Medeniyet tasavvuru
Sayın Başbakan Avrupa Birliğini bir "Medeniyet Projesi" olarak algıladığını söylemişti. Katılmadığım, katılamayacağım talihsiz bir söylem. Türkiye Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesini (AİHS) imzalamış Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin (AİHM) yetkisini de kabul etmiş bir ülke. İnsan Hakları standartlarımızın yükselmesinde hem sözleşmenin hem de mahkemenin önemli katkısı olduğu yadsınamaz.
Şu anda mecliste bulunan Hükümetin göndermiş olduğu taslak bu hafta görüşülecek. 4. Yargı paketi olarak adlandırılan tasarının ismi "İnsan Hakları ve ifade Özgürlüğü Bağlamında Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı'dır." Bu kanunun içeriği ve neleri değiştirdiğinden ziyade kanunun amacını ve girişte bahsettiğim medeniyet projesine değinmek istiyorum.
Kanun Tasarısının genel gerekçesinde belirtildiği üzere kanunun amacı "AİHS tarafından koruma altına alınan hakların ihlaline sebebiyet verebilen çeşitli kanunlardaki ilgili hükümlerde değişiklik yapılması ve söz konusu olabilecek ihlal durumlarının ortadan kaldırılması hedeflenmektedir." Türkiye olarak AİHM karnemizi düzeltmeye dönük bir çalışma. Bu düzenlemelerin yapılması mevzuatımız açısından önemli.
Bu bizim Medeni dediğimiz ve içerisine girmeye çalıştığımız bir projenin bize dayatmasının neticesinde faydaları ülke insanına olacak bir kanun düzenlemesi. Peki bu projenin içinde olan ülkelerde neler olmakta. Gerçekten bir medeniyet algısı ve buna uygun bir gelişme var mı yoksa bize dayatılan bizden beklenene aykırı gelişmeler mi yaşanmakta buralarda. Toplum algısını gazeteler yönetir. Bu tüm dünyada bu şekildedir. Almanya'da 8 vatandaşımız yanarak yaşamlarını yitirdiler. Bu Almanya'da olan kaçıncı kundaklama artık hatırlamıyorum. Ne ilginç tesadüftür ki kundaklanan evler hep Türklerin yaşadıkları evler. Yananlarda bizim canlarımız. Peki Nazi işi olduğu açık olan bu kundaklama olayında Alman yetkililerin alelacele kundaklama yok açıklaması ve bu olayın gazetelerde 7. sırada yer bulabilmesini nasıl okumalıyız. Ya da 1. sırada olan haberin Kahramanmaraş'ta bulunan Alman askerlerinin tuvalet sorunu olmasını hangi medeniyetin yansıması olarak okumamız gerekmektedir. Yine Fransa'da markette başörtülü bir bayana saldıran saldırgana karakolda hiçbir işlem yapılmamasını nasıl okumalıyız.
Türkiye'de bir şeyler düzeltilmeye çalışılmakta. Yavaş veya hızlı insan hakları alanında standart yükseltilmeye çalışılıyor. Ancak Medeniyet projesi olabilme imkanı genleri nedeni ile mümkün olmayan AB ülkelerinin en son alacağımız şey medeniyet olsa gerek.
