Dolar (USD)
32.38
Euro (EUR)
35.00
Gram Altın
2324.59
BIST 100
9084.72
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

16 Eylül 2020

MEB yine bilgi notu mu isteyecek?

Geçen hafta acı, acı olduğu kadar da ibretlik bir hadise ile sarsıldık.

Muğla’da gerçekleşen ve haber sitelerine konu olan Özgür Eğitim-Sen’in de basın açıklaması ile gündeme taşıdığı hadise, bürokrasimizin işleyişi hakkında içler acısı bir durumda olduğumuzu ortaya koydu. Sonunda dürüstlük abidesi bir insanın hayatına da mâl olan ve MEB başta olmak üzere devletin pür dikkat kesilerek üzerine gitmesi gereken bir hadise ile karşı karşıyayız.

Ne var ki şu ana kadar bir açıklama bile yapılmadı!

Daha önceki benzer hadiselerde olduğu gibi acaba MEB bu hadiseden sonra da şikâyete konu olan kişilerden “bilgi notu” istemekle mi yetinecek, yoksa olayın üstüne gidip kamu vicdanını yaralayan bu hadisede sorumlulardan hesap mı soracak?

MEB’in sınavı bu!

Sonucu hep birlikte göreceğiz.

MEB’in bu tür bir olay vuku bulduğunda sıradan prosedürünü biliyoruz: Önce problem basında dile getirilir. MEB probleme konu olan kişiden bilgi notu ister. Sonra?..

Sonrası yok!

Sonrası olmadığı için bugünkü hadise/hadiseler var!

Sonrası olmadığı için Hüdayi Baş gibi mesleğin yüz akı olabilecek dürüstlükte insanları kaybediyoruz!

Sonrası olmadığı için sıradanlığın vahşeti ile karşılaşıyoruz!

Bundan sonrasını Özgür Eğitim-Sen’in açıklamasından okuyalım:

“Hüdayi Baş, bir yılı aşkın süredir Muğla Olgunlaşma Enstitüsünde Müdür Vekili olarak görev yapmaktadır. Başarılı çalışmalarıyla asil müdürlük kadrosunu beklediği sıralarda enstitünün ihtiyaçları doğrultusunda dört usta öğretici kadrosu için sınav açar. Hüdayi Baş’ın şikâyet dilekçesinden öğrendiğimiz kadarıyla Muğla Milli Eğitim Müdürü, sınava komisyon başkanı olarak usulsüz şekilde ilçe şube müdürünü görevlendirir.

Buna rağmen sınav adil bir şekilde yapılır ve hak edenler belirlenir. Ancak Muğla İl Milli Eğitim Müdürü tarafından Hüdayi Baş’ın eline yayınlaması için, sınava girip de kazanamayanların isimlerinden oluşan bir liste tutuşturulur. Bu kişileri almak zorunda olduğu vurgulanır. Yapılan dayatmayı kabullenemeyen Baş, ilgili Genel Müdürü bilgilendirir ve Genel Müdür’den yaptığının doğru olduğu ve yanında oldukları yönünde bir yanıt alır. Bunun üzerine Hüdayi Baş, Genel Müdür’ün talimatıyla 21 Ağustos’ta gerçek kazanan listeyi yayınlar.

Hüdayi Baş, 24 Ağustos 2020 günü Muğla İl Milli Eğitim Müdürü tarafından çağrılır, kendisinden listeyi kaldırması ve kendi verdikleri listenin yayınlanması talep edilir. Aksi takdirde istifa etmesi gerektiği söylenir. Bunun üzerine tansiyonu yükseldiği için makam odasında baygınlık geçiren Hüdayi Baş, hastaneye kaldırılır. Bu durumu fırsat bilen il milli eğitim idarecileri, enstitünün müdür yardımcısına baskı yaparak listeyi kaldırtırlar. (Bu arada Bakanlıktan Hüdayi Baş’ın müdürlük kadrosu gelmiştir fakat kendisine tebliğ edilmediği gibi kadronun iptali için bakanlık nezdinde girişimde bulunulmuştur.)

