Dolar (USD)
34.57
Euro (EUR)
36.00
Gram Altın
3017.21
BIST 100
9549.89
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
10 Ağustos 2022

Merhametimiz

SON günlerde İsrail’in Filistinli Müslümanlara yaptığı katliam, dünyada büyük bir infiale sebep olurken İslam’daki merhamet duygusunu herkese yeniden hatırlatmış oldu.

Âlemlere rahmet olarak gönderilen Peygamber Efendimiz, sadece insanlara değil; hayvanlara, bitkilere ve bütün yaratılmışlara da merhamet ve şefkatle yaklaşılmasını müminlerden talep etmiştir. Bu konuda yazılı olan Hadis-i Şerifleri hatırlamamız gerekiyor.

Sevgili Peygamberimiz, susuz kaldığı için toprağı yalamak zorunda kalan ve büyük acı çeken bir köpeğe su ikram eden günahkâr bir kadının, Cenâb-ı Allah tarafından bağışlandığını bildirmiştir. Bu meseleyi merak edip soran sahâbelere de Resülûllah, “Hayvanlardan dolayı da bir ecir, bir sevap vardır” buyurmuştur.

Hayvanlara sevgi gösteren sahâbelere iltifat edildiği gibi onlara eziyet eden kimseler de kınanmıştır. Hadis-i Şeriflerde, bir kediyi hapsettiği ve ona karşı gaddarca davranıp merhametle yaklaşmadığı için Cehenneme giren bir kadının kıssasından bahsedilir.

Asr-ı saâdette ilgi çekici bir başka hâdise de yaşanmıştır. Sahâbeler bir devenin acıyla inlediğine ve adeta gözyaşı döktüğüne tanık olurlar. Bu deve bir mucize eseri olarak Hazreti Peygambere gelir ve sahibinin kendisini aç bıraktığını ve çok çalıştırarak fazlasıyla yorduğunu şikayet eder. Peygamber Efendimiz de devenin sahibini çağırır ve hayvanına daha merhametli davranmasını söyleyerek ikaz eder.

Bir başka deve olayı da şöyledir. Yine sevgili Peygamberimiz karnı adeta sırtına yapışmış kadar zayıflamış bir deveyi görünce bu duruma üzülür ve şu uyarıda bulunur: “Hayvanlar topluluğu hakkında Allah’tan korkunuz, onlara makul tarzda bininiz ve doğru dürüst yedirip içiriniz.”

Kuşlarla alakalı bir başka yaşanmış hâdise de şudur. Bazı sahâbeler bir sefer sırasında rastladıkları iki kaya kuşundan birini alırlar. Resul-i Ekrem Aleyhissalêtu Vesselâm bu kuşun annesinin yere doğru alçalıp uçmakta olduğunu görür ve sanki yavrusunu aradığını hisseder. Bu hâdiseye şahit olunca sahabelerine “Yavrusunu alarak bu anne kuşu kim perişan etti?” diye sorar. Sonra da şu kesin emri verir: “Yavrusunu ona geri veriniz.”

Bir başka yaşanmış hassasiyeti, karıncalar arasında görüyoruz. Karınca yuvasını yakarak onlara zarar veren bazı kişilere Peygamber Efendimiz yine müdahale eder ve bu davranışın kabul edilemez olduğunu söyler. Sonra da şöyle buyurur: “Ateşin sahibi olan Allah’tan başkasının her hangi bir canlıyı yakarak azap etmesi yakışmaz.”

Resul-i Ekrem Aleyhissalêtu Vesselâm ferman etmiş: “Ümmetimin fesadı zamanında kim benim sünnetimle amel ederse yüz şehidin sevabını kazanır.”

Öyle ise biz de bu sünnetlere uygun hareket etmeliyiz.

***

Kediname kitabında insanlık tarihi boyunca hem kedilere hem de diğer bütün masum hayvanlara dinimiz İslam’ın büyük hassasiyet gösterdiğine tanık oluruz. Başta Peygamber Efendimiz olmak üzere sahabeler, İslam âlimleri ve büyük mutasavvıflar, kedilere şefkât, merhamet ve muhabbetle yaklaşmış ve onlara sahip çıkmışlardır. Ecdadımız kuşlar ve kurtlar için vakıflar kurmuş ve onların aç kalmamalarını sağlamıştır. İşte bizim büyük medeniyetimizin merhamet cephesi bu kadar geniş, kuşatıcı ve kucaklayıcıdır.

***

Siirt’te bugünlerde çok anlamlı ve duygulu bir kampanya yürütülüyor. Şehrin her tarafına asılan afişlerde can dostlarımızın ağzından şu ifadelere yer veriliyor: “Acıkıyoruz, susuyoruz, söyleyemiyoruz.” Ve afişin devamında şu uyarıcı sözleri okuyoruz: “Dili olmayan can dostların dili olalım. Dostlarımız için uygun yerlere bir kap su koymayı unutmayalım, onlara sahip çıkalım.”

Tabii afişleri de kedi ve köpeklerin çok güzel ve sevimli fotoğrafları süslüyor.

***

Suriye’de büyük acılara ve katliamlara maruz kalan Müslüman kardeşlerimize Türkiye olarak sahip çıkmamız da bu merhamet dünyamızın bir işaretidir.

İnsanlık İslâm’ın merhametini kavradığı, anladığı ve idrak ettiği zaman, dünya daha da yaşanılır olacaktır. Bize düşen görev, bu yüksek duyguyu, şefkât, merhamet ve muhabbeti yeryüzüne yaymak ve bütün insanlara anlatmaktır. O zaman zalimler zulüm yapamayacak, caniler cinayet işleyemeyecek ve yeryüzü adeta bir cennete dönüşmüş olacaktır. O güzel günlerin bir an önce gelmesi ümidi, temennisi ve duasıyla…