Dolar (USD)
35.19
Euro (EUR)
36.78
Gram Altın
2961.53
BIST 100
9724.5
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
09 Temmuz 2020

MEB''de Rotasyon Sosyolojisi...

Öncelikle şu konuya değinmek istiyorum: Geçen hafta yazdığım “Gözyaşlarını kim silecek?” başlıklı yazım sonrasında aynı konu hakkında TBMM’de kanun teklifi veren MHP Mersin milletvekili Sayın Olcay Kılavuz’a duyarlılığından ötürü teşekkür ediyor, sağlık çalışanları ile ilgili bu kanun teklifinin meclisten geçerek yasalaşmasını temenni ediyorum. Umarım aynı hassasiyeti diğer vekiller, siyasetçiler ve kamuoyu da gösterir, mağduriyetler giderilir.

Şimdi gelelim asıl konumuza…

Bilindiği üzere mevzuatta yer almasına rağmen Şube Müdürleri il dışı rotasyon uygulaması iki yıldır uygulanmıyordu. Bu durum kimilerine göre mağduriyet oluşturuyor, kimilerine göre ise mağduriyetin önüne geçilmesine neden oluyordu. Bu sene ise bizzat Bakan Ziya Selçuk’un talimatı ile rotasyon hükümleri mevzuatta yer aldığı şekliyle harfiyen uygulandı. Ve yer değişikliği sonuçları 26 Haziran’da açıklandı. Şube Müdürlerinin gerek kendi tercihleri sonucu gerek tercih etmeyip zorunlu rotasyon sunucu başka il/ilçeye atamaları gerçekleştirildi. Kahir ekseriyeti bulundukları ilde ilişiklerini kesip yeni görev yerlerine gidip başladı. Bazı özel nedenlerle gitmek istemeyip istifasını sunan Şube Müdürleri de oldu. Her ne kadar eleştiri yapılsa da farklı açıdan bakmak gerekiyor. Çünkü yapılan her atama, yer değişikliği, rotasyon, nakil, görevlendirme vb. durumlarda işine yarayanların da, mağdur olanların da olması gayet tabii bir durum. Ne yazık ki mevcut sistemimizde işin doğasında, tabiatında bu var. Bunu ülke olarak minimize etmeye yönelik çalışmalar yapabiliriz belki ama topyekûn ortadan kaldırmak hiçbir sistemde mümkün görünmüyor. Belki de yeni bir sistem inşası gerekiyor.

Benzer rotasyon neden il/ilçe müdürleri için de yapılmıyor diye soruyorlar. Yalnız gözlemlediğim kadarıyla dönemsel olarak bazı illerde Bakanlık ihtiyaç çerçevesinde rotasyon şeklinde değil de yer değişikliği şeklinde, gerek il, gerekse ilçe müdürlerinin yerlerini değiştirdiği oluyor. Hatta görevden alıp yeni kişileri göreve atadığı oluyor. Eğer çok üstün bir başarı ortaya koymamış, ülke gündeminde ses getirecek düzeyde önemli çalışmalar yapmamış ise, aynı yerde uzun süre kalmıyorlar. Nitekim bildiğim kadarıyla uzun yıllar aynı yerde görev yapan il/ilçe müdürü pek yok gibi.

Yine de şu kadarını söyleyeyim; Bakanlık il/ilçe müdürleri ile ilgili de konu üzerinde çalışıyor. Okul müdüründen il müdürüne kadar, hatta daire başkanlıklarına kadar liyakat ve adalet temelli bir sistemi inşa etmek istiyor. Nasıl bir sonuç çıkar ya da nasıl bir sistem inşa edilir bilemiyoruz ama eğitim camiası açısından hayırlı sonuçlar doğurması hepimizin ortak temennisi.

İki yıldır yapılmayan rotasyonu Ziya Selçuk neden bu dönemde yaptı diye sitem eden Şube Müdürleri var. Bize gönderdikleri mesajlarında konu ile ilgili görüşlerini, sitemlerini yazıp soruyorlar. Ufak bir araştırma yaptığımda gördüğüm, Ziya Hoca’nın 2023 Vizyon hedeflerine ulaşmayı çok arzuladığı ve bu nedenle yoğun bir çalışma seferberliği başlattığı, zaman mefhumu gözetmeksizin ekibiyle birlikte çalıştıklarını öğrendim. Rotasyon da bu çalışmanın ve 2023 vizyon hedeflerine ulaşmanın adımlarından biri. Başka konularda da önemli çalışmaların olduğu ve ilerleyen süreçlerde kamuoyu ile paylaşılacağı söyleniyor. Eğitim camiası için uykularını bile feda edip gece gündüz koşturan, çalışan ve önemli işler yapan Ziya Hoca’ya ve ekibine içtenlikle teşekkür ediyoruz.

Ümit ediyorum ki Ziya Hoca’nın gündeminde Şube Müdürleri rotasyonundan sonra yer değişikliğini kabul etmeyip istifa eden ya da il/ilçe müdürlüklerinde norm ihtiyacı olan Şube Müdürlerine yönelik bir çalışmanın da yapılıyor olması. Kamuoyunda bu yönde de önemli bir beklenti söz konusu. Geçtiğimiz günlerde Türk Eğitim-Sen Genel Başkanı Talip Geylan Bey de bu konuda bir basın açıklamasında bulundu. Hali hazırda 534 Şube Müdürü görevlendirme ile çalışıyor. Ki bu sayı rotasyon sonrasında daha da artmış durumda. Bir de il/ilçe müdürlüklerinde normlar güncellenirse ihtiyaç binin üzerine çıkar gibi duruyor. Böyle bir durumda görevlendirme ile işlerin yürütülmesinden öte yapılacak bir sınav ile adalet ve liyakat temelli yeni alımlar yapılması söz konusu olabilir mi? Bu konuda kamuoyunun da bir beklentisi eğitim camiası için de bir ihtiyaç söz konusu. Ziya Selçuk’un bu konuyu gündemine alacağını ve eğitim camiasında önemli bir ihtiyacın giderileceğini ümit ediyorum.

Eğitimin bir sorun değil, bir çözüm sistemi olduğunu inşa etme yolunda yapılacak her adımı amasız fakatsız kendi çıkarlarımızdan bağımsız alkışladığımız günlere kavuşmak dileği ile…