'Medeniyet'in emzirdiği canavar
Terör, savaş, darbeler...
"Adalet Bakanı'na 9mm'lik mermi gönderen aşırı sağcılar, Maas'ı yer, tarih ve saat vererek ölümle tehdit etti. Bild am Sonntag gazetesine konuşan Heiko Maas, evinin posta kutusuna 9mm'lik mermi bırakıldığını söyledi.
Tehdidi yapanların aşırı sağcılar olduğunu tahmin eden Maas,"Pegida, AfD, NPD ve aşırı sağ olan diğer gruplar. Topluma yabancı düşmanlığı ve ırkçılık fikirleri saçanlar" dedi. ( Milat 06.06.2016)
Soykırımcı Batı'nın akıbeti bu.
Kendi değerlerini ikircikli politikalarla imha ediyor Batı.Kendisi için istediği demokrasiyi, insan haklarını, kendisinden başkasına layık görmüyor. Orta Doğu'da Afrika'da savaşı, terörü teşvik eden, besleyen vahşi politikalarıyla kendi içindeki ırkçıların taraftar bulmasına, yardım ediyor.
Irak, Suriye, Mısır, Lübnan benzeri ülkelerde darbeleri, terörü himaye edenler, Türkiye'deki darbe ve terör süreçlerini ( 1960'ı 1971'i,1980'i, 28 Şubat 1997 Post modern darbe ) 1984'ten bu yana da etnik terörü beslediler, beslemeye de devam ediyorlar.
İsrail'in, Esed'in ve Rusya'nın katliamları karşısında kulaklarını tıkayan, gözlerini kapatan Batı, Gezi darbe sürecinin de karargahı konumundaydı.
Mısır'da demokrasi için meydanlardaki halkı kurşuna dizen Sisi'yi sofralarında ağırlayanların "aşırılık"tan bahsetmesi "cırt gözüne" bir durum oluşturuyor. Mültecilerin Avrupa'ya alınmaması için ahlaksızca tavır takınanlar, aşırı uçlardan hiç de farklı olmadıklarını ortaya koymuş olmuyorlar mı? Sınırlara tel örgü çeken zihniyet, aslında utanç duvarının yıkılmadığının da bir göstergesi değil mi? Mısır'da halkın oylarıyla seçilmiş cumhurbaşkanı Muhammed Mursi ve arkadaşlarına verilen idam cezalarına, Rabiatü'l adaviye Meydanında binlerce demokrasi yanlısının katledilmesine sessiz kaldılar. Ankara'da, İstanbul'da, Bursa'da, Diyarbakır'da bomba yüklü araçlarla onlarca masum şehit edildi. Sustular. Bangladeş'te siyasilerin infaz edilmesine sustular. Bomba, Paris'te, Londra'da, New York'ta patlatılırsa terör; Batı'nın dışında patlatılırsa "özgürlük mücadelesi" kabul edildiğinden dolayı terör azgınlaşıyor. Bu ikiyüzlü tutum, terörü besliyor.. Bir gün kargalar, besleyenin de gözünü oyar.
Teröre, yardım ve yataklık etmek, Batı'da aşırılıkların zemin ve taraftar bulmasına yol açmakta. Batı kendi rahminde terörü besliyor. Onunla bir gün mutlaka karşılaşacak. Bu canavarın pençesinden onu kurtaracak bir güç de olmayacak.
Bu "medeniyet denilen kahpe"nin , "maskara mahluk"un kaçıncı kez "maskesinin yırtılması. Batı'yı putlaştıranların, onu efendi kabul edenlerin, ona benzemeye çalışanların bunu görmüyor olmaları normal ama "bir delikten iki kez sokulmaz" olması gereken Müslümanların hala bunun idrakine varamaması, esef verici bir durum.
ABD başkanlık seçimlerinde İslam aleyhine kampanya yürüten başkan adayının taraftar bulmasıyla, Bu sebepten Avrupa'da mültecileri almak istemeyen partilerin oy oranlarını artırmaları hiç de garip karşılanacak bir durum değil. İslamafobinin hızla zemin bulmasının sebebi; tutarsız, menfaatperest politikalar. Batı, içindeki baskılanan sadist duygularını artık dışa vurmakta bir sakınca görmüyor. Mavi Marmara'da katliam yapılırken, BM binaları, hastaneler, okullar Gazze'de bir ay boyunca bombalanırken seyir teraslarından izleyenlerden adalet, vicdan beklemek boşuna... Hakk'a inanmayanın vicdanı olmaz.
Ele verir talkını, kendi yutar salkımı, adalet, eşitlik, barış kavramlarının arkasından sadece Suriye'de altı yüz bin insanın katledilmesini, milyonlarcasının mülteci durumuna düşürülmesini seyreden Batı'nın, gerçek yüzünü görmeliyiz.
PKK, PYD, FETÖ benzeri terör örgütlerini kuran, yöneten, her türlü desteği veren, onlara temsilcilikler açan ve çadır kurduranlar, bir gün terörün acımasız yüzüyle karşılaşacaklarını hesap edemeyen Batılı ahmak yöneticiler, kendi cehennemine odun hazırlıyorlar.
Evet, Batı kendi elim akıbetini emziriyor.
Rüzgar eken, fırtına biçer.
AB de Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği gibi dağılacak. İngiltere tehlikenin farkında. Ancak artık vakit çok geç.
