Merkez Bankası Çekirdek Enflasyona İşaret Etti
Ağustos ayı tüketici fiyat endeksi faizin akıbeti
açısından önemli bir veriydi. Çünkü Merkez Bankası Başkanı Şahap Kavcıoğlu'nun
göreve başladığı günden bu yana yaptığı açıklamalar arasında en çok akılda kalan
söylemi hiç kuşkusuz pozitif reel getiri
vurgusuydu. Diğer bir ifadeyle faiz oranı manşet enflasyon oranının üzerinde
kalacaktı. Ancak Başkanın önceden kaleme aldığı köşe yazılarında faiz artışına
pek sıcak bakmadığı biliniyordu. Bu nedenle her Para Politikası Kurulu
toplantısı sonrasında sembolik de olsa bir faiz indirimi bekleniyordu. Buna
rağmen politika faiz oranı Nisan ayından beri değişmedi ve yüzde 19 seviyesinde
sabit tutuldu.
Hatırlanacağı üzere enflasyonda tepe noktayı Nisan
ayında görecektik. Ancak hem iç hem de dış konjonktür enflasyonun düşüş
eğilimine girmesine müsaade etmedi. Yakın vadede de enflasyon görünümüne
ilişkin yukarı yönlü riskler devam ediyor. Bu risklerin başında TÜFE’ye
yansımayan üretici fiyatları geliyor. Ağustos ayı yurt içi üretici fiyat endeksi (Yİ-ÜFE) yıllık
yüzde 45,52 arttı ve TÜFE- Yİ-ÜFE arasındaki makas iyice açıldı.
En son açıklanan TÜFE oranı ise yüzde 19,25 ile mevcut
politika faiz oranını aştı. Geçtiğimiz Çarşamba günü Alman-Türk Ticaret ve
Sanayi Odası’nda konuşan TCMB Başkanı ise çekirdek enflasyona işaret etti.
TÜİK tarafından her ay açıklanan “çekirdek enflasyon”
yeni bir kavram değil. Daha çok kur geçişkenliğini gösteren çekirdek
enflasyonun ne olduğunu bir hatırlayalım.
Özel kapsamlı TÜFE göstergesi B grubu işlenmemiş gıda ürünleri, enerji, alkollü içkiler ve tütün ile
altın hariç TÜFE'yi, C grubu ise
enerji, gıda ve alkolsüz içecekler,
alkollü içkiler ile tütün ürünleri ve altın hariç TÜFE'yi gösteriyor.
Haziran ayında yıllık yüzde 17,47 ve Temmuz ayında
yıllık yüzde 17,22 artan C endeksi
düşüş eğilimine girmiş ve Ağustos ayında yıllık
16,76, aylık ise yüzde 0,38 oranında artmıştı. Böylelikle faiz indirimi
için 2,24 puanlık bir alan oluştu.
Çekirdek enflasyonun ön plana çıkması faiz indirimi için
bir zemin hazırlama olarak algılandı. Elbette gıda dışı enflasyona odaklanmak
biraz halktan kopuk bir söylem gibi duruyor. Çünkü geniş halk kitlesini
ilgilendiren asıl enflasyon gıda fiyatlarındaki değişim oranıdır. Ancak
çekirdek enflasyon hesaplanırken, hava koşullarıyla ilintili gıda ya da ithal
ettiğimiz enerji gibi kalemler göz ardı ediliyor. Burada anahtar kelimenin doğrudan kontrol edilemeyen kalemler
olduğunu söyleyebiliriz. Temel amacı fiyat istikrarını sağlamak olan Merkez
Bankasının yetki ve sorumluluğun denkliği ilkesi açısından çekirdek enflasyona
işaret etmesi çok da şaşırtıcı değil aslında.
Fakat bir hususun daha altını çizelim. Ağustos ayı çekirdek enflasyondaki düşüş ÖTV düzenlemesinden kaynaklandı. Bir bakıma bu gerilemenin de geçici olduğunu söyleyebiliriz. 23 Eylül tarihinde gerçekleşecek olan TCMB Para Politikası Kurulu (PPK) toplantısında çekirdek enflasyon baz alınıp faiz indirimi yapılacak mı, hep birlikte göreceğiz. Beklenti ise faiz indiriminin baz etkisinin devreye gireceği Kasım ayında gerçekleşeceği yönünde.