bir sermaye birikimi oluşturmaları ve dolayısıyla toplum içinde bir varlık göstermeleriyle başladı. O zaman ne deniyordu onlara? Anadolu kaplanları... 28 Şubat döneminde ise yeşil sermaye olarak adlandırıldılar. Dolayısıyla bu makas değişimi çok uzun zamandan beri süregeliyor.”
Toplum, ekonomi, akademi ve siyasette yaşananlar ve tecrübe edilenler, mahallelerin tepki ve öfkesini çekse de, Nur Vergin soğukkanlı bir akademisyen ve entelektüel olarak olayları müspet ve sürdürebilir olduğunu düşünmektedir. Nur Vergin’in on beş yirmi yıl önceki tahmin ve tespitleri, zaman geçtikçe yaşananlar tarafından büyük ölçüde doğrulanmaktadır.