MEMUR-SEN'DEN AB-I HAYAT ÖNERİLER
MEMUR-SEN sivil, kuşatıcı, eşitlikçi, özgürlükçü anayasakonusunda çok cesur, özgün ve mümbit çalışmalar ortaya koymuştu. Sendika, devam eden verimli özgürlükçü ve sivilçalışmalarına bir yenisi ekledi. MEMUR-SEN'in yeni anayasa ile ilgili bu çalışması başvuru kaynağı niteliğindedir. Beni bu çalışmalardan haberdar eden değerli dostum Gazeteci-Yazar Aslan Değirmenci'ye bu vesile ile teşekkürümü iletmiş olayım.
Genel Başkan Ali Yalçın en son Mardin'deki bir çalıştayda 80 yılı aşkın süre boyunca büyüyerek gelen sorunlara MEMUR-SEN adına madde madde çözüm önerileri sundu. Bu maddeler arasında Kürt(lerin Hakları) Sorunu için ab-ı hayat niteliğinde önerileri vardı.
Bundan üç-dört yıl önceydi. KÜRT SORUNUNA DİNDARCA ÇÖZÜM ÖNERİLERİ başlıklı dört yazı dizisi yazmıştım. Sonuncusu yayınlandıktan hemen sonraki gün pek çok kesimden "Allah razı olsun, somut ve her kesimin kabul edeceği önerilerdir" diyenler olduğu gibi "hay Allah belanı versin, ülkeyi mi böleceksin, amacın ne?" diyeni de çıktı. Beni sevindiren ise hükümete yakın kaynakların bu "radikal" önerilerimize olumlu bakmasıydı.
Bu çalışmalara ihtiyaç var, STK'ların, sivillerin, özellikle dindar camianın bu meselede herkesten daha ciddi çalışmalara imza atması lazım. İçi dolu, ayakları yere basan, somut, karşılığı olan çözümler üretmek, içinde bulunduğumuz sancılı dönemi geride bırakmamıza vesile olur. İşte, MEMUR-SEN'i böyle bir çalışma içinde görmek sevindirici.
Haklı olarak, "ne demiş bu MEMUR-SEN" diyenler olacaktır, merak etmeyin, önerilere madde madde geleceğim. Her maddesi önemli, % 99'una katıldığım önerilerini sizlerle paylaşacağım, lakin ilk maddesi bütün maddelerin, hatta bugüne kadar yazılan, bundan sonra yazılacak ve yazılmayacak maddelerin de hülasasıdır.
Buyurun:
"Bize göre ilk insan hakları bildirgesi niteliği taşıyan Veda Hutbesi'nin bütününe hakim olan hak temelli anlayış, adalet ve eşitlik çerçevesi üzerinden çözüm üretmek mümkündür" diyor Ali Yalçın. Bunun üzerine söz söylemek zaid olsa da, diğer maddeleri bu temel ilkenin şerhi kabul ederek devam ediyoruz:
"Hedef daha mutlu, daha huzurlu, daha müreffeh, daha saygın, daha umutlu bir toplum ve Türkiye inşa etmek olmalı. Bu noktada, içi hukuk ve eşit vatandaşlık ile doldurulmuş kardeşlik hukukumuz ve ümmet anlayışımız bizim için iyi bir zemin ve atmosfer oluşturabilir...
Sonuca varmak için eşit vatandaşlık gerekir. 'Türkiye Cumhuriyetine vatandaşlık bağıyla bağlı herkes Türkiye vatandaşıdır' tanımı çözüm noktasında makul bir yol olacaktır..."
İhtiyacımızbu, mutluluk, huzur, saygı(nlık) ve asil vatandaşlık... İşte, bunun temini için yepyeni, tamamen sivil, her insanımızı ayrı ayrı ve bütün sosyal katmanları, bütün kompartmanlarıyla kuşatıcı ve bilhassa korporatist anlayıştan uzak bir anayasa şart. Evet, MEMUR-SEN genel Başkan'ı Sayın Ali Yalçın'ın önerileri arasında bu madde ve dahası mevcut:
"Türkiye Cumhuriyetine vatandaşlık bağıyla bağlı olan herkes Türkiye vatandaşıdır" maddesi dikkate şayandır. Devamla:
"Tüm toplumun, din, inanç ve ibadet özgürlüğü, düşünce ve ifade özgürlüğü, yaşama özgürlüğü, mülkiyet hakkı ve girişim güvenliği sağlanmalıdır...
Vesayet ikliminin son bulduğu bu süreçte, insan onuru, hukuk ve adalet merkezli, eşit vatandaşlık temelli yeni bir sistemin inşası için ortak gayret gösterilmelidir...
Bürokratik oligarşi, militarist zihniyet, elitist anlayış, baskıcı, ötekileştirici, ayrımcı, ayrıştırıcı lobi ve güç odaklarına karşı, bireyin demokratik tutumuyla birlikte ümmet, kardeşlik ve insanlık bilincini güçlendirmeliyiz."
Bunları okuyunca yarından umutlu olmamak mümkün mü? 80 küsur yıl bizi uğraştıran, uğraştırdıktan sonra boğan sıkıntılara neşter değdiriyor MEMUR-SEN. Merkeziyetçilikle ilgili çözüm önerileri de dikkatimden kaçmadı. Santralizasyon modelinin Türkiye özelindeki kimi kaygıları bertaraf etmek için ilgili maddelere iyi çalışılmış, öneriler ihmal edilmemiş:
"Yerel yönetim reformu yapılmalı, 'Bağımsız Kürdistan', 'demokratik özerklik' yerine, merkeziyetçilikten yerelliğe doğru, merkezden taşraya yetki devri tüm Türkiye için uygulanmak kaydıyla hayata geçirilebilir."
Bunlara ilaveten, anadilde eğitim, medreseler, örf-adetlere saygı, ırkçı dilin meydanlardan, tabelalardan, sloganlardan temizlenmesi... gibi toplumun genelini ilgilendiren hususlar bu önerilerde mevcut.
Unutulmayan bir konu da faili meçhuller. Uludere'den, Suruç ve Ankara Garı katliamlarına, Musa Anter'den, İzzettin Yıldırım, Tahir Elçi suikastına varana dek"faili meçhul ölümler, cinayet ve suikastlar arkasındaki güçleri de ortaya çıkaracak biçimde aydınlatılmalıdır" diyor MEMUR-SEN Genel Başkan'ı Ali Yalçın.
u00c2min.
TUHAF! NOT:
İki gün süren bu çalıştay (KÜRT SORUNU VE İSLAMİ PRATİK) Mardin Artuklu Üniversitesi tarafından düzenlenmiş. Sahi, Diyarbakır'daki Dicle Üniversitesi bu bağlamda ne yapıyor bilen var mı?