MEB, FETÖ konusunda neler yaptı?
Eğitim camiası dışında olanların merak edip konu üzerinde
tartıştığı ve çoğu zaman bizlerin de muhatap kaldığı sorular şunlar: MEB camiası içerisinde hâla kendini
gizleyen FETÖ’cüler var mıdır? Varlıkları devam ediyor ise, zamanla bunlar
ilerleyip kendilerine yeni bir alan açmaları ve sinsice örgütlenmeleri söz
konusu olabilir mi? MEB bu konuda bir çalışma başlatmış mı, bilginiz var mı? Ya
da MEB bu konuda neler yapıyor ve neden kamuoyu ile paylaşmıyor?
Bu sorular çok haklı ve yerinde endişeleri, kaygıları,
tedirginlikleri barındırıyor. Nitekim bizler de kimi zaman yazdığımız yazılar
ile MEB yetkililerine bu kaygılarımızı dile getirdik ve dikkat edilmesi gereken
hususları kaleme aldık. Her ne kadar ciddi anlamda basına yansımasa da bu tür
soruların gündeme getiriliyor olması ve hatta eğitimcilerin kendi aralarında
kimi zaman müzakere ediyor olmaları anlaşılabilir bir durum.
Şimdi gelelim yukarıda yazdığımız merak edilen ve bize
yöneltilen soruların cevaplarına:
Öncelikle şunu belirteyim ki; MEB ilk günden bugüne dek ciddi ve sıkı bir çalışma yürütmekte. Bu süreç
içerisinde gereken ne ise kimsenin gözyaşına bakmadan gerekeni yaptı, yapıyor.
Sadece kamuoyuna ve basına yansımasını, görünür hale gelmesini istemedi. Bunun
birkaç nedeni olmakla birlikte kuvvetle muhtemeldir ki FETÖ, kendinin deşifre
edildiğini bilmesi, farkına varması, sinsi bir yapılanma olması nedeni ile
kendine yeni maskeler, yeni kılıflar üretmesi veya kendine yeni metotlar
geliştirmesi gibi konuların önüne geçmek… Muhtemel bir diğer nedeni ise, mümkün
olduğu kadar, FETÖ’ye dair sempati besleyen, yardım veya yataklık eden, irtibatlı
veya iltisaklı kimseler var ise, MEB camiası içerisinde kalmaması adına yani
yüzde 100 bir temizlik sağlanması adına bu çalışma görünür kılınmadı, perde
arkasında olması gerektiği kadar titizlikle ve üstün başarı ile yürütüldü.
Büyük sonuçlar elde edildi. MEB, tarih
boyunca belki de en saf en temiz halini yaşıyor FETÖ konusunda… FETÖ’den o kadar
uzak ve FETÖ’ye karşı o kadar tepkili bir duruşa sahip ki, FETÖ’ye dair hiçbir
kırıntının camia içerisinde kalmadığını gönül rahatlığı ile söylemek mümkün.
15 Temmuz sonrası eğitimciler birbirlerine “Acaba bu da
FETÖ’cü olabilir mi?” gibi temkinle ve güvensizlikle yaklaşır iken gelinen
noktada, günümüzde, Bakanlığın duruşu sonucu oluşan bir başarı mı, tabandaki
eğitimcilerin kenetlenmesi sonucu oluşan bir başarı mı bilemiyorum ama böyle
bir güvensizliğin kalmadığını, eğitimcilerin birbirlerine çok yüksek bir güven
duygusu beslediklerini söylemek mümkün ve sevindirici. 15 Temmuz gibi dehşet
bir geceyi yaşamış bir eğitim toplumunun böyle bir güvensizliği bertaraf etmesi
psikolojik olarak FETÖ’nün eğitim içindeki oyununu bozduğunu söyleyebiliriz.
Yetkililer ve öncü kadrolar şunun bilince ve farkında: Devletin bekası ne denli önemli ise, eğitim
sisteminin bilumum terör örgütlerinden arındırılması da o denli önemli. Çünkü
terör örgütlerinin yerleşmeye, güçlenmeye ve kendine alan açmaya ilkin ‘eğitim sisteminden’ başladığını
biliyoruz ve bu nedenle hiçbir terör örgütüne asla müsaade edilmiyor. En
basitinden müfredat, başta FETÖ ve PKK olmak üzere tüm terör örgütlerinden
arındırıldı; terör örgütlerinin kullandığı veya bu terör örgütlerini anımsatan
jargonlar bir program aracılığı ile tespit edilip gerek kitabın tamamı gerek
ise ilgili kısım veya bölümler müfredattan çıkarıldı; saf, temiz ve
çocuklarımızın zihinlerini bulandırmayan bir müfredat oluşturuldu. Onlarca
çalışma yürütüldü. Halen temkinli olmak amacıyla farklı yeni çalışmalar
yürütülüyor.
MEB bir yandan FETÖ vb terör örgütleri ile mücadele eder iken diğer taraftan MEB’i veya çalışmalarını hedef haline getirmeye çalışan bazı medya mensupların oluşturmaya çalıştıkları algıyı düzeltmeye çalışıyor; içimizde MEB’in enerjisini tüketmeye çalışan gazetecilerin, yazarların ve belki de siyasetçilerin var oluşu üzücü… FETÖ kadar olmasa da bunlar da eğitim sistemimize ciddi anlamda zarar veriyor. MEB, FETÖ ile mi mücadele edecek bunlarla mı uğraşacak, kaç parçaya bölünüp mücadele edecek hangi birine yetişecek, takdiri kamuoyuna ve siz değerli okurlarımın vicdanına bırakıyorum...