Mehmet Selim
Bazı kişiler ölümsüzleşir, isimleri kitaplara sığmaz olur. Belki kısa, ama öz ve idealist bir ömür sürer, destansı hayatlarıyla efsaneleşir, baht olur, bir milletin gönlünde taht kurarlar. Ebediyete göç etseler bile ölümsüzler kervanına katılır ve yücelirler. Tıpkı Çağlayan Adliyesi'ndeki odasında şehadet şerbetini içen Mehmet Selim Kiraz gibi. Genç ömrü sona erdiğinde henüz 46 yaşındaydı.
Hakkında çok yazıldı ve daha da yazılacak. Çünkü o artık sadece bir hukukçu, bir savcı değil. Aziz milleti ve büyük devletiyle özdeşleşen bir remiz, bir sembol, bir simgedir. Sibel Eraslan'ın dediği gibi aslında o kurşunlar sadece savcımıza değil, Türkiye'ye sıkılmıştır. 80 milyon insanımız, kendiliğinden oluşan millu00ee tepkiyle teröre karşı durdu, vahşete karşı direndi. Bu, millu00ee diriliş ve uyanıştı. Biliyorum hayatı kitaplaşacak, hakkında filmler yapılacak, adına yarışmalar düzenlenecek. Şimdiden ismi İstanbul'un ve Türkiye'nin en büyük adliye binasına verildi. Artık bu anıt bina, millet-devlet buluşmasını temsil ediyor. Ve Çağlayan'dan geçenler, yakınlarına ve sevdiklerine olduğu gibi nemli gözlerle şehidimizin ruhuna Fatiha okuyacak, rahmet dileyeceklerdir.
Eyüp Sultan'da muazzam bir cenaze töreniu2026 Onbinlerce kişi dua ve gözyaşları arasında bir şehidini, al bayrağa sarılı bir güzel evladını uğurladı. Cenaze başında saf tutanlar, imam efendinin hak talebine karşılık, 'Helal olsun!' derken ekranları başındaki milyonlar da gözyaşları arasında rızasını gösteriyordu. Gıyabi cenaze namazları kılındı birçok yerde. Son zamanlarda kudurmaya başlayan terör belasına millet en manidar cevabı böylece veriyordu.
Bu millu00ee sahipleniş, çok az kula nasip olur. Demek ki o yüreğiyle, gönlüyle, inancıyla bunu hak etmişti. Cenab-ı Allah onu Eyüp Sultan Hazretleri'nin komşuluğu ile mükafatlandırdı. Şehidimizin babası Muhammed Hakkı Kiraz'ın, taziyeleri kabul ederken bir metanet abidesi gibi dikilmesi ayrı bir ibret levhası olarak dikkat çekti. Muhterem baba, herkese ders verircesine şöyle diyordu: "Allah'tan geldi, takdir-i ilahidir, kaderimizde bu vardı. Kaderde varsa boynumuz kıldan incedir. Biz inanan insanlarız. Hamdolsun gayrimeşru bir yolda değil, namusuyla alnının akıyla, şerefiyle, haysiyetiyle, onuruyla, görevinin başında takdiri ilahi oldu. Ben memnunum, şükrediyorum. Yüreğim de yanıyor ama şükrediyorum."
Zor şartlarda okumuş ve hayatını kazanmıştı Mehmet Selim. 1 Ocak 1969 tarihinde Siirt'te dünyaya gelmişti. Aile daha sonra Mersin'e göç etmiş, o da terzilik yaparak hayatını kazanmıştı. İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi'nden mezun olduktan sonra Osmaniye Cumhuriyet Savcısı olarak görev yapmıştı. Gaziosmanpaşa Adliyesi'nde dört yıl vazifesini tamamladıktan sonra 2014'ten sonra İstanbul Adalet Sarayı Memur Suçları Bürosu Savcısı olarak göreve başlamıştı. Eşi Yasemin Hanım da aynı adliyede hakim. Çiftin biri kız biri erkek iki evladı bulunuyor. Muhammed Hakkı ve Pelin artık milletimizin çocuklarıu2026
Bazı karanlık ruhlu yarı aydınlar ve idraksiz sanatçılar neredeyse teröristleri savunurken, kimi kirli paçavralar zorlama yorumlarla bu menfur saldırıda bile utanmadan polisi, devleti ve hükümeti suçlamaya yeltendi. Akl-ı selim ve kalb-i selim sahibi milletimiz ve büyük devletimiz ise Mehmet Selim'ine sahip çıkıp onu bağrına bastı. Mübarek topraklarda, umre ziyaretindeki fotoğrafları ile mümin gönüllerin gönlüne yerleşti ve ismi taçlandı. Artık Mehmet Selim Kiraz, Çanakkale ve Milli Mücadele'deki şehitlerimiz gibi vefalı milletimizin hiçbir zaman unutamayacağı kahramanlardandır. İsmi, başta Siirt, Mersin, Osmaniye ve İstanbul olmak üzere bir çok şehre anlam katacaktır.
Şehadet şerbetini içtikten sonra aziz savcımızın hizmetleri konuşulmaya ve yazılmaya başlandı. Dindar ve mütevazı kişiliği ile biliniyordu. Daha önce görev yaptığı Osmaniye'de ise cezaevinin karşısına, belediye, müftülük ve hayırsever işadamlarıyla görüşerek bir mescit yaptırmıştı. Bütün Türkiye bu acıya üzülürken Osmaniyelilerin yüreği parçalanıyordu. Şimdi vatanımızın her köşesinde ruhuna Fatihalar gönderiliyor, dualar ediliyor, aşr-i şerifler okunuyor. Başbakanımız Ahmet Davutoğlu'nun ifadesiyle, "Mehmet Selim Kiraz, şehadetiyle, vakur tavrıyla aslında adaletin vakarını, onurunu korumuştur." Ona manevi borcumuz hiç bitmeyecek. Hatırasını yaşatmak ise hepimizin biricik görevi. Kabri nur, mekanı cennet olsun. Mehmed u00c2kif'in Çanakkale Şehidleri için söylediği şu mısralar şehit savcımıza da çok yakışıyor: "Ey şehid oğlu şehid, isteme benden makber, / Sana agu00fbşunu açmış duruyor Peygamber."