Yaşadığı sıkıntılı süreçte Menteşe Kaymakamlığı’na ve Genel Müdür’e bilgi verme amaçlı yazdığı dilekçede bu yaşananların sağlığını ve çalışma şevkini bozduğunu ifade eden Olgunlaşma Enstitüsü Müdürü Hüdayi Hoca, 8 Eylül Salı günü geçirdiği kalp krizi sonrası kurtarılamayarak hayatını kaybetti. Merhuma Allah’tan rahmet, acılı ailesine sabırlar diliyoruz.

Merkez ve taşra teşkilatlarında sıkça şahit olduğumuz bu türden görevi kötüye kullanma vakaları maalesef değerli bir eğitimcinin yaşamına mal olmuştur. Yaşananlar dilekçelerde belirtildiği gibi gerçekleştiyse bir cinayetle karşı karşıyız demektir. Örnek bir eğitimci, adaletsizliğe ve hukuksuzluğa direndiği için maruz kaldığı psikolojik şiddet ve mobing sonucu kalp krizi geçirmiş ve yaşamını yitirmiştir. Milli Eğitim Bakanlığı Hüdayi Hoca’nın yazdığı dilekçelerde belirttiği iddiaları derhal soruşturmalı ve ortaya çıkan gerçekleri tüm çıplaklığıyla kamuoyuyla paylaşmalıdır.

Ülkemizde retorik olarak kullanılmaktan hiç vazgeçilmeyen “liyakat ve ehliyet” söylemi, uygulamada bu kavramların karşıtı olan adam kayırma, torpil, usulsüzlük ve makam sevdasına yol veren bir işlev görüyor. İl ve ilçelerde çeteleşen birtakım kişiler kurdukları düzene uymak istemeyenleri türlü yollarla etkisizleştirerek iç işleyişlerini sürdürebiliyorlar. İstediklerini göreve getirip istemediklerini pervasızca saf dışı edebiliyorlar. Bu insanlar bu gücü nereden buluyor, bu cesareti kimden alıyorlar? Daha önce Aydın ve Sakarya illerinde milli eğitim müdürlüğü yapmış ve her geçtiği ilde ismi olaylarla anılmış, hakkında defalarca soruşturma açılmış şaibeli biri ödüllendirilircesine bir başka şehre nasıl ve kimler kanalıyla milli eğitim müdürü yapılabiliyor? Birtakım kişi ve gruplara devlet içinde ayrı bir devlet gibi davranma cesaretini kimler veriyor?

Adalete ve liyakate inanan, vicdan ve ahlak sahibi, dürüst ve idealist eğitimciler, başlarına amir olarak getirilen, birilerinin yakını olmaktan başka bir meziyete veya ehliyete sahip olmayan kişilere ezdiriliyorlar. Özgür Eğitim-Sen olarak; bu yaşanan vahim olaylardan; usulsüzlük, hukuksuzluk, adaletsizlik yapmakta herhangi bir beis görmeyen, vicdan ve ahlaktan nasipsiz bu yöneticiler kadar onları hak etmedikleri bu makamlara getirenlerin de sorumlu olduğunun bilinmesini istiyoruz. Bedel ödemeyi göze alarak cesaretle bu çetelerin üzerine gitmek yerine “Böyle gelmiş böyle gider!” mantığıyla kurulu düzene gözünü yumup kulaklarını kapatan yetkililer olduğu sürece de Hüdayi Hoca gibi ahlaklı ve onurlu eğitimciler ezilmeye ve etkisizleştirilmeye devam edecektir. Bu açıdan ilgili genel müdürü, Menteşe kaymakamını ve şüphesiz MEB’i, taltif edilip baş tacı edilmesi gereken bir eğitimcinin hayatına mal olan ve kurumsal işleyişin içler acısı halini açık eden bu vahim olay karşısında sorumluluklarını yapmaya davet ediyoruz.” (Özgür Eğitim-Sen Yönetim Kurulu)

 
ABONE OL
Deniz feneri detay
Deniz feneri detay
Kızılay 160x600
TDV ramazan