Dolar (USD)
35.33
Euro (EUR)
36.76
Gram Altın
3005.21
BIST 100
0
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
29 Ekim 2020

MEB'e yeni sistem önerisi!

Yaşımın el vermediği nedeni ile MEB’de ilk günden bugüne dek olan tarihsel süreçleri, yaşananları, sebep-sonuç ilişkileri, gelişmeleri pek bilemesem de; 1998 yılından bugüne dek, yani son 22 yılda neler yaşandığı, ne gibi gelişmeler meydana geldiği konusunda yeterli düzeyde bilgi birikimine sahibim. 98 yılından itibaren MEB’e ilgi duymaya başladım ve süreç içerisinde yaşananları yakından takip etmeye çalışır, not alır, irdeler; ortaya çıkan sonuçları, sebepleri ile birlikte hafızamın bir köşesine not ederim. Tarihsel hafızamda yer edinmiş son 22 yılda, buna 18 yıllık AK Parti dönemi de dahil, meslek liselerine verilen en büyük önem, gösterilen ilgi, ortaya çıkan sinerji Ziya Selçuk’un Bakanlık yaptığı şu döneme ait olduğunu rahatlıkla söyleyebilirim.

Yanlış anlaşılmasın; yapılanları asla yeterli görmüyorum. Gerek meslek liseleri bağlamında olsun gerek ise diğer okul türleri bağlamında olsun muhakkak daha fazlası yapılmalı. Hani yazar Halit Ertuğrul’un “Kendini Arayan Adam” kitabı ve “Kendini Bulan Kadın” adlı kitapları var ya, işte birazcık da öyle bir yolculuk… 2018 yılında Ziya Hoca’nın göreve gelmesinden önceki sürece kadar meslek liseleri adeta “kendini arıyormuş” gibi… Son 2-3 yıllık süre içerisinde ise, özellikle de şu pandemi günlerinde meslek liseleri adeta “kendini bulmaya” doğru hızla ilerliyor. Meslek liselerin ürettikleri ve ortaya koyduklarını yazmayacağım elbette... Tüm dünyanın ve haliyle Türkiye’nin de başına musallat olan şu virüs ile cebelleştiğimiz, mücadele ettiğimiz şu son birkaç aylık süreçte meslek liselerin önemi sanıyorum ki toplum nezdinde de anlaşılmaya başlanmış durumda.

Sormak ve sorgulamak istiyorum: Toplumda meslek liselerine yönelik büyük bir teveccüh olmasına rağmen, hatta toplumsal ihtiyaç da fazlasıyla mevcut iken neden diğer lise türlerine daha başarılı öğrenciler gönderiliyor? Neden daha az başarılı öğrenciler meslek liselerine yönlendiriliyor? Meslek liselerinin sahip oldukları makus talih ne zaman kırılacak? Toplum ve devlet yetkilileri nezdinde var olan güzel çalışmalar ve intibahlar hazır büyük bir hızla ilerliyor iken, bu ivmelenme fırsata dönüştürülemez mi? Meslek liseleri diğer lise türleriyle yarışacak düzeye getirilemez mi?

98 öncesindeki MEB faaliyetlerine yaşım itibariyle pek ilgim olmadığı için bilemiyorum ama büyüklerimden duymuştum. Ne derece doğru bilemiyorum ama o süreçte Meslek liselerine öğrenciler “sınav” ile yerleşebiliyorlarmış. Başarılı olup sınavı geçemeyenler diğer meslek liselerine yönlendiriliyorlarmış. Hatta denetim mekanizması şu an ki kadar ilerlemediği için sınavda başarısız olanlar “torpil bulup” meslek liselerine yerleşmeye çalışıyorlarmış. Bu bilgiler gerçek de olabilir, şehir efsanesi de…

Başka bir gerçeklikten bahsedeyim; kendi olma, kendini bulma yolcuğunda meslek liseleri, varoluş mücadelesinde kendi öznel kimliğine, özgünlüğüne en çok belki de şu aylarda yaklaşmış durumda. Meslek liselerini şaha kaldırmak ve dolaylı sonuçları itibariyle hem ekonomik hem endüstri ve sanayi bağlamında ülkeyi kalkındırmak istiyorsak meslek liselerini daha çok önemsememiz ve bu alana daha çok meyledip çalışmalar yapmamız gerekiyor. İlgisiz veliler, başarısı düşük öğrencilerin yoğunlaştığı okul türü olmaktan çıkarıp en öncelikli tercih edilen, sivri zekalıların yerleştiği okul türü haline dönüştürmemiz gerekiyor. Peki nasıl yapacağız, nasıl başaracağız bunu? Diğer lise türlerine gitmek isteyen öğrencilere haksızlık olmaz mı? Öyleyse çözüm önerimi söyleyeyim:

Bütün öğrenciler aynı lise türünde okusun. Ortaokuldan sonra liseye geçişte sınav olmasın. Tüm liselerin müfredatı aynı olsun. Müfredat ve ders içerikleri biraz azaltılsın ve liseler 3 yıl olsun. 3 yılın sonunda öğrenciye bir alternatif sunulsun; “Ya mezun olup lise diploması alacaksın ya da bir yıl daha okuyup 4. senende sadece ama sadece meslek dersleri görüp meslek lisesi diploması alacaksın. Her iki diplomaya da sahip olacaksın” denilsin. MEB’i ve toplumu 22 yıldır gözlemleyen bir tecrübeyle yazıyorum bunları ve yetkililere sesleniyorum: Bu teklifim pilot olarak uygulansın, sonuçlar gözlemlensin. Böylece olgunlaşmış ve kişiliği oturmaya büyük ölçüde yaklaşmış olacak çocuklar; kendi kararını kendi vermiş olacak. Ya ders çalışıp üniversiteye gideceğim 3 yıl bana yeterli diyecek ya da diyecek ki bir yıl daha okuyup bir meslek sahibi olayım.

Daha önce yazdığım “Ziya Selçuk’a nasip olacak…” yazımın sonuna kadar arkasındayım. Meslek liseleri sorununu çözmek Ziya Hoca’ya nasip olacak!