Dolar (USD)
34.61
Euro (EUR)
36.36
Gram Altın
2921.47
BIST 100
9659.96
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
05 May 2020

Merhum Ömer Döngeloğlu: Mütevazı Zarfta Dev Mazruf!

Vefat haberi bağrımıza ok gibi saplandı.

Arayan her kardeşim gözyaşı döktüğünü söyledi.

Bu Ramazan ekranlarda yoktu ve galiba “Niye yok?” diye dert eden de çok değildi.

“Koronavirüs” rakamlarına ve “darbeci-sapkın zihniyetin” tehditlerine o kadar dalmışız ki, Rahmetli’nin hastalandığını bile atlamışız.

Bu hallere bir son vermek gerek, kıymetlilerimizin kıymetlerini sağlıklarında bilmek.

Rahmetli Ömer Döngeloğlu’nun vefatı, memleket âşığı bütün Müslümanları derinden yaraladı.

Merhum bir “Gönül Adamı”ydı, vefatının ardından bu kadar yanmamız da bundan.

“Süslü püslü” takımından değil, “toprak kokan” güzel insanlarımızdan…

Yaptığı işe yüreğini koyan, ağlamaksa “Erkekler Ağlamaz” zırvasını tepercesine hüngür hüngür ağlayan.

Delikanlı’nın “En Büyük Aşk”ın azâmeti karşısında ağlaması ne güzel!..

Merhum Ömer Hoca;

Kapitalizm’in idealleştirdiği “tiplemelerin” çok uzağında tam bir Anadolu Delikanlısı.

Sevgilerin “En Büyüğü” ile yanan, yandıkça olgunlaşan bu “Delikanlı”yı kaybetmenin hüznüyle güzel yürekler yanarken…

“Öbür tarafta” da bambaşka bir durum varmış…

Hissiyatın en yoğun olduğu saatlerde fark edememiştik, sonradan gördük; ne kadar hain varsa “zil takıp oynar” hallere bürünmüş.

Merhumun arkasından ne hakaretler; alçaklık, rezillik, kahpelik diz boyu…

Ömer Hocamız, günlük tartışmalarla öne çıkan bir İlahiyatçı değildi, sivri dilli değildi, “gönüllere” hitap ederdi, fazla nefret çekmezdi…

Yani biz fazla nefret çekmediğini zannedermişiz…

Oysa…

Ne büyük kinleri varmış, Merhum’a…

Yazdıklarından çizdiklerinden anlaşılan o ki…

Rahmetli’ye en çok 15 Temmuz darbe girişimine net bir şekilde karşı çıktığı, tepkisini yürek dolusu cümlelerle ortaya koyduğu için kızmış, öfkelen, kinlenmişler.

Sohbetlerinde dokunsan ağlayacak bir hâli olan Merhum Döngeloğlu’nun, “Mukaddesâta yönelen tehditler” karşısında nasıl heybetle ayağa kalktığını ve meydanları nasıl inlettiğini gösteren videolar yayınlanıyor bu günlerde.

Namazını kılarken Hakk’a teslimiyetle “boyun eğen”, cihat meydanlarında ise yine Hakk’a teslimiyetle heybetlenip düşman kalplerini perişan eden Mübarek Ashab’dan bir billur katre…

Ve işte, Merhum Ömer Döngeloğlu’lar, Merhum Ömer Halisdemir’ler bunun için hedefte!..

Rahmetli Hasan Karakaya Ağabey geldi, bunları yazarken gözümün önüne…

Küçücük boyu vardı, görseniz “Bir fiskede devrilir” derdiniz…

Üstü başı tertemizdi, giydiklerinin markasına filan hiç bakmazdı.

Öylesine “küçük” zannedilen dünyasında bir dev yaşardı aslında, o hâli de “Mukaddesâta” saldırı olduğunda ortaya çıkardı.

Ve Rahmetli Abdurrahim Karakoç…

O da öyleydi, son derece sade giyinirdi, herhangi bir Anadolu kasabasının küçücük caddelerinde gördüğünüz beyler gibiydi, ‘Büyük Şair’di, ‘Büyük Şöhret’ti ama küçücük dünyasında yaşardı.

Ankara’nın Sincan’ında; ilimle, irfanla geçen günler…

“Koca koca makamların” gözlerine girmek için çaba göstermedi hiç, “protokolü” önemsemedi, “protokole oturma hastalığıyla” hep dalga geçti.

“Küçük Dünya”sından “Büyük İşler” yapan Merhum Abdurrahim Karakoç da…

Konu mukaddesâta saldırı olduğunda birden bire devleşir, eline aldığı kalemi hain kalplere saplardı.

Lambadaki titreyen aleve bile merhametle bakan Merhum Abdürrahim Karakoç, yeri geldim mi şaha kalkar ve haykırırdı:

“Nerede sahte bir kahraman varsa,

Bir resmine bir de şanına tükür!”

Efendim;

Hüzünlü günümüzde uzatmayalım yazıyı…

Mesajı toparlayarak bitirelim:

Demem o ki…

Mesele yürek meselesidir…

Cüsse, makam, mevki, para, pul meselesi değildir!..

Yüreğin varsa, temiz yüreklere girersin…

Kullar bilmese de kıymetini…

Cenab-ı Hakk’ın adaleti zerre şaşmaz.

Amenna.

Mekânın Cennet Olsun Ömer Döngeloğlu Hocam…

Mekânınız Cennet Olsun, mütevazı zarflarının içinde dev mazruflar taşıyan koca yürekler.