Dolar (USD)
34.57
Euro (EUR)
36.00
Gram Altın
3017.21
BIST 100
9549.89
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

Medeniyeti sanat inşa eder

İnsanın en önemli tecrübelerinin başında sanat gelmektedir. Sanat, boşlukta ve barbarlıkta oluşan ve gelişen bir tecrübe değildir. Sanatın yapılması, oluşması ve gelişmesi için medeniyete ihtiyaç vardır. Medeniyet, insani oluşuma imkan veren, motive eden ve besleyen insani çevredir. İnsani bir çevrede ekonomik, siyasal, ahlaki, entelektüel ve manevi şartlar, sanatın karşısında değil, yanında olmalıdır. Sanat, bir medeniyet ortamı içinde güzellik oluşturmaktır. Düşüncelerimizi, düşlerimizi ve duygularımızı, ancak özgür, coşkulu ve tutkulu bir ortam içinde ifade edebiliriz. Sanat sayesinde yaşam stillerimizi ve görüşlerimizi en ince yollarla insanlığa ulaştırırırız.Ortaya koyduğumuz sanat eseri, aslında bir medeniyet eseridir. Sanat yapmak ve medeniyet yapmak birlikte gerçekleşen iki oluşumcu faaliyettir.

Sanat ve medeniyet, dar bir kimliğe mensub olmayı ifade etmez.Dar bir kimlik, inanç, ideoloji, kültür ve sekt içine hapsolan medeniyet ve sanatın insanlığa anlamlı mesajlar sunması mümkün değildir. Sanatı ve medeniyeti, dar bir mensubiyet olarak değil, insanlığımızın en geniş ve derin anlatımı olarak anlamak daha sağlıklıdır.İnsanlığın bilgisi, inançları, aklı, maneviyatı ve formları her yönüyle bütün sanat faaliyetlerine yansımaktadır. Her sanat eserini, insanın bir göstergesi olarak görebiliriz.Medeniyet, insanların ürettiği sanatlardan ilham alarak kendisini besler ve sanat sayesinde insanlığa güzel, iyi, adalet, özgürlük, barış ve hakikat konularında değerler üretir.

Sanatkâr, kendisini tek bir medeniyet çevresine hapsetmek zorunda değildir. Bir medeniyet çevresinin belirli bir zamanda ve mekanda ürettiği cevapları, inançları ve değerleri, sanatkâr mutlaka referans almak zorunda değildir. Sanatkâr, kendisini bir medeniyet çevresine hapsetmek yerine, yaptığı sanat faaliyetiyle, o çevrenin sınırlarını aşmak sorumluluğunu omuzunda taşımaktadır.İnsan ve tabiat, kendi içinde eşsiz güzellikleri barındırmaktadırlar. İnsanın ve tabiatın güzelliğini, yüceliğini ve inceliğini değer kabul etmek lazımdır. İnsanın ve tabiatın her tarafında bulunan güzellikleri keşfetmek, bunları duygu, düşünce, düş ve tecrübe şeklinde bir yaşantıya dönüştürmek, insanın omuzlarında taşıdığı bir sorumluluktur. Sanat, insanı insana ve tabiata muhatap kılmaktadır. Sanatçıyı sanat faaliyetine motive ve mobilize eden güç, bu muhatap olma bilincidir. Tabiata ve insana muhatap olan sanatçı, içinde bulunduğu medeniyet çevresini olduğu gibi yarına taşımakla görevli değildir. Sanatçı, medeniyet çevresinin donuklaşmaması için sanatla onu yenilemekte, geliştirmekte ve değiştirmektedir. Sanatla kendini yenileyen bir medeniyetin canlı olarak hayatiyetini sürdürme imkanı vardır.

Sanat, rutin günlük olaylara kapılıp savrulmak değildir. Sanat, insanı ve tabiatı derinliğine yeniden okuma, yorumlama ve kreatif faaliyetidir. Sanat, insana ve doğaya dair her şeyi anlamlı, değerli ve tanıdık kılma çabasıdır. Sanat, bilinçle, bilgiyle ve emekle yapılan bir faaliyettir. Cehalet, atalet ve fanatizm, sanat ve medeniyet üretemezler.

İnsan ve tabiatta eşsiz ve sınırsız güzellikler vardır. Tabiatın ve insanın eşsiz ve sınırsız güzelliklerinden bir tanesi, mutlak hale getirilemez.Mutlak güzellik yoktur. Güzellik, sürekli olarak değişen ve kendini yenileyen bir durumdur. Tabiatta ve insanda sürekli olarak yenilenen ve oluşan güzellik durumlarını keşfetmek ve idrak etmek, dinamik ve kreatif bir sanat faaliyetinin olmazsa olmazıdır.

Sanat, gelip geçici bir hevesten ibaret değildir. Sanat, oyun ve oynaşta olmak da değildir. Sanatın ana konusu doğa ve insandır. Sanatçı, insanı ve doğayı anlamak için bütün bilgisini, birikimini ve emeğini üzerinde çalıştığı eserin içine koyar. Sanatkâr, ürettiği sanat eserine ruhunu katan kimsedir. Sanatçı, eserinin fizğini ve ruhunu birlikte inşa etmektedir.

İnsana ve doğaya bir bütün olarak baktığımızda insanın, akla, barışa, özgürlüğe ve adalete ihtiyaç duyduğunu görüyoruz. Sanat, özgürlüğün, barışın ve adaletin varolduğu medeniyet çevrelerinde varolur ve gelişir.Tarih, mezhep, militarizm, nasyonalizm gibi sahte kurgulara hapseden toplumlarda medeniyet ve sanat gelişmemekte, bilakis körelmekte, yozlaşmakta ve yok olmaktadır.