Dolar (USD)
34.57
Euro (EUR)
36.00
Gram Altın
3017.21
BIST 100
9549.89
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
28 May 2015

Meczuplar Tekkesi ve Dr. Emin Emin Acar

Mehmet Doğan ağabeyimiz Ömrüm Ankara kitabında Ankaralılar'a hitaben "Meraksızlar Şehri!" ifadesini kullanmıştı. Ve Ankaralılar' a haklı olarak kızar. Ta binlerce kilometre öteden yabancılar Ankara'yı ziyarete geliyor. Fakat rehberler onları yeni yapılan binalar yeni yapılan yolları görmeye götürdüklerinden şikayet ediyordu. Yahu bu Ankara nedir? Böyle kitaplarda yazıldığı gibi geçmişi olmayan bir şehir midir? Diye sorası geliyor insanın.

Bir vesile ile Ankara'ya gittiğimde "meraksız!" suçlamasıyla karşılaşmamak için ziyaretgahımı sosyal paylaşım sitesinde dostlarla paylaşmıştım. Ankara'ya uğrayıp da muhakkak Hacı Bayram-ı Veliye uğrayacağımı bilen dostum Yurdaer Tacir'in mesajını okudum. Kıymetli dostumuz bana mesajında muhakkak Dr. Emin Acar hocaya uğra, ruh ve sinir hastalıkları mütehassısı diye bir tabelası var. Biraz düşündüm. Dr. Emin Acar, bir dönem Yurdaer hocamla beraber sıra gezdiğimiz (sıragecesi) arkadaş gurubundan mıydı? Sonra öyle bir arkadaşımız olmadığından neş'etle kıymetli dostumuza tebessüm işaretiyle beraber "ben hasta değilim, oraya gitmem demiştim. Az sonra dostumuz Yurdaer Tacir Bey kendisini anlamadığımdan mülhemle telefon açmıştı. Ve Dr. Emin Acar hakkında bilgi vermişti.
Kıymetli dostumuzun verdiği malumat ışığında Dr. Emin Acar'ı kendisiyle sıra gecesi gezmesem de biraz daha sevmiştim. Önce Demokrat partisinden sonra Milli Selamet Partisinden milletvekilli olduğunu öğreniyorum.

Hacı Bayram Camiine vardığımda ikindi namazının farzı eda ediliyordu. Cemaate uyum sağladık. Namazı edadan sonra ver elini Emin Acar hoca ve tekkesini bulmaya. Sora sora nihayet bulduk. Dr. Emin Acar Hocanın evinin önü yol ve çevre düzenlenmesi nedeniyle hayli meşakkatli olmuştu diyebilirim. Camii bahçesinden aşağıdan inince batıya doğru indiğimizde yaklaşık elli yıldır bizi karşılayan bir tabela ve tabelada Dr. Emin Acar yazılı.
Hocanın evi önünde iki tane büyük kır masası vardı. İnsanlar masaya kurulmuş ve kendilerine ikram edilen çorbaları yanında verilen ekmekleri bandıra bandıra içiyordu. Çorbayı ikram eden zata Emin Acar hocamızı görmek istediğimi söylediğimde "Hele otur çorbanı iç, ondan sonra bakalım" demiş ve hemen yandaki masada bana bir yer ayırmıştı.

Günümüzde küfür rüzgarlarının örtmeğe çalıştığı hakikat yolunun izlerini, yıllardır yol ehli olarak takip edip arkadan gelenlere mihmandar olan ve menzile ulaşacağı inancını saygıyla hakk eden bir mübarek zattır Dr. Emin Acar. Yıllardır diyorum çünkü gözümle gördüğüm ve tedavi ettiği hastalarının iyileşip artık ona mürid olduğu bir doktordan bahsediyorum. Hızlı ve modern yaşamanın kol gezdiği ve bu nedenle manevi hayatın azaldığı Ankara'da insanların önce Hacı Bayram'a sığınıp sonra gidip onun geleneğini devam ettiren Dr. Emin Acar'a intisap etmesi çok güzel bir olay. Orada meczupların, velilerin, profesörlerin, yolda kalanların, yola gideceklerin hatta yolunu şaşırmışların gidip önce çorba içtiği sonra da hikmet devşirdiği bir mekan var. Kendimce bu mekana "Meczuplar Tekkesi" adını verdim. Ama bu meczuplar tekkesi Hakk aşıklarıyla dolu bir mekandır. Buradaki ilahi güzellikleri bir hikmet dairesi içerisinde görmek gerekir. Ki bu olay hikmeti bir sevgi ve ikram halesi olarak Dr. Emin Acar'ın mütevazı hayatından görmemiz sağlıyor.

Bilen söylemez, söyleyen bilmez derler ya aynen öyle. Bize de nasip oldu orayı yani meczuplar tekkesini görmek. Fakat Dr. Emin Acar'ın ziyaretçi kabul etmediğini ve biraz hasta olduğunu söyleyen yardımcısına bizim de söyleyecek sözümüz yoktu. Uzak yoldan gelen ehl-i gurebadan olduğumuzu ve kendisine Allah'ın selamını vermek istediğimizi söyleyip oradan ayrıldık. İnşallah bu Allah dostunu başka zaman görürüz. Allah Dr. Emin Acar hocamızın ömrünü bereketli ve uzun etsin.