Dolar (USD)
32.54
Euro (EUR)
34.85
Gram Altın
2420.37
BIST 100
9742.87
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

21 Ağustos 2016

Mehdi Fethullahsa deccal kim?

15 Temmuz 2016 da yapılan başarısız askeri darbenin elbette çok ciddi bir alt yapısı vardır. Kırk yıldan fazla bir zamandan beri böyle bir ortamı dokuyan gizli oluşumun sonuçlarıyla halkımız o dehşetli gecede yüzleşmiş, darbecilere karşı büyük bir kahramanlık örneğini göstererek hazırlanmış olan bir ihaneti Allah'ın izin ve merhametiyle bertaraf etmiştir.

Son yıllarda Paralel cemaatin arasında birçok kimsenin bilmediği bir görüş vardır. Bazılarına göre Fethullah Gülen asrımızın tartışmasız mehdisidir. Bu mehdinin görüş ve düşünceleri kendisinin değil, Hz. Peygamber ile yaptığı görüşmelerden kaynaklanmakta, görüş ve tavsiyeleri asrın ihtiyaçlarına uygun ve karşı konulmaz içtihat olarak kabul edilmektedir. Böylece Fethullah Gülenin hem şahsı hem fikirleri mübarektir.

Öyle olmasa, omuzları yıldız dolu paşaların vahşi ve acımasız bir darbeye yeltenmeleri silahsız ve savunmasız halka bomba ve kurşun yağdırmaları nasıl izah edilebilir.

Ayrıca Fethullah Gülenin yaptığı yanlışların da mutlaka bir hikmeti v ardır. O çok yüksek bir seviyede olduğundan, bundan dolayı verilen mesajların her kesin anlamasının mümkün olmadığını savunanlar olmuştur.

Çünkü mehdi asrın en büyük allamesi ve büyük bir kurtarıcıdır. Onun peşinden gitmeyenler büyük bir helaket içinde olacaktır. Asrın mehdisinin görevi, Kur'an-ı esas alarak geniş dairede ve siyaset alemin de hizmet yapacaktır. Öyle ya bu kadar okul dershane ve imkan Fethullah Gülende olduğuna göre bu asırda ki mehdinin ta kendisidir.

Mehdinin karşısında bir deccal olmalıdır. Çünkü Mehdi varsa deccal de vardır. Bu kimdir sorusuna verdikleri cevap en büyük ve yok edilmesi gereken bir düşman Sayın Reisicumhur Recep Tayyip Erdoğan'dır. Gerekçe olarak dershanelerin kapatılmasıyla binlerce talebe cemaatin verdiği eğitimden mahrum kalmış, böyle bir engeli çıkaran mehdinin elbette karşıtıdır.

Halbuki dershanelerin kapatılmasıyla ilgili daha evvel yapılan bir çalışma vardı. Zaman zaman bazı siyasilerde dershanelerin kapatılması gerektiğini vurguluyordu. Liselerin dershaneler seviyesinde eğitim vermesini savunanların sayısı hiçte az değildi. Fakirlerin çocukları dershaneye gitme şansları yoktu ve eğitimde müthiş bir dengesizlik meydana geliyordu. Hem dershaneler sadece cemaatin değildi birçok vakıf, dernek veya şahıslarında dershaneleri vardı. Demek ki hedef cemaat değil, eğitimle ilgiliydi.

Daha sonraları MİT'in Oslo'da Kürtlerle ilgili çalışması işin tuzu biberi oldu. Fethullah Gülen ısrarla Oslo'da ne gibi görüşmeler yapıldığının peşine düştü ve nihayet MİT Müsteşarı üzerinden, Başbakan ve Reisicumhura kadar varan vatana ihanetten mahkemeye dava açılmak istendi. Bilahare İran'a giden petrol paraları ve MİT tırlarının durdurulmasıyla kılıçlar artık kınına konulmayacak şekilde çekilmişti.

Sayın Reisicumhur Recep Tayyip Erdoğan bütün söylemlerinde İslam'ı vurguluyordu. Hayatı İslam'la özdeş hale gelmişti. Elbette sadece Peygamberler masum olduğuna göre her insanın hatası elbette vardı.

Decaller hiçbir zaman İslam'a hizmet etmemişlerdir. Bilakis İslam ortadan kaldırılmak için büyük bir çaba göstermişlerdir.

Daha evvel Fethullah Gülen "ölüleri kaldırın Recep Tayyip Erdoğan'a oy verin, bilahare "Hz. Cebrail'de gelse parti kursa yanında yer almam" diyerek iman noktasında çok tehlikeli bir ifade kullanmış ve iktidara olan sadakatini dile getirmişti.

Güya asrın mehdi ve müçtehidi azamı Fethullah Gülen, Sayın Recep Tayyip Erdoğan hakkında sanatkarane ifadeleri dile getirirken, ayrıca kendi cemaatine de Sayın Recep Tayyip Erdoğanın deccal olduğunu kabul ettirmek için kim bilir neler uyduruldu. Doğrusu bu mehdi nasıl böyle fahiş hata ve entrikaların içine düşmüştü. Çünkü gerçek manada hizmete talip olan alimler asla entrikalara bulaşmazlar. Süt gibi safi olan ilimlerini neşrederler.

Asrın allamesi Bediüzzaman Saidi Nursi "Ben dahi bir müfsit (bozguncu) olabilirim, siz mihenge (ölçüye) vurmadan almayınız" derken harika olan İslami bir ilkeyi önümüze koymuştur.

Saidi Nursi' Mustafa Kemal başta olmak üzere bütün küfür ve şirk dünyasına karşı medreseden mülhem ve tamamen Kur'an-ı bir anlayışla müstakim eserlerle meydana çıktı.

Onun eserleri hem mollaları yetiştiren eski medreselerde, hem okullarda hem üniversitede okutulacak muhteşem Kur'an-ı bir tefsirle karşımızdadır.

Sahi Fethullah Gülen'in hem medreselerde hem okullarda okutulacak bir eseri var mıdır?

Darbeye kalkışanlar mehdinin yanlış yapmayacağını ve başarılı bir darbe olacağına iman ettiler. Oysa ki halkın imanı onların imanını ezip geçti. Onlar masum insanların üzerine ateş yağdırırken halk Allahuekber diye onlara cevap veriyordu. Mehdinin işi herhalde Müslümanları öldürmek değildir.

Asrımızın deccalleri başta Amerika ve batı dünyasının İslam ülkelerine yaydığı vahşet ve katliamı yapan idareciler değil midir?

Bu dünyada bazıları ilahi adalete göre cezalarını tam olarak çekmeseler de asıl hesap Allah'a kalmıştır.