Dolar (USD)
35.18
Euro (EUR)
36.53
Gram Altın
2966.40
BIST 100
9724.5
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
27 Kasım 2023

​MEB'in yeni müfredat çalışması

Milli Eğiti Bakanı Yusuf Tekin, göreve geldiği günden beri haklı olarak bir müfredat değişikliğinden bahsediyor.

Çocuklarımıza gereksiz düzeylerinin üstünde bir bilgi yüklemesi yapmayacağız. Müfredat çok ağır, çok fazla şey var. Hiçbir öğretmen yetiştiremiyor. Şimdi onu biraz hafifleteceğiz” diyerek bu konuda bir çalışma başlattığını ifade etmişti.

Yusuf Tekini, bu çalışmada “bize ait bizim kültürümüze ait referans değerlerin de olması gerektiğini” ifade etmişti.

Geçenlerde bu çerçevede hazırlanan “K12 Beceriler Çerçevesi: Türkiye Bütüncül Modeli" adlı projeyi şöyle bir göz gezdirdim.

“Yeni binyılın genç öğrenenleri dönüşümün önemli bir gücüdür” diyerek başlıyor program.

MEB, bu projeyi şöyle takdim ediyor;

“Her kademeden öğrencileri 21. yüzyıl becerileriyle donatmak için çeşitli yenilikçi politika ve uygulamaları benimsemiş ve başlatmıştır. Bu kapsamdaki çalışmalardan biri Millî Eğitim Bakanlığı Ortaöğretim Genel Müdürlüğü ile UNICEF iş birliğinde gerçekleşen "K12 Beceriler Çerçevesi: Türkiye Bütüncül Modeli" adlı projedir.”

Daha başlangıçta bir itirazım olacak.

UNICEF, 1946 yılında kurulan, WEF, Bill ve Melinda Gates Vakfı gibi küreselci yapılarla ortak çalışmalar yürüten bir kuruluştur.

Türkiye bir müfredat değişikliği yapacaksa ve bizim kültürel değerlerimize ait referansların da yer alacağı bir çalışma yürütecekse ülkede bunu yapacak herhangi bir sivil toplum örgütü yok mudur?

Neden UNICEF işbirliğinde bir eğitim müfredatı hazırlama ihtiyacı hissediyoruz ki?

Projenin ülkemizin eğitim felsefesinin ve tüm eğitim alanlarının 21. yüzyıl becerilerinin tamamına uyumunu kolaylaştırması bakımından da önemli olduğu vurgulanıyor.

21. Yüzyıl becerilerinin gündem 2030 çerçevesinde belirlendiğine dair WEF’in sitesinde yayınlanan bir makale okumuştum.

21. Yüzyıl Becerileri” olarak adlandırılan bu beceriler, toplumların hızlı değişimine uyum sağlamaları, bilimsel ve teknolojik gelişimlere katkıda bulunmaları, siyasi, ekonomik ve çevresel krizlerle başa çıkmaları için bireylerden sahip olması beklenen beceriler olarak görülüyor.

Devam edelim;

Ekonomik İş birliği ve Kalkınma Örgütü (OECD) tarafından hazırlanan Eğitimin Geleceği ve 2030 Becerileri adlı rapor kapsamında yapay zekâ gibi teknolojilerin gelişmesiyle birlikte bireylerin göstermesi beklenen becerilerin 2030 yılına kadar farklılaşacağı belirtilmektedir” deniliyor.

Burada da WEF’e atıfta bulunarak oradan şöyle bir bölüm paylaşılıyor;

Dünya Ekonomik Forumu (WEF), Mesleklerin Geleceği 2018 raporunda 2018-2020 dönemi için bir mesleği yerine getirmede ihtiyaç duyulan temel becerilerin yüzde 42’sinin değişeceğine vurgu yapmakta; bu değişimle birlikte analitik düşünme, girişimcilik, eleştirel düşünme, esneklik ve karmaşık problemleri çözebilme gibi becerilerin daha fazla ön plana çıkacağına işaret etmektedir.”

Yeni müfredat çalışmasında sosyal-duygusal öğrenmenin özellikle ABD’de başlayan çalışmalar kapsamında önemli bir kuruluş olan Akademik, Sosyal ve Duygusal Öğrenme İçin İş Birliği olan CASEL’den bahsediliyor.

Peki, bu konuda çalışma yapan uzmanlar CASEL’i araştırdılar mı acaba? Kurucu ortakları kimlerdir ve hangi amaca hizmet ettiklerini biliyorlar mı?

Çalışmada elbette güzel bölümler de var. Ancak takdim bölümü beni biraz endişeye sevk etti. Çünkü WEF, söz konusu küresel ölçekli yeni müfredatı 110 ülkede uygulamaya sokmuştu.

WEF’in “eğitimin geleceği” için gerekli gördüğü beceriler ise; “yaşam boyu öğrenme” ile sosyal ve duygusal öğrenme becerileridir. Eğer bizde bu doğrultuda bir müfredat değişikliği yapıyorsak çok vahim.

Zira bu yeni “Eğitim 4.0” sistemi, küresel bir toplulukta küresel vatandaşlığa sahip herkesi küresel vatandaş veya dijital vatandaş olarak eğitecektir.

Not düşeyim istedim.