Dolar (USD)
35.00
Euro (EUR)
36.53
Gram Altın
2944.95
BIST 100
9672.75
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
26 Aralık 2016

MEB/Kemalist işletim sistemi!

Küresel sistem, kültürleri aynılaştırma, insanlığı uyuşturarak tekçi bir düzen yaratma projesini eğitim arıcılığıyla gerçekleştiriyor. Farklı kültürleri tek bir potada eriterek/dejenere ederek insanlık tarihinin birikimlerini ortadan kaldırmak marifetiyle dünyada hakim tek bir kültürün yerleşmesi için bilhassa eğitim alanına ciddi müdahaleleri söz konusudur. Küresel sistem son yüzyılda batı medeniyeti karşısında diğer medeniyetlerin yavaş yavaş tarih sahnesinden silindiği düşüncesini hemen tüm ülkelerin eğitim müfredatlarına yerleştirmiştir. Bizim hanemize de Kemalizm düştü!

Günümüzde batı medeniyetinin diğer medeniyet havzalarına bakışını, tutumunu bu seçkinci, dışlayıcı, tekçi tavrını ülkelerin eğitim sistemlerinde görmek mümkündür. Bugün batı medeniyetinin diğer medeniyetleri ölü medeniyetler olarak görmesi ve merkezi bir planlamayla diğer tüm medeniyet havzalarını batı perspektifli bir medeniyet tasavvuruyla yeniden dizayn etmeye yeltenmesi kuşkusuz kendini diğerlerinden üstün ve büyük görmesinin bir sonucudur. Bu yüzdendir ki ülkelerin eğitim sistemlerine yapılan müdahalelerle o ülkede yetişen nesillerin özgüvenini, tarihi şuurlarını, aidiyet duygularını körelterek, yozlaştırarak direnme ve mukavemet etme yetilerini ortadan kaldırmak istemektedirler.

Türkiye'nin, küresel sisteme entegre olması ve bu entegre sürecinde onlara nereli olduğunu unutturan, kimlik bunalımı yaşatan, bağımsızlık duygularını yitiren, birbirinden kopuk, tutarsız, zayıf bünyeli insanların yetişmesi için 1924 yılında eğitim düzenine müdahale edilmiştir. Tevhid-i Tedrisat Kanunu'yla toplumu belirli bir kalıba sokmayı hedefleyen, kendi kültürüne, tarihine yabancı, batı kültürüne hayran ve itaatkar, tüketim toplumuna uyumlu, düşünemeyen birbirinin aynısı bireyler yetiştirme gayesi güdüldü. Ve Türkiye, 1924 yılında yürürlüğe sokulan ve Anadolu'nun bin yıllık birikimini yok sayarak faaliyet yürüten Kemalist eğitim sistemini devam ettirmektedir. Ders kitapları hala gerçek tarihi bilgiler göz ardı edilerek hazırlanmaktadır. Küresel sistemin bir projesi olarak yürürlüğe sokulan birçok devrim ve batılılaşma hareketleri büyük reformlar olarak takdim edilmekte ve bu uğurda heba edilen zavallı alimler, darbeyle idam edilen siyasetçiler ise hala ders kitaplarında yer bulamamaktadır.

Bakınız, İslam medeniyetinin vaktiyle bilim, sanat, felsefe, tıp, mimari gibi birçok alanda ne denli ileri olduğu gerçeği küresel sistemin gündeminden bir an olsun düşmemektedir. Dolayısıyla İslam ülkelerindeki bu birikimin tekrar imal edilmemesi için bilhassa eğitim sitemlerine müdahalede bulunmaktadır. Çünkü bireyin kendine yabancılaşması, kültüründen, özünden ve kökünden kopması, bayağılaşması ve zayıflaması küresel sistemin nüfuz alanını genişletmektedir.

Hafızası boşaltılmış, aidiyet duygusu köreltilmiş, tarihten beslenmeyen ve gelecek kaygısı taşımayan, vizyonsuz toplumlar oluşturmak için bugün ülkelerin eğitim sistemlerini(yöneticilerini de diyebilirsiniz) esir alarak dünyaya nizamat vermeye kalkan küresel baronların tehdidi altındayız. Günlük, geçici, popüler kültürün kıskacında, zayıf bünyeli nesiller isteniyor. Toplumların geçmiş ve gelecek arasındaki köprülerini yıkan bir okul düzeni inşa edilmiştir. Bu okul sistemi ülkeleri küresel sitemin tüm operasyonlarına açık hale getirmekte ve bireylerin direnme güçlerini zafiyete uğratmaktadır. Küresel sistemin eğitim alanında aktif olmasının yegane nedeni budur. Bir de utanmadan PISA raporları hazırlıyorlar!

Küresel kapitalist sömürgeci sistemin güdümündeki eğitimle ancak daha itaatkar, daha kalifiye işçiler, memurlar ve küresel sistemin düzenine entegre olmuş zayıf bünyeli nesiller yetiştirebilirsiniz. Bu yüzdendir ki ülkelerin kendi tarihi ve kültürel kodları üzerine inşa edilmiş, özgün, milli ve yerli kaliteli eğitim sistemleri oluşturmalarına müsaade edilmiyor. Bugün okullar küresel sistemin kıskacı altında sömürgeci güçlerin "Yeni Dünya Düzeni" projesine hizmet etmekten başka bir işe yaramamaktadır. Türkiye gibi kabuğunu kırmaya çalışan, tarihiyle bağ kurup bağımsız bir ülke durumuna gelmek isteyen ülkeler için de ayrıca proje okulları devreye sokularak eğitim aracılığıyla yönetimlerine de müdahale edilmek istenmektedir. Bunun en çarpıcı örneği FETÖ okullarıdır.

Bakınız bizler son 100 yıldır insanın derinliğine inen, şahsiyetini, kültürünü, ahlakını, öz'ünü belirginleştiren bir eğitim sistemiyle henüz tanışmadık. Aynı kalıptan çıkmış, birbirleriyle yakın düşünen, milli eğitim patentli bir zihin işletim sisteminin varlığıyla karşı karşıyayız. Kemalist eğitim sisteminin ciddi bir şahsiyet yıkımı ve sefilliğine yol açtığı aşikar. Türkiye'deki eğitim sistemi, diğer bütün modern ulus-devletçi eğitim sistemlerinde olduğu gibi, örtülü bir "uyum yasası" çerçevesinde işlev görmektedir. Resmi ideolojiye uyumlu, tekçi, ırkçı, dışlayıcı düşünce biçimine uyumlu, insanın başlı başına bir değer olduğu gerçeğinden uzak, belirli bir inanç ve düşünme biçimine uyumlu, elbette okula uyumlu, yaşamın tümüne vakıf olmayan, sanayi ve endüstriyel düzene uyumlu köle tipi kişilikleru2026 Bu sistemi değiştirmediğimiz sürece düşünme yetileri kaybolmuş, algı operasyonlarına hemencecik yenilen zayıf bünyeli kişilikler yetişmeye devam edecektir. Türkiye, bu tür bir eğitim sisteminin bilinçli bir proje olarak yürürlüğe sokulduğu ve dışarıdan kontrol edildiği gerçeğini artık tersyüz etmelidir.