Dolar (USD)
32.42
Euro (EUR)
34.29
Gram Altın
2492.64
BIST 100
9693.46
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

01 Mart 2021

Mel'ûn süreç

28 Şubat 1997…

“ Kara gökler kül rengi bulutlarla kapanık / Evlerin bacasını kolluyor yıldırımlar…”

Kapkaranlık süreçlerdir…

Şahsi menfaatlerini terör örgütlerinin menfaatleriyle tevhit edenlerle milletin varlık mücadelesidir bu.

Karanlık ruhlu adamların milletin üzerine bir heyula gibi abandığı süreçtir, bu süreç.

Devam ediyor…

Ortalama her 10 yılda bir bu melaneti sergiliyorlar.

Terör ve cunta sosyolojisi denilebilecek bir sosyoloji oluşturma çabasındalar.

Dinine, diline, medeniyetine, milletine düşman bir mankurtlar topluluğu düşlüyorlar.

Güzel olan, faydalı olan ne varsa düşmanlar.

Zalimler, acımasızlar…

Mazlumları hedef gösteriyorlar.

Utanmazlar.

Her kılığa da girerler.

Demokrasi ve insan haklarını dillerinden düşürmezler.

Adalet, dillerinde sakızdır, geveleyip dururlar.

Üstat Necip Fazıl’ın ifadesiyle “Bir ülke ki gökler boru içinde, akıl olmazların zoru içinde” Neron’un asırlar sonra çıkıp gelmiş hali var üzerlerinde. Firavun inadıyla sarmalanmışlar.

Her 10 yılda bir koruma kollama bahanesiyle cunta ve teröre meftun bir nesil oluşturmaktı amaçları…

15 Temmuz’da bunu bir kere daha denediler.

24 Temmuz 2020’de Ayasofya’nın Camii hüviyetinin iadesini ‘felaket’ olarak nitelendirebilen bir güruhun varlığı bunun en son örneğidir. Camileri ahır yapan zihniyetin ülkeyi götürmek istediği yer, gavur âşıklığı idi.

Geri kalmışlığın nedenini dine yıkan ve bundan dolayı dini ‘irtica’ olarak yaftalayan bir nesil oluşturmak için tankları yürüttüler, yargıç kisveli bazı kişilere tetikçilik yaptırdılar.

Darbenin her türlüsünü denediler: klasiğini, post modern şeklini…

Bugün 60 yaşında olanlar 1960 darbesinden bihaberdir. Ama acı reçetesini iliklerine kadar yaşamışlardır.

Kırk yaşındakiler 12 Eylül 1980 darbesini bilmezler. Ama zehrini içtiler. Özellikle ülkenin doğu ve güneydoğusundaki çocuklar 1984 sonrasında terörün kasıp kavurduğu yıllarda büyüdüler. Dağa kaçırılan çocukların vebali, darbelerle yasaklarla terör örgütlerine istismar alanı açan bu cunta yapılanmalarının üzerindedir.

PKK, FETÖ, bu yasaklar üzerinden kendilerine alan açtılar.

Millet düşmanlığı asgari müşterekleridir.

Nesilleri, “İrticayla mücadele” adı altında zehirlediler.

Bundan 24 yıl önce de ( 28 Şubat 1997) aynı hezeyanlarla milletin iradesine saldırdılar. Melun sürecin Post modern versiyonunu uyguladılar.

Bugün orta yaşın altındakiler hayal meyal hatırlar, kurşundan daha beter manşetleri, Fadime Şahinler, Müslüm Gündüzler, Ali Kalkancılar üzerinden millete saldırdıklarını.

Başörtüsü üzerine peruk takarak okuluna, işine gücüne gidebilmenin yollarının arandığı yıllardı. Başörtülü olarak adalet aramanın, kışladaki oğlunu ziyaret etmenin, orduevinde çocuğunun düğününe katılmanın yasak olduğu yıllardı.

Başörtülü olarak milletvekili seçilip, Meclis kürsüne çıkıp milletvekili yemini etmenin ‘devlete başkaldırı’ olarak görülüp milletvekilinin apar topar Meclis’ten atıldığı bunun da inançlara saygılı laiklik sayıldığı yıllardı.

12 yaşından küçüklerin Kuran öğretimi için camilere gitmesi de yasaktı.

8 yıl kesintisiz eğitim’ modeliyle bir nesli mahvettiler. İmam- Hatip okullarının orta kısımlarını kapattılar, lise kısmından ve diğer meslek lisesinden mezunlara da ‘katsayı’ uygulayıp soruların tamamını da doğru cevaplandırsa ilahiyat veya alanı dışında hiçbir fakülteye gidemez hale getirdiler. Meslek liselerini kapanma durumuna getirdiler, ihanete yeni bir boyut getirdiler.

FETÖ, bu zehirli zemini kendine hayat alanı seçti. “Beceremediler”, “Başörtüsü furuattandır.” diyerek cuntaya fetva verdi. Cuntayı ‘içtihat’ yapmakla taltif etti, ‘cennetlik’ yaptı.

Türkiye’de bunlar olurken bölge de kan ve gözyaşına mahkûmdu. Körfez kriziyle terör devleti planları işletiliyordu. Irak bölündü. PKK, Bekadan kandile taşındı. FETÖ, devletin kılcal damarlarında dolaşıma sokulmuştu.

Mel’ûn süreç bitti.

Millet, 2002’de bu melun sürece el koydu, 15 Temmuz’da sillesini indirdi,

Suriye sınırımızdaki terör devletine de müsaade etmeyecek.

Millet nöbette, Van’da, Diyarbakır’da analar nöbette…