Medine pis bir çöl köyü mü?
Son günlerde katil İsrail’in
Filistin mazlumlarına gösterdiği vahşet, Kudüs’ü ve Kudüs’le ilgili kitap “Zeytindağı”nı gündeme taşıdı.
Falih Rıfkı’nın
“Zeytindağı”nın tek cümlelik özeti,
zeka küpü Kılıçdaroğlu’nun, güya politika olan “Orta-Doğu bataklığında ne işimiz var” siyasetidir.
Evet Orta Doğu bataklığında “bizim ne işimiz var”dır ama, okyanuslar
ötesinden gelen ABD’nin, Rusya, Fransa, İngiltere’nin aptal oldukları için Orta-Doğu’da işleri olmak hep haklarıdır!
Nedense Kılıçdaroğlu-Falih
Rıfkıgillerin buna hiç itirazları olmaz.
“Batı eziği”
Kılıçdaroğu-Falih ekseninin eski Başbakanlarından, Mahmut Şevket’in, 1910’larda
“Kuveyt ve Katar gibi iki çöl köyümüz
için İngiltere ile aramızı bozamayız” demişliği bile vardır.
Bu zümre bu denli üstün bir zekaya
sahiptirler!
İşte bunlardan Falih’in
yazdığı “Zeytindağı” için, son
günlerde bir güzellemedir gidiyor.
Üstüne üstlük, AK Parti’ye
yakınlığı ile bilinen TV kanallarında ve yazılı basında ikide bir “Zeytindağı” güzellemesi yapılıyor.
Hatta AK Parti taraftarı
basından “Sabah”ta, bir köşe yazısında, AK
Parti’nin “Zeytindağı”nı 7 yıl önce tavsiye
bile ettiği yazıldı.
AK Parti’ye bu aklı
kim/kimler verdi bilemiyorum ama “Zeytindağı”nı
tavsiye etmek, AK Parti için “bu ne
perhiz, bu ne lahana turşusu” durumudur.
“Zeytindağı”nda,
Falih Rıfkı, Türk Milleti’nin 1000 yıllık mukaddeslerini, çirkin bir dille, alçakça aşağılamaktadır.
Falih Rıfkı’nın iğrenç üslubu,
edepsiz ifadelerinin yanında, Charlie Hedbo ile Danimarkalı karikatüristin karikatürleri hafif kalmaktadır.
“Zeytindağı”ndaki
şu ifadelere bakınız:
“Medine kasabası birkaç boz renkli hurma gövdesinden
belli olur. Çocukluktan beri titremeksizin ve korkmaksızın ismini ağzımıza
alamadığımız Peygamber’in şehrindeyiz.
Medine, Peygamber ölüsü ile tüccarlık eden bayağı ve
ahlaksız simsar yuvalarından biridir. Her Medineli uzaklardan gelen saf halka,
bu pis çöl köyünün taşını toprağını, kuyu suyunu kırk defa öptüre öptüre
satar.” (Zeytindağı- Falih Rıfkı Atay,
Milli Eğitim Bakanlığı Yayınları, İstanbul,1997, s.58 )
Falih’in, Danimarkalı karikatüristten, Charlie Hedbo’dan farkı ne?..
Falih’e göre:
Sevgili Peygamberimiz (sav),
sevilen değil, korkulan, titrenen Peygamber
ölüsüdür!
Medine, pis bir çöl köyüdür.
Medineliler bayağı ve simsardırlar.
İslam’ın üç mukaddes beldesinden biri olan Medine ve Medineliler için sarf edilen ifadelere bakar mısınız?
İslam’a, O’nun Peygamber’ine,
Peygamber’in şehrine böylesine adi bir dille saldıran kitap hangi akla hizmet
tavsiye ediliyor?
Bu ifadeleri çemkiren bir
kitabın diğer bölümlerinin objektifliğine,
dürüstlüğüne, ilmi seviyesine, eğiticiliğine, namusuna nasıl inanacağız,
nasıl güveneceğiz?
Bu kitabı yeni nesillerin
gözüne, neden, gözlük olarak takacağız?
Yeni nesiller “Zeytindağı”ndan neyi öğrenecekler?
Vatan topraklarına “çöl parçası” demeyi mi?
Falih, “Zeytindağı”nda sadece Peygamberimiz
(a.s) ve O’nun şehri Medine’ye ve Medinelilere saldırmakla kalmayıp, Hz. İsa aleyhisselam’a da, şu saygısız,
terbiyesiz ifadeleri sarf eder:
“Çıplak İsa, Nasıra’da marangoz çırağı idi...
İsa çivilendikten 60 yıl sonra...”
Falih’in yaşadığı dönemler pozitivizm-materyalizm-ateizmin tavan
yaptığı yıllardı.
Dinlerin bittiği sanılıyor, “akıl”, “bilim” ve “insan”ın artık “tanrı” olduklarısanılıyordu. Falih gibiler böyle bir “çok tanrılı din”in mülhitleriydiler.
Bilimin zirvesine eriştiği
varsayımıyla, güç zehirlenmesi ve sarhoşluğu yaşanıyordu.
Bir imamın oğlu, Cibali
İmamının oğlu Falih de bu zehirlenmiş sarhoşlardandı.
Halbuki o günlerde Einstein, Falihlerin dini “akıl dini”nin dayanağı “pozitivizm”i çoktan tarihin çöplüğüne
göndermişti.
Bu çirkin, bu seviyesiz
üslubunun ödülünü Falih CHP’den 27 yıl
milletvekili olarak, milletvekili atanarak almıştı.
Falih, “Son Türk İmparatorluğu”nu tarihe gömen İttihat Terakki Partisi (İTP) triumvurasından Talat’ın özel kalemiydi,
İTP’liydi.
Falihlerin hem İTP’nin, hem
CHP’nin muteber adamı olmaları, İTP-CHP halef-selefliğini ve “CHP’nin Türk İmparatorluğu’nun tarihe
gömülmesindeki rolü”nü masa üstünde tutar.
Böylesine bir görevde bulunmuş
Falih, Türk İmparatorluğu’nu tarihe
gömmüş kadroda olmaktan sanki hiç
sorumluluğu yokmuşçasına, pek ak kaşık numaralarında bir de bize akıllar
vermektedir.
Falihler, çöl diye horladıkları sonradan petrol fışkıran vatan topraklarını, babalarının çiftliği gibi dağıtmışlar, sonra da utanmadan gelip Ankara’ya ve Milli Mücadele’ye çöreklenmişlerdir.