MEB’in yol haritası…
Kamuoyu tarafından merak edilen, konuşulan trend konuların başında okulların açılıp açılmayacağı mevzusu var. Herkesin en çok merak ettiği husus MEB’in yol haritasının ne olduğu, okulların pandemi gölgesinde açılıp açılmayacağı, MEB’in hangi planları devreye sokacağı konuları geliyor.
Öncelikle şu rahatlıkla söyleyebiliriz; MEB, okulları açmaktan yana bir tutum içerisinde. Ziya Hoca’nın gönlünde belirlenen takvimde, yani 31 Ağustos’ta okulları açmak, öğretmen ve öğrencileri okullarla buluşturmak geçiyor. Hatta “okulları birlikte açacağız” sloganı üretildi ve kamuoyunda büyük bir destek gördü.
Yalnız tabii bu iş dışarıdan göründüğü kadar kolay değil; okulları açmaya karar vermek her türlü vicdani sorumluluğu üstlenmeyi, sonuçlarına katlanmayı gerektiriyor. Bayram günleri boyunca halkın iç içe olduğu, sosyal mesafe kurallarının ihlal edildiği, plajların dolup taştığı o fotoğraf karelerini düşününce; sorumsuz davranan vatandaşlar nedeni ile okulları açmaya karar vermekte Ziya Hoca’nın elini biraz daha zorlaştırdılar.
Ankara, Antep, Diyarbakır başta olmak üzere birçok ilde son günlerde vaka sayılarında ciddi artışlar oldu. Sağlık Bakanı Fahrettin Koca “Kolaya kaçarsak zoru birlikte yaşarız. Tedbir alın” diye uyarılarda bulundu. Bayramda kuralların ihlal edilmesinden ötürü vaka sayılarının artmasından ve tüm ülkeye yayılmasından endişe duyduğunu dile getirdi. Tedbir diye diye Bakan Koca’nın dilinde tüy bitti, ama ne yazık ki dinleyen pek olmuyor.
Vaka sayılarının arttığı, tüm ülkeye yaygınlaşmasından endişe duyulduğu ve hatta bazı illerde pik yaptığı düşünülünce bu koşullar altında okulların açılması demek iller arasında büyük bir sirkülasyonu sağlar ki; uzun bir süredir vakaların yaşanmadığı illere de virüsün sıçramasına ve yayılmasına neden olur. Telafisi mümkün olmayan sonuçlar doğurabilir. Vaka sayıları azalmadıkça yöneticilerin ve karar alıcıların okulları açmaya yönelik bir tutum sergileyeceklerini sanmıyorum. Kamuoyunda çok tepki çeker.
Peki ne yapmalı? Okulları açmayarak ne yapacağız?
Birçok ülkenin gıpta ile bize bakması ve Türkiye’yi model almasının perde arkasında en önemli adım yetkililerin şehirler arası seyahat kısıtlaması, belli yaş gruplarına sokağa çıkma yasağı getirmeleri yatıyordu. Bu önlemlerin gevşetilmesi erken olmuştu. Yeniden bu tür kararlar alınması gerekiyor ki okulları açabilelim.
Virüs hala aramızda dolaşıyor ve kendine yaşam alanı bulmaya devam ediyorsa yapabileceğimiz çok bir şey yok; okulların açılmasını mecburi olarak ertelememiz gerekiyor. MEB, bir yasal düzenleme ile bu yıla mahsus bir aylık süre ile akademik takvimi erteleyebilmesi yani okulları 31 Ağustos değil 28 Eylül’e erteleyip eğitim öğretim faaliyetlerini de Temmuz’da bitirmesi söz konusu olabilir. Zor süreçlerden geçtiğimiz şu günlerde kamuoyunun bu olağanüstü durumu hoşgörü ile karşılayıp “temmuzda havalar sıcak nasıl eğitim faaliyetleri yapacağız” demeyeceğini düşünüyorum. Hatta sağlıklı bir şekilde 9 aylık eğitim faaliyetlerini yürütüp temmuz ayı geldiğinde MEB’in o anki koşullara uygun bir şekilde işi kolaylaştırıcı, öğrenci ve öğretmenlere yardımcı başka ek önlemler, çözüm faaliyetleri de üretip devreye sokabilir.
MEB, bu yıla özel bir düzenleme ile 4 haftalık mesleki çalışma seminerlerinden öğretmenleri muaf tutup, eğitim öğretim faaliyetlerini Eylül ayının sonlarına doğru başlatıp yine her yıl olduğu gibi normal süresinde bitirilmesini sağlayabilir.
MEB onlarca, belki de yüzlerce senaryoyu üretip çözüm odaklı faaliyetlerle hazır bir şekilde bekliyordur. Ama kesinlikle bilmemiz gerekiyor ki alınacak her karar, yapılacak her plan toplumun lehine, çocuklarımızın iyiliğine uygun olacağı ve muhakkak virüsün seyrine bağlı olacağıdır. Bir hafta içinde virüsün bitmesi ile okulların cıvıl cıvıl hale dönüşmesi de, virüsün pik yapıp Allah muhafaza, vaktiyle İspanya, İtalya gibi ülkelerin yaşadığı o günleri yaşayıp okulların bu sene hiç açılmaması da söz konusu olabilir ki, tüm bu durum ve koşullar halk olarak, vatandaşlar olarak bizim elimizde. Tedbirlere uyduğumuz ölçüde her şey gönlümüzce olacağı muhakkak.
Okulları Mart’ta kapatma kararını almaktan çok daha zor bir karar varsa o da okulları ne zaman açmaya karar vermektir. Gelmiş geçmiş en başarılı MEB Bakanı Ziya Selçuk, kendi bakanlık döneminde en zor karar verilecek bir süreci yaşıyor. Gerçekten işi kolay değil…
Şahsi kanaatim; okulların 31 Ağustos’ta değil Eylül sonlarına doğru açılacağı yönünde.
Sağlıkla kalın…