Memleket hikayelerini yazıyorlar
Hikaye deyip geçmeyin. Onlar, bu memleketin bağrından çıkan sevdalı yazılardır. Ve bu memleketin çok güzel hikayecileri vardır. Canınız sıkıldığında alıp okuduğunuz bir hikaye kitabı, sizi alıp ötelere götürür.
"Yıllar önce Mustafa Kutlu'nun kitaplarını okuyunca, "Hakkında en iyi yazıyı ben yazacağım." diyordum, bir de ne göreyim, herkes aynı duygu, aynı heves içindeu2026"
Güzel Türkiye'min kalem tutan elleri, memleket sevdalarını yazıyorlar. Bu sevgi sadece beşeru00ee bir sevgi değil, toprağına bağlı, bayrağına aşık, vatanına tutkun, memleketine hasret, inançlarına sadık yürekli insanların gönüllerinden kopup dillerine gelen, sadırlarından çıkıp satırlarına dökülen ak pak ulvu00ee fikirler ve gök mavisi hayallerdir.
Bağlamanın tezenesi
Önümde iyi hikayecilerimizden Funda Özsoy, Erdoğan'ın Kırklandım kitabı var. Ötüken Neşriyat'tan çıkmış. Kitaptaki denemeler bazen bir hatıra tadında, bazen de hikaye kıvamında. Bir solukta okunuyor her biri. Sayfaları karıştırıyorum. Önüme Bağlamanın tezenesi çıkıyor: "Gün ölüyor yavaş yavaşu2026 Gün ölüyoru2026 Oyna ne güzel bir gündü; mavi, güneşliu2026 Çay demledim, balkonda içeceğim; iyi gelir umarım, kırgınlıklarıma, küskünlüklerimeu2026 Soru: Kaç yaşındasınız? Cevap: Çok yaşındayımu2026 Radyonun sesini aç, Neşet Ertaş çalsın, hayatın sırrını türkülerin içine üfleyen o bilge ozanu2026"
Eskimeyen altın kalem
Çocukluğumuzdan beri elimizden düşürmediğimiz bir yazıcıdır Ömer Seyfeddinu2026 Nazım Hikmet Polat, hikayecimizin bütün eserlerini neşrediyor yeniden. Tekrar bakma, okuma ihtiyacı hissediyorsunuz. Ön sayfalarda girizgah, biyografiler ve içindekiler. "İlk Namaz", "Ant" ve diğerleriu2026 Çocukluk rüyalarımızın biricik anlatıcısıdır Ömer Seyfeddinu2026 100 yıldır okunan ve hiç eskimeyen altın kalem. "Pembe İncili Kaftan"ı kim unutabilir, ya "Kaşağı"yı?
İyiler asla ölmez
Yıllar önce Mustafa Kutlu'nun kitaplarını okuyunca, "Hakkında en iyi yazıyı ben yazacağım." diyordum, bir de ne göreyim, herkes aynı duygu, aynı heves içindeu2026 Niçin çok sevilir Kutlu? Bizim maceramızı anlattığı, bizim hikayemizi yazdığı için değil mi? Rahatsızlığı hepimizi çok üzmüştü, iyileşmesi ile de moral bulduk. Necip Fazıl Ödülleri'ndeki o mütebessim çehre ile söylediği "Durmak yok yola devam", aslında aynı ruh iklimini teneffüs ettiği Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'a yürekten bir selam değil miydi? Dergah'tan çıkan İyiler Ölmez'i okuyorum. Okumak mı, yaşamak mı, tarifi zor.
