Masalların çocukların ufkundaki yeri
“Evvel zamandan içinde” diye başlar tüm masallar. Dikkat kesilir dinleyen. Evvel zamanda neler olmuş diye hepimiz merak ederiz aslında, bir merak uyanır.
İnsan
köklerinden beslenmeyi sever. Bu yazıyı yazarken de yine köklerime gittim. Bana
çokça masal anlatan, “canımmm” derken uzatan babaanneme…
Gözlerini
kâh kapatarak, kâh mimikleriyle bize eğlenceli masallar anlatan dedeme.
Kargayla tilkiyi anlatışı hala gözlerimin önünde.
“Kalbur
zaman içinde ben dedemin beşiğini tıngır mıngır sallarken” tekerlemeleri
hayal gücüme çokça dokunmuş, beni nice yollarda yürütmüş olmalı ki birçok
öyküyü masalı çocuklar için yazdım, yazıyorum masallar anlatıyorum sevgiyle,
heyecanla.
“Masal dinlemeyen
çocuklar büyüyünce kedi resmini bile cetvelle çizer” diyor Cemal Süreyya. Hayal
dünyası sınırsız olan insanlar büyük eserlerin sahipleri olmuşlardır. Mimar
Sinan gibi, Mehmet Akif, Necip Fazıl, Van Gogh, Picasso, Itri gibi. Hayal gücü
çocukluktaki özgürlükle özdeştir. Bir masalda bir karıncadan nice dünyalara yol
bulur çocuk. Bir masalda bir devden kötülere karşı koymaya yol bulur çocuk.
Uçan kuşlara
nasıl gökyüzü kapatılamazsa bir çocuğun hayal gücüne vurulan prangalar ona
yapılacak en büyük merhametsizliktir.
Onun
oyunlarını, onun masallarını evciliğine elinden almak uçan kuşlarını sapanla
vurmaktır. Anlattıklarını dinlememek yeşerecek nice sözcüğü kökünden sökmektir.
Kalem ve
kelam insan ruhunu iyileştirendir.
Rabbimizde
yüce kitabımızda bize kıssalarla sesleniyor. İbrahim’i, Yusuf’u, Meryem’i,
Hacer’i anlatıyor ve dön bak diyor. Vahiy kalbimize bu dille satır satır
işliyor.
Bahçe
sahipleri kıssasını bilirsiniz. Yardımlaşma duygusunun önemini ne kadar çok
hissederiz bu kıssayla. Bu kıssayı okuduğumda hikâye ve masalların hakikate yol
bulduran yanı başka bir etken olmuştu hayatımda. Rabbimizde bizi evvel ki
kavimlere yaşanmışlıklara götürüp ibret almamızı istiyordu. Hakikate yol
bulmak, yaşanmış olaylar üzerinden insan ruhunu daha çok aydınlatıyordu.
Derdimiz
ki şu dünya hayatında iyiliğe yol bulan, güzel dilleri kullanmaktır. Bunu
rabbimizin bize sunduğu vahiyle öğrendik. İnsanoğlunun kalbi hep iyiliğe
meyyaldir. Öyleyse nice damlayla büyümek sözün güzelliğidir.
Bu da en
başta bize gelen kıssaları yürekçe anlamak, yaşantımıza aksettirmektir.
Çocuklara yapacağımız en büyük iyilik rabbinin sesini kıssalarla duyurmak,
hakikat pencereleri açmak sonrasında gökyüzü kadar geniş zihnini okyanus kadar
büyük ve mavi kalbini hayal gücünü büyütecek masallar, öyküler, hikayelerle
genişletmektir.
“Kem ile
iyilik “masalıyla iyiliği öğretmişti babaannem, beş yumurta masalıyla sabrı.
Nice hayat dersini bize söylemeden büyükler, masallar diyarındaki
kahramanlardan öğrenmek, çocukların hayatına büyük zenginlikler katacaktır.
Yemek
yeme adabından aile sevgisi, kardeş dayanışması, temizlik, görgü kuralları,
daha nice hususta masallar hikayeler onun yolunu aydınlatan fenerler olacaktır.
“Ninemkorkut” deniyorsa şimdi bana; çocukluğumdan gelen o nehirleri
kurutmadığım içindir. Sözün hikmetiyle gözün anlamlı bakışı yüreğin
kucaklayışıyladır.
Masal
dinleyen çocuklar uydurulmuş masalları hemen tanır.
Nilüfer zontul Aktaş