Memleket İşi Gönül İşi
“Memleket isterim / Ne başta dert ne gönülde hasret olsun" diyordu Cahit Sıtkı Tarancı. Ne güzel dilekmiş! Bu içten dileğin üzerinden yarım asırdan fazla süre geçti ama dileğimize kavuşamadık. Cahit Sıtkı hayatta olsaydı, öyle sanıyorum ki yine aynı dilekte bulunurdu. Dertsiz başımız, hasretsiz gönlümüz yok!
Kime sorsak, kimle konuşsak, kimle otursak benzer şikâyetleri dinliyoruz. Peki, toplumun neredeyse tamamı ne istiyor? Kanaatimce toplumumuz Cahit Sıtkı’nın o unutulmaz içten dizelerinde ifade edilen güzelliğe hasret. Hasret çeken bir millet olduk.
Toplumumuz aynı değerlerin hasretini çekiyor. Aynı değerlerin hasretini çeken neden “gönül birliği” içinde hareket edemiyor? Evet, sorun burada başlıyor. Parçalanmış, sinmiş, kapanmış, çekingen ve pasif bir yapıya bürünmüş hâli arz ediyor toplumumuz. Çünkü herkes keyfini düşünüyor. Keyfinin kaçmasını istemeyen bireyler o kadar çoğaldı ki! Memleket meselesi olarak sahiplendiğimiz ve gönüllü koştuğumuz kaç iş var? Durup düşünelim.
Mevzu memleket olunca işin içine siyaset giriyor. “Memleket” siyasetin can alıcı sloganıdır. Herkes memleket için yola çıkıyor. Her parti programında memleketin refahı, huzuru, kalkınması var. Var ama bu programı uygulayacak “gönüllü” adamlar var mı? Gönülden iş yapan siyasetçileri arıyoruz. Siyasetin aktörlerinde “gönül” ne demektir? Bu konuda hayal kırıklıkları var maalesef.
Gündemimizde seçim ve siyasetçimizin dilinde yine memleket var. AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Mahir Ünal, AK Parti'nin seçim sloganını açıkladı. AK Parti'nin yerel seçimlerdeki kampanya sloganı "Memleket işi gönül işi" olacak imiş. İçinde iki kıymetli kavram var: memleket ve gönül.
Kalpte oluşan duyguların kaynağı gönle dokunmak, girmek ve onu kazanmak kolay değildir. Uzun yıllardır iktidarda olan AK Parti’nin kazandığı gönül kadar, henüz kazanamadığı gönül de var. Siyasetçinin herkesten oy alabilme potansiyeli olmalıdır. Bu ihtimali, umudu hiç kaybetmeyenler bir gün mutlaka kazanıyor. Yıllardır girdiği her seçimden zaferle çıkan AK Parti’nin bu seçimde de hedefi zafer olacaktır. Ancak memlekette çeşitli sebeplerden dolayı gönlü kırılan çok seçmen var. Sloganımızda “gönül” kelimesi olduğuna göre, gönle girecek siyasetçilerle sahada çalışmak lazım. Gönül bu, bir incinirse işiniz çok zor.
“Gönül bir sırça saraydır, kırılırsa yapılmaz.” Var mıdır AK Parti’nin gönlünü kırdığı seçmen, elbette vardır. Hatasızlık diye bir şey yok. Burada siz, “gönül almak” için çalışmalısınız. İktidara “gönül koyan” var mıdır, muhakkak vardır. Bu durumda seçmenin “gönlünde taht kurmak” gerek. Siz tahtı başka yerlerde kurmaya çalışırsanız, bu sefer seçmen de sizi gönlünden çıkarır.
Cumhurbaşkanımız Sayın Erdoğan, gün oluyor bir vatandaşı doğrudan arıyor. Hâlini hatrını soruyor, sıkıntılarını dinliyor. İşte buna biz, “yarım elma, gönül (hatır) alma” diyoruz. AK Parti bu sloganla yürüyecekse memleket için çalışacak gönüllü kişilerle sahada çalışmalıdır. Şahsî beklentileri olanları, makamını ve işini büyütmek isteyenleri millet iyi tanıyor. Millet, her şeye rağmen AK Parti’ye oy veriyorsa Erdoğan ile gönüldaş olduğu içindir. Bu millet, gönüllenirse memlekete yazık olur. Şair Bestami Yazgan’ın dizeleriyle son mesajımızı verelim:
“Başın olsa da yüksek,
Gözün enginde gerek,
Kibirle yürüyerek
Yolu incitme gönül”