Medeniyete Giden Yol Kütüphanelerden Geçer
Medeniyetin ışıklı yoluna kütüphane kapılarından geçiliyor. Bizde bu gerçeğin farkına varılırken son yıllarda kütüphanelerin sayısında ciddi artış görülüyor.
Mabetlerden
sonra en kutsal mekânlar ilmin, sanatın, kültürün, inancın ve medeniyetin soluk
alıp verdiği kütüphanelerdir. Son yıllarda ülkemizde camilerle birlikte
kütüphanelerin sayısında da ciddi bir artış görünüyor. Kültür ve Turizm
Bakanlığı’na bağlı kütüphanelerin yanı sıra, yeni açılan belediye ve özel
kütüphaneler, kitapseverleri sevindiriyor. Şüphesiz bu, hem maddi hem de manevi
gelişmenin işareti. Yetiştiğim Anadolu şehrinde tek bir kütüphane vardı ve bu
aydınlık binanın içindeki kitap sayısı sınırlıydı. Bugün başta İstanbul olmak
üzere büyük şehirlerimizde, bütün il ve ilçelerimizde yeni kütüphaneler inşa
ediliyor. Üniversitelerin Anadolu’ya yayılması bu temel ihtiyacı gözler önüne
sermişti. Öğrencilerin ve araştırmacıların talebine cevap vermek üzere tesis
edilen yeni kütüphanelerde, kitap sayısı da, çeşitliliği de fazla.
Kütüphaneler Şehri İstanbul
Dünyanın
en güzel ve önemli şehri kabul edilen İstanbul, camileriyle birlikte tarihî kütüphaneleriyle
de temayüz ediyor. Başta Beyazıt, Süleymaniye, Millet olmak üzere tarihi
asırlar öncesine giden kütüphanelere sahip olan İstanbul, Atatürk Kitaplığı ve
İSAM Kütüphanesi ile de bu sahada iddialı şehirlerimiz arasında. Şehrin
merkezinde olan kütüphanelerin yanı sıra bugün İstanbul’un 39 ilçesinde de eski
ve yeni pek çok kütüphane bulunuyor. Öğrenciler, araştırmacılar ve kitapseverin
düzenli olarak gittiği kütüphanelerde artık çalışma ve kitap okuma imkânları
düne göre çok daha iyi durumda. İstanbul kütüphane bakımından zengin ama yeni
kurulan yerleşim birimlerinde de şüphesiz yeni kütüphaneler açılmalıdır.
Fatih Belediyesi’nde 11 Yeni
Kütüphane
İstanbul
deyince öncelikle en köklü, tarihî ve merkezi ilçe Fatih akla geliyor.
Eskilerin “Nefs-i İstanbul” dedikleri, yani asıl İstanbul olarak
adlandırdıkları bu ilçemizde son zamanlarda kültürel çalışmaların yoğunluğu
dikkat çekiyor. Benim gibi Fatih’te oturan kitapseverler, zaman zaman yeni
açılan bazı kütüphaneleri duyuyor, bazen de tesadüfen görüyorduk. Fakat Fatih
Belediyesi bu güzel hizmetlerini duyurmak için geçenlerde Suriçi’nde bir gezi
düzenledi. Beşir Ayvazoğlu, Şerif Aydemir, Ramazan Minder, Burçak Evren, Nezih
Başgelen, Alim Kahraman, Ayşe Olgun, Ahmet Dur, Selahattin Özpalabıyıklar,
Mehmet Varış, Mustafa Budak, Aras Neftçi ve Şaban Özdemir’in de aralarında
bulunduğu basın, yayın, kültür ve üniversite camiasından isimlerin katıldığı gezide,
öncelikle Fatih Belediyesi binasında devam eden İbnülemin Mahmud Kemal İnal
Sergisi ziyaret edildi.
Büyük
kitap dostu, tarihçi ve biyografi yazarımızın ailesinden, hayatından ve çalışma
ortamından seçilmiş fotoğraf kareleri, doğrusu görülmeye değer. Osman Özsoy’un
küratörü olduğu sergide sadece üstadın fotoğraflarının yanı sıra efsanevi
kütüphanesi ve hat koleksiyonundan örnekler de var. İbnülemin’i sevenler bu
fırsatı kaçırmayacak ve biran önce sergiyi gezmek izleyeceklerdir. Belediye
binasının aynı katında yeni açılan büyük kütüphaneyi görme fırsatını da elde
ettik. Modern ve dikkat çekici salon dopdoluydu. Gençlerin kitaplarla bu kadar
haşir neşir olması elbette sevindiricidir. Bu kütüphaneden sonra otobüslere
binildi ve Cerrahpaşa semtine gidildi. Tarihî hastanemizin hemen köşesinde
açılan Cerrahpaşa Kütüphanesi de göz alıcı bir manzaraya sahipti ve dikkat
çekici hoş mimarisiyle kitapseverleri içeriye davet eder gibiydi.
Davutpaşa Medresesi
Aynı
semtte açılan Davutpaşa Medresesi’nin methini duymuştum ama henüz görme fırsatı
bulamamıştım. Yakın geçmişte burada Cemalettin Server Revnakoğlu’nun, Revnakoğlu’nun İstanbul’u İstanbul’un İç
Tarihi Fatih kitabının tanıtım toplantısı yapılmıştı. Klasik Osmanlı
medreselerinin tipik ve şirin bir örneği olan Davutpaşa Medresesi, bahçesi,
odaları ve olağanüstü mimarisiyle göz alıcı ve gönül okşayıcıydı. Tabii bu
binaların kuruluş amacına uygun olarak hizmet vermesi çok mühim. Fatih
Belediyesi de Vakıflar’dan alıp aslına uygun şekilde restore ettiği ve ardından
ilim ve kültür hizmetine sunduğu bu medreseyi, gençlerimize, bilhassa
üniversitelerde okuyan, yüksek lisans ve doktora yapan öğrencilere tahsis
etmiş. Hakikaten estetik görünümü, tarihî güzelliği ve bugünkü canlılığıyla
medrese yapılış maksadına münasip şekilde kullanılıyor ve asırların
güzelliklerini günümüze taşıyor. Bu mekânda ilmî araştırma yapan gençlerimizin aşk
ve şevkle çalıştıklarını gördük.
