Memleket Bizim
Aydınlık düşünceler içindeyim, çok şükür. Kahırlar, acılar, kederler geride kaldı. İnançlarından dolayı horlanıp dışlanan insanımız vardı, artık hürriyet devrindeyiz. Bu aziz millet, bu yüce devlet ve bu kahraman ordu bizim!
Sular yıllar yılı boz bulanık aktı. Gri bir tonda gelip önümüzden geçiverdi. Ama artık tertemiz ırmaklar, berrak çaylar, gümrah nehirler dolanıyor yurdumun dört bir yanında. Bu gökler, bu ovalar, bu dağlar, bu denizler bizim!
İnsanlarına tepeden bakan yöneticiler vardı. Halkının değerlerini önemsemeyen, hatta insanına husumet besleyenler! O fetret devri silinip gitti. Mesuliyet hissi taşıyan bu şuurlu idareciler, bu mazlum, mağdur insanlar bizim!
Vatandaşlarının dinu00ee duygularıyla alay eden karanlık aydınlar, ruhu kirli yazıcılar vardı. Müminlerle aynı camide saf tutan, mahallede / kahvede aynı masada insanlarıyla oturup sohbet eden bu münevverler bizim!
Yokluk, yoksulluk, mahrumiyet, fakirlik ve fukaralık vardı. Şimdi bu geniş yollar, bu muazzam havaalanları, bu dert ortağımız fabrikalar, bu ışıklı meydanlar ve bu bereketli çarşılar bizim!
Temiz düşüncelerden korkulur, ak fikirlerden kaçılırdı. Nefret dili kullanılırdı. Tarihten soğutulur, maziye düşmanlık beslenirdi. Şimdi geçmişimizle beraberiz. Oğuzlar, Selçuklular, Osmanlılar ve Cumhuriyet bizim!
Kısır bir dış siyasetle dünyaya kapanmıştık. Gözlerimiz açıldı elhamdülillah! Doğu Türkistan, Filistin, Kırım, Suriye, Bosna, Karabağ, Mısır, Kerkük, Myanmar, İstanbul, Semerkant, Buhara, Şam ve Bağdat bizim!
Üniversite kapılarında bekletilen, hep eziyet edilen, insanu00ee hakları verilmeyen gençlerimiz vardı. Şimdi aynı gençler bir çok üniversitede kalp huzuruyla ilim tahsil ediyor. Bu öğrenciler, bu hocalar, bu üniversiteler bizim!
Ecdad yadigarı nice eserler harap edilip yıkılmış, camiler ortadan kaldırılmıştı. Şimdi iftihar edeceğimiz maziye yeniden sahip çıkılıyor. Bu mabetler, çeşmeler, sebiller, hanlar, hamamlar, medreseler, külliyeler bizim!
Unutulmuş unutturulmuş abide şahsiyetlerimiz vardı. Bir toz bulutu kaldırıldı üstlerinden. Mehmed u00c2kifler, Yahya Kemaller, Necip Fazıllar, u00c2rif Nihat Asyalar, Cemil Meriçler, Nurettin Topçular, Samiha Ayverdiler bizim!
İstenmeyen, sevilmeyen ve yadırganan öz sanatlarımız vardı. Onlarla ilgilenmek gerilik sayılırdı. Artık devir değişti. Tezhip, Hüsn-ü Hat, Ebru, Minyatür, Nakış, yerli mimaru00ee, millu00ee mu00fbsıku00ee ve muhteşem edebiyat bizim!
Ülkemizi parçalamak, bölmek, dış iştahlara sunmak isteyen dahilu00ee ve haricu00ee hainler, safdiller, basiretsizler vardı. Şimdi millu00ee bir şuur uyanıyor nurlu ülkemde. Bu birlik ruhu, beraberlik duygusu, kardeşlik şuuru bizim!
Dört bir koldan saldırdılar, dört bir yandan kuşattılar! Dışarıdaki hainlerle birlikte içerideki ahmaklar güçlerini birleştirdi. Ama milletimizin akl-ı selimi, kalb-i selimi ve hiss-i selimi galip geldi. Bu akıl, bu vicdan, bu iman bizim!
