Mehmet Akif ve aile

İstiklal Marşımızın yazarı ve şairi Mehmet Akif Ersoy’u 85. vefat yıldönümünde rahmetle muhabbetle minnet ve hürmetle anıyoruz.

O, kâmil bir Müslümandı. Hayatının her cephesi sadece İslam ruhu ile izah edilebilir. İlim aşkı, sarsılmaz ahlâkı, dürüstlüğü, vatanperverliği, milletine bağlılığı, bu uğurda hayatını istihkar etmesi, vakar, tevazu ve feragati, samimiyeti, sevgisindeki ciddiyeti ve vefası, çalışkanlığı; fani, beşeri zevklere iltifat etmemesi tamamen bir Müslüman karakteridir.

Safahat adlı eseri ders veren, ibret dolu hikâyeler ve seyahat notları sunan, okuması son derece zevk ve haz veren zirve bir eserdir. Onun çözümler önerdiği zamanının problemleri bugün de devam etmekte olup tavsiyeleri halen geçerlidir.

Mehmet Akif’i kahvehaneler ve aile hayatı üzerine kaleme aldığı şiirinden parça ile hatırası yad edelim:

«Hayât-ı âile» isminde bir ma’îşet var;

Sa’âdet ancak odur... dense hangimiz anlar?

Hayât-ı âiledünyâda en safâlı hayat,

Fakat o âlemi bizler tanır mıyız? Heyhat!

Sabahleyin dolaşıp bir kazanca hizmetle;

Evinde akşam otursan kemâl-i izzetle;

Karın, çocukların, annen, baban, kimin varsa,

Dolaşsalar, seni kat kat bu hâleler sarsa;

Sarây-ı cenneti yurdunda görsen olmaz mı?

İçinde his taşıyan kalb için bu zevk az mı?

Karın nedîme-i rûhun; çocukların rûhun;

Anan, baban birer âgûş-i ilticâ-yımasûn.

Sıkıldın öyle mi! Lâkin, biraz alışsan eğer,

Fezâ kadar sana vâsi’ gelir bu dar çember.

Ne var şu kahvede bilmem ki sığmıyorsun eve?”