Dolar (USD)
34.76
Euro (EUR)
36.55
Gram Altın
2948.80
BIST 100
9879.41
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
26 Ağustos 2023

MAZLUMUN AHI

Suriye’deki savaş 12. yılına girdi. Zalim Esed iktidarına karşı ayaklanan milyonlarca sivilin başlattığı direniş türlü desiselerle bastırıldı, direniş hatlarının büyük kısmı çöktü. Esed’in yüz binlerce insanı öldürmesine İran, Rusya ve Lübnan Hizbullah’ı doğrudan destek verirken Avrupa ülkeleri ve ABD dolaylı destek oldular. Esed, Putin ve Hamaney köpekleri saldı; Avrupa Birliği ve ABD taşları tuttu. Olan sivillere ve yetişmesi için onca emek verilen umuda oldu. Suriye savaşının büyük resmi budur.

Suriye Savaşı boyunca öyle ya da böyle halkın yanında olan tek ülke Türkiye oldu. Kimi Arap ülkeler dönemsel ilgi gösterdiler. Savaşın büyümesiyle beraber can korkusu yaşayan siviller, Türkiye’ye kontrolsüz bir biçimde aktılar. İlk yıllardan itibaren bu demografik göç sistematik olarak muhafaza edilmedi. Ülkenin değişik yerlerinde bombe yapacak şekilde göçler oluştu. Bu hareketi gören kimi iç kimi dış güçler tarafından Suriyeli kitleler üzerinden sayısız operasyon yapıldı. Baştan sona kurgulanmış yalan haberler, yalan bilgiler profesyonel kişiler tarafından düzenli bir şekilde haber ağlarında dolaşıma sokuldu. İran, Türkiye’de yükselen milliyetçi ateşin üzerine, sınırlarından binlerce Afgan’ı ülkemize göndererek adeta benzin döktü. Kimi siyasetçiler oy devşirmek adına faşizmi köpürttükçe köpürttü. Muhacir dostu Türkiye, mazluma en önde el uzatan Türkiye birkaç yıl içinde faşizmin neredeyse milyonlarca talibi olduğu Arap düşmanı bir coğrafyaya dönüştü/dönüştürüldü.

İran’ın uluslararası operasyonlarını yöneten, Suriye ve Irak’taki mevcut durumun birinci derecede sorumlusu olan General Kasım Süleymani, 3 Kasım 2020 ‘de ABD tarafından düzenlenen suikastla öldürülmüştü. İntikam yeminleri eden İran güçleri kıllarını bile kıpırdatamamış hatta İsrail tarafından Suriye’de defalarca vurulmaya devam etmişlerdi. Suriye’de binlerce mazlumun ölümünden direkt sorumlu olan Süleymani’nin bir başka zalim tarafından öldürülmüş olması yaşananların Müslümanların lehine bir durum olduğunu değiştirmiyor.

Suriye’de o kadar zulümler işlendi, o kadar büyük ahlar alındı ki elbette bunun ciddi sonuçları olacaktır. Sahillere vuran Aylan bebeklerin, kimyasal silah saldırısına maruz kalıp balıklar gibi çırpınarak ölen çocukların, evleri başlarına yıkılan masumların hesabı muhakkak sorulacak. Sadece onların değil büyük mağduriyetlerle ülkelerinden hicret eden milyonlarca mazlumu hedef alan/hedef gösteren, onlara karşı cürüm işleyenlerden de muhakkak hesap sorulacaktır. En güzel hesap bir zalimin, başla bir zalime musallat olmasıyla gerçekleşir. Suriye’de sayısız can kaybına sebep olan, Kırım’ı ilhak eden, Grozni’yi haritadan silen Ruslar’ın Ukrayna ile girdikleri savaş sonrası yaşadığı zelil durum buna örnek değil midir? Suriye’de binlerce sorti yapan pilotlar Ukrayna semalarından yerlere çakılıyorsa, Halep’i yıkan tanklar Donetsk cephesinde paramparça oluyorsa, bundan Müslümanlar rahatsız olmazlar. Rusya ile Batı arasındaki savaşta kaybedilen her can, kullanılamaz hale gelen her savaş aracı orada kullanılmamış olsa muhakkak bir İslam beldesinde kullanılacak ve bir mazlumun canını alacaktı. Bugün yaşanan savaş Ukrayna ile Rusya arasında değil, Ukrayna üzerinden Batı/ABD bloku üzerinde Rusya ile gerçekleşmektedir. Sahada ne kadar Batılı askerin olduğu bilinmemektedir. Zalimlerin kendi içindeki savaşlarında taraf olmak anlamsızdır. Türkiye’nin savaştaki pozisyonu o nedenle ayrıca kıymetlidir.

Ukrayna’da öldürülen her Rus subay, Rusya’nın taktiksel zaafiyetini artıran. Düşen her uçak, vurulan her tank Rusya’nın manevra kabiliyetini düşürür. Tüm bu gelişmeler Afrika’yı yeni sömürü platformu olarak algılayan Rusya’nın elini zora sokar. Binlerce barbar savaşçıyı bir aparat gibi kullanan, Suriye’de ve Kuzey Afrika’da sayısız masumun kanına giren Wagner’in kurucusu Yevgeniy Prigojin’in uçağının düşmesi ve korkunç bir şekilde ölmesi, ahını aldığı mazlumları sevindirir. Prigojin’in hırsları, ülke içi yaşadığı çıkar çatışmaları yahut sebebi ne olursa olsun başka bir zalim tarafından suikastla öldürülmesi ibretlik bir olaydır. Bu konuyla alakalı Kur’an’da geçen şu ayet oldukça manidardır: “İşte biz, kazanmakta oldukları günahlar sebebiyle zalimlerin bir kısmını diğer bir kısmına böyle musallat ederiz.” (6/En’am/129) Günler aramızda dönmeye devam ediyor. Suriye’de elini kana bulayanlar ve buna azmettirenler hakettikleri cezaya kavuşuyorlar. Muhacirleri hedef gösteren, onların ve bulundukları ülkelerin huzurunu kaçıranlar, korku ve faşizm tohumları ekenleri de benzer akıbet elbette bulacaktır. Bu, değişmeyen bir yasadır.