İnsanlarımız okumasın, uyanmasın diye uğraştılar. Tabular, belli yollar vardı. Herkes o yoldan yürümek zorundaydı. Şimdi yollar da genişledi, ufuklar da. Memleketi mektep yapan bu yazarlar, bu kitaplar, bu dergiler bizim!
Dar sınırlara hapsolmuş bir ülkeydik. Şimdi dünyanın en uç noktasında deprem olduğunda masum insanlara yetişen bir Türkiye var. Bu vicdanlı insanlar, bu merhametli Müslümanlar, bu hürmete şayan insanlar bizim!
Az bilgiyle yetinmesi istenen çocuklarımız, kör kuyulara atılan gençlerimiz, okuması istenmeyen halkımız vardı. Bu uyanık çocuklar, bu araştırıcı ruha sahip gençler, bu iyilik kokan evlerde oturan vatandaşlar bizim!
Karanlık, izbe, kuytu ve dar dehlizlerden geçtik. O kara devirler demini sürdü, o kirli dönemler hitama erdi. Artık Büyük Türkiye'nin aydınlık yıllarını yaşıyoruz. Bu ülke, bu vatan, bu bayrak, bu azim ve bu inanç bizim!
Tedirgindi insanımız, korku dağları sarmıştı dört bir yanı. İnkar politikası egemendi. Şimdi herkes göğsünü gere gere fikrini söylüyor. Bu cesareti, bu hürriyeti sağlayanlara teşekkür ve vefa borcumuz. Bu görev de bizim!
İş dünyasındaki, basındaki ve politikadaki egemenler diledikleri gibi at oynatıyordu. Onlara göre Anadolu'dan gelenler beceriksiz, maharetsiz ve güdülmeye mahkumdu. Türkiye kabuğunu kırdı. Bu Anadolu aslanları bizim!
Aydınlık Türkiye'yi inşa edenler, geleceği sağlam kuranlar, büyük proje hazırlayanlar, yatırımlardan yorulmayanlar, geceyi gündüze katanlar, ömrünü hizmete adamış olanlar, alın teri akıtanlar, göz nuru dökenler bizim!
Bu coşku, bu heyecan, bu sevinç bizim! Bu ninniler, maniler, türküler, destanlar, ağıtlar ve hoyratlar bizim! Bu yürekten gelen şiirler, zihinden akan fikirler, bu ilim, bu irfan, bu medeniyet ve kutlu yürüyüş bizim!
Varsın birileri hep karamsar kalsın, birileri hep kötümser olsun. Birileri hep felaket tellallığı yapsın, birileri yanlışı söylesin, yalana sapsın, önemli değil. Bu bitmeyen ümit, dinmeyen bekleyiş, azalmayan müjde ve sağlam duruş bizim!
Karasabandan kurtulup millu00ee otomobili, uçağımızı ve tankımızı yapmaya başladıysak kötümserlerin haline, bedbinlerin aklına şaşmak gerek! Bu cennet vatan, bu güzel ülke, bu mübarek insanlar ve bu şanlı hilalle yıldız bizim!
Tarih boyunca merhamet duygusunu yaymış bir ecdadın torunlarıyız. Bitkinlik, umutsuzluk bize yakışmaz. Dünyanın neresinde bir acı varsa o da bizim. Kahır varsa hepimizin. İslam'ın verdiği şuurla söylersek yeryüzü bizim!
Siyahlıklara bürünsün bazıları, bu beyazlıklar bizim! Karanlıklara saplansın isteyenler, bu aklar bizim! Çamurlara batsın arzu edenler, bu meyveli bahçeler, bu aydınlık yollar ve bu geniş ufuklar bizim!
Biz ki her zaman O'na el açar, O'na yalvarırız. Her şeyi ondan ister, O'ndan bekleriz. Allah'ın inayeti, merhameti, adaleti ve muhabbeti bizimledir. Kim ne derse desin, kim ne yaparsa yapsın bu memleket bizim, bu ülke hepimizin!