Cemreler sırayla düştü
Mustafa Kutlu, iyilerin yolundan giden ama ardından o ufuklara birilerini de sürükleyen edebiyatçı oldu hep. Mustafa Uslu da Bahar Gelince kitabında bu kervana katılanlardan. Erkam Yayınları'ndan çıkan eseri anlatamam ama en azından ilk paragrafı sizinle paylaşabilirim: "Mevsim baharu2026 Hamsin sona erdi. Cemreler; sırasıyla önce havaya, sonra suya ve en sonunda toprağa düştü. Mart ayı çekip gitti. Uzun zamandır yazıyı, yabanı örten muhteşem beyaz kadife örtü derilip toplandı; dağların zirvesine doğru çekildi. Yeni takvime göre nisan ayının ortaları olsa gerek, ama eskilerin deyişiyle abrul ya da abrilin başı. Gelincikler, papatyalar, menekşeler, çiğdemler, laleler, sümbüller, nergisler, reyhanlar, çeşit çeşit kekikler; çayırların, çimenlerin bağrını süslüyor. Ipıl ıpıl güneş yağıyor yeryüzüne. Börtü böcek kıpır kıpır, kuşlar cıvıl cıvıl. Baharın her rengi, renklerin her tonu ve tatlı esintilerin sağa sola savurduğu türlü kokular var bu ilahi tabloda."
Bilge tarihçi Aksun
Belma Aksun'u kıymet bilenler tanır, sever ve okur. İyi bir gazeteci ve hikayecidir. Ama bir de vefa abidesi oluşu vardır ablamızın. Bilge tarihçi Ziya Nur Aksun'un kardeşidir. O mübarek, nur yüzlü büyük tarihçimize ömrünü adadı, kol kanat gerdi ve Rabbine yolcu etti. Bayram günlerinde Akatlar'daki o Osmanlı evinde dinlediğim sohbetleri hiçbir zaman unutamayacağım. Keşke hikaye kitabından sonra bir muştu gibi Sadece Yaprak Döktük çıkageldi. İsmini bir özge şahsiyetin mısralarından, Mevlana'dan alıyor: "Sanmasınlar yıkıldık, sanmasınlar çöktük, / Bir başka bahar için, sadece yaprak döktük." Ve hayatı, yani insanı, özde bizi anlatan hikayeler: "Yıllar Sonra", "Mart Havası Gibi", "El Örgüsü Yün Atkı", "Akşam Gezintisi", "Eski Günler, Eski Dostlar", "Kara Telefon" ve diğerleriu2026 Türkçenin nefasetini hissediyoruz okurken, duygunun güzelliğini tadıyoruz. Bir fikir ancak bu kadar güzel bir şekilde sarıp sarmalanır ve okuyucuya sunulur. Bugün okunuyor Belma Aksun, yarın da okunacak ve her hikayesi, edebiyat tarihimizin muhteşem semasında birer yıldız gibi parlayacak.
Anlar: Kısa Hikayeler
Anlar, 101 kısa hikayeden oluşuyor. Yazı derslerinde 'kısa hikaye' için Bahaeddin Özkişi'yi örnek veriyordum, artık Feyza Hepçilingirler'den de söz edeceğim. Everest'ten hikaye severlere bir gül demeti sunuluyor 165 sayfada. O ilginç metinlerden biri süslüyor arka kapağı, okuyalım: "İlk aşkımla, 'Bu bizim şarkımız olsun!' dediğimiz bir şarkı vardı. 'Ömrüm seni sevmekle nihayet bulacaktır' mıydı? Yoksa, 'Unutturamaz seni hiçbir şey' mi? Unuttum."
İyi ki hikayecilerimiz var ve onlar iyi ki daima yazıyor. Bazı insanların çirkinleştirdiği ve çekilmez hale getirdiği dünyada bunalıp yorulduğumuzda sığınacağımız, ruhumuzu dinlendirmek için okuyup rahatlayacağımız hikayelerimiz olmalı. Yaşasın hikayeler, yaşasın memleket sevgisini, vatan sevdasını yüreğiyle bir türkü tadında kaleme alan özge yazarlar! Elinize, kaleminize, gönlünüze sağlık, ömrünüze bereket!
