Meleklerin cinsiyeti
Fatih Sultan Muhammed han dönemine ait bir gerçeklik yukardaki başlık. Bildiğimiz detay ama ben biraz açayım. Osmanlı dedelerimiz güzel İstanbul'umuzu fetih hazırlıklarını yaptıkları dönemde Bizans içerisinde din adamları ve halk bu çok önemli meseleyi(!) tartışıyorlardı.
Maalesef günümüzde de aynı duruşu taklit ederek onlara rahmet okutan insanlar var aramızda. Zekasından şüphe edilemeyecek kadar zeki, akıldaneler gün geçmiyor ki, gereksiz bir tartışma ile kamuoyumuzu meşgul etmesin.
Her kafadan bir avaz çıksa gam yemem. Çıka da bilir, çıkarılan avazlar sosyal medya yolu ile servis edilince karışık olan kafalar daha da karışıveriyor. Zaten yeteri kadar fitne fücur tohumu ekilmiş ve ha bire yeşermesi için tüm dünya şer güçleri bir ve bütün olarak non-stop çalışıyorlar.
Amaç açık. Ecdadımızdan kalan son topraklarımızdaki huzur ve güveni yok etmek. Bizimde Ortadoğu topraklarında oynatılan filmlerin seti olmamız isteniyor. Hassaslaştırılmış yerlerimiz kaşınarak kanatılmayınca kan emiciler cellattan cer umarcasına bir bardak suda bizi boğacaklarını zannederek ha bire üzerimize çuvallanıyorlar.
Maddi ve manevi çökertici olarak ne bulurlarsa onunla çökertmeye çalışılıyoruz. Dini, milli ,manevi yönden aykırı ne bulunursa onu da kullanmaktan geri durmuyorlar. Vehhabilik, selefilik, tasavvuf, haricilik, Alevilik, Sünniliku2026vesaireu2026
Yıllar öncesinde yaşadığım bir hatıramı sizlerle paylaşarak yok edilemeyeceğimiz gerçekliğini bir kez daha bu güruha hatırlatmak istiyorum. Türkmenistan'da baskının zirvede olduğu bir dönemden yaşlı bir amca ile şöyle bir konuşmam olmuştu.
Amca bu baskı ortamında dini yönden durum nedir diye sorduğumda " Yerel şivesi ile evladım din pamuk ipliği gibi inceldi ama koparamadılar, bundan sonrada koparamayacaklar " dediğini dün gibi hatırlıyorum. Ne sapıklar gelmiş. Ne zulümler çekilmiş. Ama koruyucusunun açık vaadinden dolayı yalpalamalar olsa da din bahsi hep rotasından sapmadan çoğunluk tarafından yaşanmış ve yaşatılmış.
Devletlerde öyle. Fitne, fesat, ihanet, hıyanet ne derseniz var. Ummadık başların yardığı taşlarda olmuş. Kılıçların, silahların, tankların, topların, füzelerin yıkamadığı komşusu açken tok yatamayan eli öpülesi idarecilerde olmuş.
Gün bir ve beraber olma günü. Ayrılık gayrılık sen ben hesabı yapma günü değil. Devletimize sonuna kadar sarılarak aramıza insan ve cin şeytanlarını sokmayalım. Sokmayalım ki, düşmanlarımızın çatır çatır çatladıklarını görmemiz mümkün olsun.
Tersini yaparsak biz çatlayıp patlarken onlar kıs kıs gülerler. Aman dostlar dimyata pirince giderken evlerimizdeki bulgurdan olmak istemiyorsak ki istemiyoruz. O halde yapacaklarımız belli. Daha çok sevmek. Daha çok sarmaş dolaş olmak. Birbirimize olumsuz telkinler yerine olumlu desteklerle iki dünyamızı karartmadan bizden sonrakilere aydınlık yarınları hediye etmeliyiz.
Çanakklale de destan yazan dedelerimizi bizler bugün nasıl yad ediyorsan, onlarda bizi öyle yad etsin temennisi ile bugünlük de bu kadar diyorum.
Sağlık ve mutluluk dileklerimle.