MEB, öğretmenler ve FETÖ
Türkiye'de eğitim seviyesi yükseldikçe öz değerlerden uzaklaşma o oranda artmaktadır. Kuşkusuz bunun bir nedeni var.İşinin ehl-i, ahlak-vicdan sahibi, yerli ve milli duruş sergileyen kaliteli, münevver muallimlerimizi tenzih ederim ancak Türkiye'deki öğretmenlerin kahir ekseriyeti ne yazık ki hala resmi ideolojinin ve küresel sistemin misyonerliğini yapmaktadır. Eğitim sistemini kültür ve tarih düşmanı tekçi bir anlayışla tanzim eden İttihat Terakki örgütü haliyle buna uygun bir öğretmen kitlesini de yetiştirerek geniş çaplı bir kültür kıyımına yol açtı. Ne yazık ki bu düzenek hala varlığını devam ettirmektedir.
Türkiye'de öğretmenlere biçilen misyon,batı değerlerini, laikliği, inkılapları, ilericiliği ve çağdaşlığı topluma kazandırmaktan öteye geçemedi. Bilirsiniz Türkiye'de yıllardır yarınlarımızın çağdaş, ilerici, laik, aklın ve aydınlanmanın öncüsü öğretmenlere emanet edildiği/edileceği türünden klişe laflar edilir. Haliyle öğretmenlere tuhaf bir şekilde dokunulmazlık ve kutsallık atfedildi. Oysa hakikatteresmi ideolojiyi içselleştirdikleri ve yaydıkları oranda kendilerine atfedilen bir değerdi bu! Aksi takdirde Nurettin Topçu gibi Sorbonne Üniversitesinde felsefe doktorası yapsanız bile bir kıymeti yoktu.
Bu yüzden onlar da bir türlü zincirlerini kıramadılar ve kendilerini geliştiremediler. Tekçi ideolojinin tesiriyle ne öğretmenliğin ne de öğrencilerinin doğasını keşfedebildiler. Gezi'de öğrencilerinepropaganda yaparak isyana teşvik eden, bugün de referandumda çıkan evet kararınıeleştirerek milleti aşağılayan, sınıfa girdiklerinde ayağa kalkmayan öğrencilerini bile azarlayan, pedagojiden yoksun, katı, otoriter, ideolojik öğretmen zihniyetinin artık Türkiye'de yeri olmamalıdır.
Açıkçası Türkiye'de resmi ideolojinin kurguladığı, onlara statükonun bekçiliği gibi kutsal bir vazifeyi yüklediği öğretmen kimliğinin artık sorgulanması gerektiğini düşünüyorum.Bu mesele fedakarlıkla, kutsallıkla ifade edilebilecek kadar basit bir mesele değildir.
Demem o ki; bugün eğitimin ciddi bir öğretmen sorunu da vardır.Bu aynı zamanda bir zihniyet sorunudur. Kuşkusuz bize ait olmayan, değerlerimize yabancı,sömürgeci eğitim sisteminin bunda etkisi büyük. Çocuklarımızın geleceğini yakından alakadar eden çok ciddibir sorundan bahsediyorum. Öğretmenler de bu sistemin bir parçası ve ne yazık ki zihin dünyaları 19. yüzyılınparadigmasına göre işlev görüyor. MEB'de üst düzey bir FETÖ temizliğinin yapılmamış olması da cabası! Bu çok hazin bir durumdur.
Türkiye'de öğretmenlerin sorunları için faaliyet yürüten sendikalar mevcut. Bunların faaliyetlerinden anladığımız kadarıyla öğretmenler, maaşlarını yetersiz buluyorve kalabalık sınıflarda ders işlemenin zorluklarından dert yanıyorlar. Aynı zamanda zengin, konforlu, itibarlı ve kaliteli bir yaşam arzuluyorlar. Bunlar anlaşılabilir talepler.
Ne var ki eğitim sisteminin 1924 yılına ait Tevhid-i Tedrisat ekseninde işlev görmesini dert etmiyorlar. Tekçi, ideolojik, batıcı eğitim sisteminin çocuklarımızın iç dünyasında yol açtığı tahribat onları pek alakadar etmiyor.Okullarda asker gibi nöbet tutan öğrencilerden, her sabah okul önlerinde rahat hazır-ol komutlarıyla hizaya sokulmalarından,tarihsiz büyüyor olmalarından da rahatsız değiller!
İşte bu tür bir öğretmen zihniyetinin kökeninde yıllardır darbeci, yasakçı, otoriter bir zihniyetin(CHP) izlerini sürmek icap eder. Çünkü onlar böyle yetiştirildiler. Dar, katı, tekçi, ideolojik bir eğitimin tezgahından geçirildiler. Bugün kendilerini Mustafa Kemal'in askerleriya da FETÖ'nün fedaileriolarak görmelerinin bir nedeni de budur.
Öğrencilerin katı disipline, yoğun ideolojik endokrinasyona maruz bırakıldığı bu tekçi eğitimden kimsenin rahatsızlık duyduğu yok gibi. Ne kadar hazin! Cumhurbaşkanımız her defasında "eğitim meselesindebasarız olduk,müteessirim, kültür inkılabına ihtiyacımız var" demesine rağmen bu ciddi sorun ne sendikaların gündeminde yer alıyor ne medyanın ne de AK Parti'nin.Eh belediyelerin düzenlediği şiir festivallerinde bol telifli kültür faaliyetleri(!) yapmak dururken!
Bakınız size daha da tehlikelisini söyleyeyim. Bugün MEB, FETÖ'nün hala etkin olduğu kurumlardan birisi. Eğitimi ve öğretmenleri bu ülkenin tarihi gerçekliğine ve kültürel değerlerineyaslanarak yeniden inşa etmek niyetindeysek eğer bu temizliğin yapılması şart! Bize ait, yerli ve milli yeni bir eğitim anlayışı, yeni bir okul sistemi ve bu sisteme uygun bir öğretmen/muallim zihniyetini acilen hayata geçirmek durumundayız.