Dolar (USD)
35.18
Euro (EUR)
36.53
Gram Altın
2966.40
BIST 100
9724.5
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
15 Mart 2014

MERAK MI ? SAPIKLIK MI ?

Gündemi hızla değişen başka bir ülke var mı bilmiyorum. Son günleri bir film şeridi gibi geriye doğru sardığımızda ne demek istediğim daha iyi anlaşılır..Çok kirli çok kinli insanlarımıza hergün yenileri ekleniyor.Birbirimizden şüphe eder olduk.Birileri birlik çimentomuzu yine gözlerimizin önünde iğfal ediyor.

Güven duygusu insan ilişkilerinde en büyük sermaye. Aile eş dost akraba ilişkilerinde ticari faaliyetlerde her yerde maymuncuk gibi işimizi kolaylaştırır.Pazardan manavdan satın alınamayan bu duyguyu kazanmak oldukça zor olmasına rağmen kaybetmek ise oldukça kolaydır.

Kalite ve kantite ölçerlerin mihenginde güven muhabbet samimiyet gibi değerler geçerliliğini yitirirse işlerin yolunda gitmesini beklemek ise amiyane tabirle safdillik olur.

Ülkemiz insanı hakketmediği bir uçurumun kenarına doğru sürüklenmiş durumda.Ölümü gösterip sıtmaya razı etmeye çalışıyorlar bizi .

Dedelerimiz kanları ile karış karış tırnakları ile kazarak ve kazanarak bu toprakları bize emanet ettiler.Omuz omuza diz dize göz göze birbirlerini ötekileştirmeden bu işi başardılar. Din dil fırka ayrışma sebebi değil o zor günlerde adeta çımentosu oldu bu işin.Hedefe kilitlenerek olmazı oldurdular. Dünyaya o günün şartlarına uygun en güzel mesaji da verdiler.

O günden bu güne ne değişti diye kendimize bir soru soralım mi? Hakikaten neyi eksik bu işin.Bu yemeğin tadı neden bozuldu ki? Rahtlık bize battı belamızı mı arıyoruz yoksa.? Sorular sorular cevabı hem çok kolay hem de çok zor olan sorular.

Etrafımız kan gölü kimin eli kimin cebinde inanı belli değil .Dış düşmanlar yetmiyormuda içerdende düşmanlar üretmeye devam ediyoruz. Algılarla bu kadar oynamanın bir bedeli olmayacakmı? Olacaksa ki olacak bu bedeli kim nasıl ödeyecek? Kafalar tam ambale .Aklımız başımızda ama mantık kurgularımız yanlış olduğundan çözüm üretmek yerine kaos üretiyoruz.

Makalemin ana temasına henüz gelemedim. Son günlerde kaldı ise akıllarımızı biraz daha başımızdan uzaklaştıracak bir mesele üzerinde durmak istiyorum.Kimseyi incitmeye niyetim yok.Ülkemizdeki yangını söndürmeye benzin olacak bir sorun bu . Önümüzdeki günlerin daha da gündemi olacak telekulak dinlenme ve dinleme merakı beni cidden düşündürüyor.İnsanda bu duygu nereye kadar olabilir? Merak duygusu nereden sonra sapıklık olarak anılabilir? İnsan beyni ve sinirleri ile profesyonel olarak uğraşan bir hekim olarak bu konuyu biraz açık hale getirmek istiyorum.

Merak etmek insan inkişafının olmazsa olmazı.Merak ederek bugünkü gelişmişliklere ulaştık.Hürrüyeti tanımlarken başkalarının hududunu hakkını ihlal etmeyecek kadar diye bir sınır çizilir. Merak etmede da bir sınır var.Bu sınırı tayin eden ise aklımız mantığımız.Bu sınırı zeka ile tayin etmek bizi yanıltabilir.Çünkü zeka akıl ve mantık freni ile dizginlenemezse bizi sapıklar sınıfına dahil edebilir.

Bu bilgiler ışığında son günlerin gündemine baktığımızda telekulak skandalını bir düşünce sapması olarak yorumlamak doğru .Dinen ve ilmen bu böyle.Niçin din bahsini de alıyorum? Çünkü inancımıza görede bu eylem doğru bulunmamış. Toplumumuzda ibadette kabahatte gizli algısı kabul görmüş.İnsanların hataları üzerinden gitmek tavsiye edilmiyor.

Peki bu işi yapanları aklı selimimizle hangi kategoriye dahi etmeliyiz.Sanırım en basitinde bu bir kişilik sapması olsa gerek. Hezeyan olarak değerlendirmek istemiyorum.

İnsan her zaman dikkatli temkinli tedbirli olmalı. Ulu orta konuşamayız.Ulu orta etrafımızı rahatsız edemeyiz.Başkalarına ve kendimize karşı sorumluluklarımız oldukça fazla.Çünkü eşrefi mahlukuz.Çünkü yaptığımız yapmadığımız her şeyden hesabımız sorulacak.

Bu kadar açık seçik gerçeklere rağmen ne oluyor da sık sık şeytanın avukatlığına soyunuyor insan.Kendinden beklenmeyen yakışıksız eylemleri ile etrafını şaşkına çeviriyor.Bunu da zaaflarını kontrol edememesine yorumlayabiliriz.Servet şehvet şöhret nefis heva heves gibi zaaflarımız var.Bu mayınları patlatmadan sağını solunu bu mayınlara kaptırmadan yaşayabilen insanlara gıpta etmeliyiz.Etrafımızda tek tük kalmış bu insanları bulabiliriz.Yolculuğumuz bu niyet üzerine olursa hedefe kilitlenen maratoncu gibi kazanan biz olabiliriz.

Yoksa sanal gündemlerin girdabında bugünkü gibi boğulup gideriz.Konuştuğumuz tartıştığımız meseleler ne kadar yüzeyel. Hamam dedikodusuna döndü ülkemiz.Kırarark vurarark gererek yererek koca bir hiç kazanırız.Kaos ortak paydamız olmasın değerli dostlar.Ortak paydamız aklı selimlerimiz olsun artık.

Gazeteler televizyonlar çatır çatır germe makinasına dönüşmüş.En acıtan yerimizden vicdansızca geriyorlar geriyorlar.Sanal medya ise daha beteri.Bilen bilmeyen herkes allame. Ağzı olanlar biraz sussun.Susma hakkı diye bir hak var.Yeter be yeter artık. Bitsin bu çile bu kabus..Sağlık ve mutluluk dileklerimle.