Memur-Sen'deyiz
Son yıllarda ülkemizde dinî öneme haiz güzel mimari örnekler taşıyan pek çok caminin ibadete açıldığını biliyorsunuzdur. 27 Ekim 2017 tarihinde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın açılışını yaptığı 14. Asırda yaşamış Ankaralı Melike Hatun adına yapılan cami de bunlar arasındadır. Varlıklı bir aileden geldiği ve tasavvuf ehli olduğu bilgilerimiz arasında olan Melike Hatun Camisinde yedi bin kişi namaz kılabilmektedir. Ankara Ulus Erbakan Meydanı’nda (Hergelen Meydanı) Osmanlı Mimarisi ile inşa edilen caminin Mimarı Muharrem Hilmi Şenalp. Japonya Tokyo Camisi, Türk Kültür Merkezi ve Ataşehir Mimar Sinan Camisinin de mimarı olduğunu hatırlatırken caminin hat levhalarında Hattat Hüseyin Kutlu ile tezhip sanatçısı Semih İrteş imzaları bulunduğunun altını çizelim.
Bu güzel camiye Cuma
namazı için gittiğimde dostlarıma sosyal medyadan mekânı bildirince Refah-Yol iktidarında TBMM’de milletvekili danışmanlığı yaptığımız arkadaşlarımdan tek
ses cevapladı. DPT uzmanı, merhum
Başbakan Necmettin Erbakan’ın Beyaz
Masa Sorumlusu Ziya Badur’un ‘geliyorum’ mesajını genç imama söylemedim. Namaz
sonrası giriş kapısı önünde ayaküstü görüşmemiz sonrası “İman, Duruş, Diriliş Sezai Karakoç Sempozyumu” başlığıyla Genç
Memur-Sen’in tertiplediği etkinliğe yürüyerek geçtik.
Memur-Sen Konfederasyonu
girişinde Memur-Sen kuruluşu ve sonrasında aktif görev alan arkadaşlarımızdan Adnan Şenol ve Hüsnü Kaymaz’la karşılaştık. İçeri adımımı atar atmaz 14
Şubat 1992
de M. Akif İnan,
entelektüelliği, insanî tarafı, fikirleri, toplumsal sorumluluk duygusu, sivil
toplum anlayışı ve mütefekkir olarak sendikal hareketin kuruluşuna önderlik
ettiğinde
hocamızın davetiyle kurucusu olduğum Eğitim-Bir
Sendikası günlerim aklıma geldi.
Toplantı öncesi açlığımızı
gidermemiz için Emekli Memur-Sen Genel Sekreteri Hüsnü Kaymaz’ın ev sahipliği
nezaketi kayda değerdi. Kadim dost Necmettin
Evci ile sofra sohbetimiz sonrası emekli yol arkadaşlarımızın bulunduğu katta
misafirliğim sona erdi. Çünkü emekli olduğumu
hatırlayıp üyelik işlemimi gerçekleştirip ev sahibi olmanın gururuyla sempozyumun
icra edileceği salona geçtiğimde emin adımlarla yürümeye başlamıştım bile. İkinci
sırada aşina çehrelerle oturduk. Sempozyum açılışında Memur-Sen Genel Başkanı Ali
Yalçın’la göz temasımız sonrası tokalaşma ve hal-hatır faslı ile sendikanın
unutulmayan isimlerinden olduğumuzu düşünerek mutlu edildiğimizi
söyleyebilirim.
Memur-Sen
Başkanı Ali Yalçın, Kültür ve Turizm
Bakanlığı Telif Hakları Genel Müdürü Ziya
Taşkent, Muhafazakâr Düşünce Dergisi Üzeyir
Tekin ve Genç Memur-Sen Başkanı Mesut Emre Balcı’nın konuşmalarını
dinlerken emekli memurların sendikal haklarını savunan başkan Ali Küçükkösen ileüyesi olduğum sendikamızla ilgili görüşmelerimiz başlamıştı. Verilen
arada Kültür Memur-Sen Genel Başkanı Mecit
Erdoğan’ı makam ziyaretimle günü tamamladım.
İkinci
gününe katılamadığım bilgi şöleninin ilk gününde konuşmacı akademisyenlerden Prof.
Dr. Durmuş Günay, Prof. Dr. Münire Kevser Baş, Fatih Muhammed Çakmak,
Dr. Şakir Diclehan ve Doç. Dr. Muhammed Enes Kala ile selamlaştık. Yetmişli
yıllarda Sezai Karakoç’u Ankaralılarla buluşturan Saatçi Musa Çağıl ile Kemal Kelleci’nin
bilgi şöleninde olmamasının eksikliğinin hisseden Ziya Badur kardeşimiz ertesi günün sonunda konuyu gündeme getiren
konuşma yaparak bugünün gençlerine hatırlattığını söylediğinde ziyadesiyle sevindim
ve kendisini tebrik ettim.
Sendikal
mücadelenin muhafazakâr kitleler tarafından kabulünde de öncü bir rol üstlenen Memur-Sen’i
insan, emek ve özgürlük odaklı sendikal anlayışıyla yüklendiği tarihi
sorumlulukları yerine getirmeye devam etmesini diliyorum.
Sendika bizim, biz
sendikalıyız ve’s-selam.