Fatih
Belediye Başkanı M. Ergün Turan, medrese bahçesinde oturduğumuzda yapılan
hizmetleri, açılan kültür merkezlerini ve kütüphaneleri anlattı. Yaklaşık 30
kişilik grup, can kulağıyla bu hizmetleri dinlerken çoğumuz yeniden talebe olup
bu mekânlara devamlı gelmeyi arzu ettik. Medreseden sonra Kadırga’ya geçildi ve
burada yine Belediyemizin sanat dünyasının hizmetine açtığı Kadırga Sanat
Akademisi’ni dolaştık. Görevlilerin nezaketle ziyaretçileri karşıladığı binada,
dört-beş serginin aynı anda açılıyor olabilmesine sevindik. Çok sevdiğim ressam ve hattatımız Etem
Çalışkan’ın “Aşk Olsun” isimli sergisini dostlarla birlikte gezdik.
Hemen
ardından kıymetli sanatkâr, akademisyen Prof. Dr. Mehmet Zeki Kuşoğlu’nun
sevgili kızı Neslihan Kuşoğlu Öztürk’ün “Namevcut” adlı sergisine yöneldik. Sonra
diğer sergilere bakma fırsatı bulduk. Güzel binanın en üstü katı kütüphaneye
dönüştürülmüş. Fatih Belediyesi kütüphaneleri birer cazibe merkezi hâline
getirmiş bulunuyor. Gezip gördüğümüz bütün kütüphanelerde yoğunluk vardı ve
gençlerimiz salgın sürecinde olmamıza rağmen, mesafeye dikkat ederek oturdukları
sandalyelerde kitaplarını okuyorlardı. Hayat, kütüphanelerde canlı şekilde devam
ediyor.
Yedikule Yeniden Hayat Buluyor
Restore
edilen Yedikule Hisarı ve Yedikule Zindanları da programa dâhildi. Fatih
Belediyesi bu hizmetiyle de tarihimize sahip çıktığını gösteriyor. Rehberin
anlattıkları, kafiledeki herkesi büyüledi. Doğrusu Suriçi’nde böyle büyük bir
hazine olduğunu hep duyarız. Az çok hepimiz gitmişizdir ama teferruatlı biçimde
bu hisarı ve zindanlarını uzmanından dinlemek bizi mutlu etti. Anlatılan
efsaneler, menkıbeler ve yaşanmış hakikatler sayesinde maziye coşkulu bir
seyahat yaptık. Neredeyse koca hisardaki her taşın âdeta dile gelip konuştuğunu
ve yaşanmışlıkları anlattığını hissettik. Keşke şehirlerimizi daha çok gezsek,
yaşadığımız beldeleri hakkıyla tanısak… İnanıyorum ki o vakit onları daha çok
seveceğiz, kıymetlerini bileceğiz ve gözümüz gibi koruyacağız.
Yeni Kütüphanelerin Heyecanı
Fatihliler,
ilçelerinde yeni açılan 11 kütüphanenin heyecanını duyuyor. Ama sadece Fatihli
okuyucular değil, bütün İstanbullular bu kütüphanelerden yararlanabiliyor. Kütüphanelerde
toplam 130 bin 289
kitap, okurların hizmetine sunuluyor. Açılan kütüphanelerin isimleri şöyle:
Fatih Belediyesi Başkanlık Binası Kütüphanesi, Cerrahpaşa Kütüphanesi, Topkapı
Kütüphanesi, Kariye Refik Halid Karay Kütüphanesi, Dervişali Kütüphanesi, Vani
Dergâhı Kütüphanesi, Abdi Çelebi Kütüphanesi, Kasım Günani Kütüphanesi,
Karagümrük Mobil Kütüphane, Kadırga Kütüphanesi, Kalenderhane Kütüphanesi. Kütüphanelerin
müdavimlerine, devamlı olarak ücretsiz çay ve çorba ikramlarında bulunulduğunu
da unutmadan hatırlatmış olalım.
Fatih Belediyesi’ne Teşekkür
Gün boyu süren gezimiz Topkapı Kütüphanesi ile tamamlandı ve tarihî Surlar’ın dibindeki akşam yemeğiyle son buldu. Fatih Belediyesi Kültür Müdürü Abdullah Kargılı ve diğer yetkililerin candan ilgisi ve yol boyu yapılan faydalı sohbetlerle tamamlanan gezi, mükemmeldi. Seyahatin sonunda bir katılımcının “Fatih’ten başka bir ilçeye taşınmıştım ama yeniden Fatih’e geri döneceğim. Baksana ne güzel hizmetler yapılıyor.” şeklindeki sözlerine, 43 yıllık bir Fatihli olarak sevindim. Güzel bir sözümüz var: “İnsanlara teşekkür etmeyen, Allah’a da şükretmez.” Öyleyse görevimizi unutmayalım. Bize İstanbul’un kalbi ve ruhu olan Fatih’te oturma bahtını nasip eden Cenabı Allah’a şükürler olsun. Bu güzel ilçemizi kütüphanelerle, kültür merkezleriyle donatan Fatih Belediye Başkanı M. Ergün Turan Beyefendiye ve mesai arkadaşlarına da candan teşekkürler…