Dolar (USD)
34.56
Euro (EUR)
36.00
Gram Altın
3008.33
BIST 100
9549.89
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
24 Ağustos 2021

Memur ekonomisine ara formül

Necmettin Erbakan Başbakanlığındaki 54.Hükûmet, ülkedeki alım gücünü artırmanın talebi hızlıca artıracağını, daha sonrasında ise taleple birlikte üretimi ve yatırımı da artıracağını düşünerek kamu çalışanlarına yüksek oranda zam yaptı.

Yaptığı zamlarla kamuda çalışan emekçinin enflasyona ezilmesinden öte emekçilerin uzun yıllardır ilk kez kazancını katladığı bir düzene geçildi.

Bugünlerde sorumlularının bir bir hapse atıldığı 28 Şubat süreci sonrasında başbakanlık yapan Mesut Yılmaz ve Bülent Ecevit bu politikayı devam ettirmediler.

Politikanın devamlılığında öne çıkan engellerden biri Mesut Yılmaz’ın başbakanlığı döneminde Türkbank ihalesi konusunda Yüce Divana gitmesine neden olan bankacılık sorunları...

Memur alımlarında sınav şartını getirerek milyonlarca insanın torpilsiz bir şekilde kamuya girmesini garanti altına alan Bülent Ecevit ise daha sonra “Biz onu Hüsamettin’den biliriz” diyecek meseleler de diğer sorunları oluşturdu.

Politikanın bitişi ise son olarak anayasa kitapçığı olayı ve yazarkasa atan esnafın tepkisiyle beraber gelen Türkiye’nin yaşadığı finansal krizin reel sektöre yansıması oldu.

Kemal Derviş ile gelen IMF programıyla kamu başta olmak üzere zamlar düşük tutuldu.

Ama enflasyonda sağlanan düşüşle maaşların alım gücünü artırarak zam yapmadan zam sağlanmış oldu.

Yaşananlar gösteriyor ki Türkiye’de kamu çalışanları makro ekonomik politikaların uygulamasında önemli birer araç olarak kullanılıyor.

Ekonominin harekete geçirilmesi için de, tasarrufların artırılması için de ilk adım her zaman kamunun yaptığı ödemeler üzerinde oluyor.

2010 yılına kadar daha önce yapılan zamların yanında alım gücü yükselen memur maaşları gençlerin mühendislik, mimarlık hatta tıp yerine memur olmak arzusu taşıdıkları bir dönemi beraberinde getirdi.

Serbest piyasada potansiyelini aramak ve uluslararası piyasalarda yer bulmaya çalışmanın yoruculuğu yerine devlet kurumlarının sağladığı bu güven alanını doldurmak isteyen gençlerin, bilişim çağının getirdiği fırsatları kullanan yurtdışıdaki akranlarına uymaması ülkemizin önemli bir yarışta hiç kulvara çıkmamasına neden oldu.

Herkes memur olmak istedi.

Gelir garantisi ve alım gücünün yüksekliğinin cazip kıldığı memuriyet girişimcilikten uzak duran insanların ana hedefi hâline geldi.

100 bin memur kadrosu için milyonlarca gencin sınavlara hazırlanması genç ve nitelikli beyinlerin en güzel yıllarını heba etmesine neden oldu.

2010 sonrasında yaşanan sorunlar ise kamuya alımda sözleşmeli ve taşeron çalışanın “önceliklendirilmesi” sürecini tetikledi.

Asıl işi yapan memurlar azaltıldı.

Sözleşmeli ve taşeron çalışanlar asıl işi yapar hâle geldi.

İlk başlarda bir şirket gibi verimlilik esasıyla yürütülmesinin amaçlandığı kamu kesiminin daha sonrasında yine eski düzene geçmesi kamu kaynaklarının etkin kullanımını da sekteye uğrattı.

Bugün kamunun kaynak bulmakta zorlandığı, yüksek enflasyonu baskılamaya çalıştığı bir dönemde gerçekleşen toplu sözleşme görüşmelerinden memurların arzu ettiği beklentiyi karşılaması pek de mümkün değil.

Bu durumda devletin de memurun da memnun olacağı bir ara formül getirilmesi çok önemli.

3600 ek göstergenin tüm memurlara uygulanması konusuyla kısa dönemli kamu mali disiplininin korunması hedefleniyor.

Ülkelerin üretimlerinin merkezinde yer alan özel kesim sanayi müteşebbislerini de memnun etmek çok önemli.

Eğer sanayi durursa hizmet ve tarım üzerinden bir yol gidilmesi gerekir ki Cumhuriyet’in ilk yıllarında gidilen bu yolun istenilen atılımı sağlamadığını ve kalkınmanın önünde tıkaç olduğunu gördük.

Eğitimli nüfusun küresel ölçekte girişimcilik yaklaşımıyla üretime katılması bugünün dünyasında ve Türkiye’sinde olmazsa olmaz bir gerçek.

O zaman memurların da asıl işi dışında girişimci olmasına müsaade edilecek bir düzenleme getirilmesi gelir garantisi olan ve risk iştahı yüksek olan bir grubun direkt üretici olmasını sağlayabilir.

Kamuda yapılmayan ve kamuya satılamayacak mal ve hizmet üretimi için yapılabilecek böyle bir düzenleme aynı zamanda kamu çalışanlarının da ekonomik refahını artırabilir.

Zor ama imkansız değil.