Dolar (USD)
34.49
Euro (EUR)
36.24
Gram Altın
2964.31
BIST 100
9367.77
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
04 Haziran 2023

Mavi Marmara'yı unutmayacağız

Hareketin adı Mavi Marmara, diğer adıyla Gazze Özgürlük Filosu. Amacı evrensel değerleri yücelten barış girişimi. Akdeniz'in mavi suları ve Mavi Marmara gemisi birbirine çok yakışmıştı. Mavilikler içinde bir mavi. Bu mavi hülyaları karartan Yahudiler, daha doğrusu lanetlenmiş İsrail devleti Akdeniz’i, Mavi Marmara’nın mavi rengini kırmızı kan gölüne çevirmişti.

Bundan tam 12 yıl önce 31 Mayıs 2010’da Gazze’ye insanî yardım götüren ve “Rotamız Filistin, Yükümüz Özgürlük” sloganıyla yola çıkmıştı. Mavi Marmara gemisi ve beraberindeki diğer gemilerle birlikte Gazze’ye varmadan İsrail’in saldırısına uğramıştı. Yolcular, Mavi Marmara gemisinde olduğu için asıl saldırı sabaha karşı bu gemiye yapılmış, önce sis ve ses bombaları atılmış ve ardından hedef gözetmeksizin ateş açılmıştı.

Geriye tam bir yıkım ve İsrail’in vahşet manzaralarına bir yeni tablo daha eklenmişti. Saldırıda 9 Türk vatandaşı-yardım gönüllüsü hayatını kaybetmiş. Elliden fazla gönüllü ise yaralanmıştı. Yine bu vahşetten dört yıl sonra İsrail saldırısı sonucu bitkisel hayata giren Uğur Süleyman Söylemez’in dört yıl sonra vefat etmesiyle şehit sayısı ona çıkmıştı.

Mavi Marmara gemisinde yaşananları anlatan Mavi Marmara gazisi Eğitimci-yazar Cemal Yılmaz, geçtiğimiz hafta Urfa’da İHH’nın düzenlediği bir programda Urfalılar’a Mavi Marmara ve Gazze Özgürlük filosunun amacını ve İsrail’in saldırılarını anlattı. Cemal Yılmaz Hocanın anlattıklarının canlı şahidi olarak Urfa’dan özgürlük filosuna katılan yardım gönüllülerinden ve aynı zamanda gazi olan Eyyüp Yaşar ve Cevdet Ökenek de birer konuşma yaptılar. İHH Urfa il başkanı Behçet Atilla da Mavi Marmara gazisiydi. Onun da konuşmaları o günün manzarasını salondakilere yaşatmıştı. Gazze için yol açık hareketiyle daha önce karayoluyla Gazze’ye giden Urfa İHH başkan yardımcı Av. Ali Acar da Gazze için, Filistin için, Kudüs için yirmi yıl önce hayal ettiklerimizin bugün ilk defa gerçekleştirebilecek inanca sahip olduklarını dile getirdi. Bunun için Mavi Marmara hareketi gibi hareketleri sürekli gündemde tutmak ve bu gibi hareketleri yaşanabilir kılmak gerekir, demişti.

Eğitimci-yazar Cemal Yılmaz, programın yapılacağı günün sabahındap Urfa’ya varmıştı. Bana göndermiş olduğu mesajda Urfa’da görüşelim demişti. Program akşam vakti olacaktı. Gün boyu dersim olduğundan hocamızla ilgilenememiştim. Hoca’nın program öncesinde Harran’a da gideceğini öğrenince Harran’da eski öğrencilerimden şimdi Harran kazı ekibinde arkeolog olan öğrencim İbrahim Yılmaz’ı aramış, hocamız ile ilgilenmesini rica etmiştim. Öğrencimizin başka bir programı olduğundan Cemal Yılmaz hocamız Harran’da rutin bir ziyaret gerçekleştirmişti. Cemal Yılmaz Hoca Harran’dan Urfa’ya dönerken yine beni aramış, oradaki gezisi hakkında bilgi vermişti. Aslında Cemal Yılmaz Hoca’nın Harran Ulu Cami içerisine girmesini orada İslam’ın eşsiz komutanı Selahaddin Eyyubî’nin hatırasını yaşamasını istemiştim. Çünkü Salahaddin Eyyubî, Harran Ulu Cami’de son Cuma namazını kılar ve ordusuyla beraber Kudüs üzerine buradan harekâta başlar. Bir nevi Harran Kudüs’ün fethinin, Filistin’in tekrar küffardan geri alınışının bir sembolüdür.

Bugün bizim hayallerimiz Harran Ulu Cami’nin tekrar ayağa kalkması ve Filistin’in Batı Şeria, Doğu Şeria, Gazze ve Kudüs’ü ile tekrar kıyama kalkmasıdır. Cemal Yılmaz hocaya bu bilgileri aktardığımda kendisi çok duygulanmış, inşallah başka zaman sadece Harran’ı, Ulu Camiyi ziyaret için geleceklerini ve burada Hz. İbrahim’in evinin olduğu bölgeyi, toprak altından yeni çıkartılan ilk İslam çarşısı, ilk İslam hamamı, ilk İslam medresesi ve Harranlı âlimlerin ayaklarını suyuna koyarak kitap okudukları ilk İslam havuzunu ziyaret edeceklerini söylemişlerdi. Bu Hususta Harran kazı başkanı Prof. Dr. Mehmet Önal Hoca ile görüşüp güzel bir program icra edeceğimizi dile getirdiydim.

Bu düşüncelerle akşam programında Cemal Yılmaz hocayı dinlemiştim. Cemal Yılmaz hoca, seyahatini tâ İstanbul-Sarayburnu limanından bir belgesel tarzında anlattı. Onun bu anlatımı karşısında duygulanan insanlar, tekbir getirerek Allah u Ekber sesleriyle kestiler. Salon, duygu yüklü manzaralara gark olmuştu.

Cemal Yılmaz hoca bazen sosyoljik bazen psikolojik olgulara-olaylara da vurgu yapıyordu. Mesela onun Antalya için anlattığı olay çok ilginçti. Hepimizin gözünde Antalya, bugün deniz, eğlence, açık saçık kadınların-erkeklerin gezdiği bir şehir olarak görülmüştür. Fakat Mavi Marmara ve Gazze Özgürlük filosuna bağlı diğer gemilerin uğradığı Antalya limanında başta Cemal Yılmaz hocanın fikri ve sonra da hepimizin fikri çok değişmişti. Orada asıl Antalyalı olan yörük kadınların yaptığı bazlamalar, yemekler, meşrubatlar ve en önemlisi de Gazze için okunan Kuran-ı kerim ve dilen dualar Antalya’nın gerçek yüzünü göstermişti. Gazze’ye giderken Antalya’nın da Müslüman bir şehir olduğunu öğrenmek ne güzel.