Dolar (USD)
34.57
Euro (EUR)
36.00
Gram Altın
3017.21
BIST 100
9549.89
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

MARTIN SONU BAHARDIR!

İnsanlar çoğu zaman mart ayını soğukla özdeşleştirirler. “Mart kapıdan baktırır, kazma kürek yaktırır” sözü martın soğukluğunu anlatmak için söylenmiştir. Mart ayının ortalarına yaklaştığımız bugünlerde gerçekten dışarıda dondurucu bir soğuk bulunmakta, içeride bile üşümekteyiz. Dışarıda yağan karı seyrederken Siang Ming’in Kırda isimli şiirinde yazdığı duygularla doluyum: “Bir mart gecesi, yağmur yağıyordu / Mezar taşları ağlıyorlardı / Niçin bizim ağaçlar gibi / Köklerimiz yok? / Bir mart gecesi, gök gürlüyordu / Sızlanıyordu hayaletler / Niçin gecikti bu kadar şenliğimiz bu yıl? / Gözyaşları, şarap, tomar tomar kâğıt gerek bize / Bir mart gecesi, rüzgâr esiyordu / Düş görüyorlardı kurumuş ağaçlar / Sevimli ilkbahar nerede? / Atılgan yeşillerimizi, utangaç kırmızılarımızı istiyoruz / Pencereden yağan karı seyrederken.” Martın ruhumuzu serinleten umutlandıran ve coşturan tarafını düşünüyorum. Mart, hayatı, insanı ve tabiatı umutla, inançla ve aşkla sevmektir.

Martta insanlar soğuk kapmamak, yediklerine içtiklerine çok dikkat ederler. Mart soğuğunda yenilen bir çorbanın sıcaklığının yerini hiçbir şey tutmaz. Dondurucu kar soğuğunda çorbanın bana iyi geleceğini düşünüyorum. Çorbayı hasta olmaktan korunmak için değil, ruhumun sıcaklığa duyduğu ihtiyacın tatmini olarak arzuluyorum. Çorba, kar ve mart bir arada muhteşem bir kombin oluşturmaktadırlar.

Mart soğuğunda ruhumun, bedenimin ve ilişkilerimin gerçekliğini hissediyorum. Mart soğuğu, hayatımda açılmamış defterlerimin kalmamasını bana öğretiyor. Kendimize ait bütün defterleri açmak, kendimizin ve hayatımızın her şeyiyle yüzleşmek, büyük bir gelişimin ve olgunlaşmanın önünü açmaktadır. Mart, hayatımızın bütün defterlerini açmaya, kendimize dair her şeyi tarihin ve tabiatın hafızasına yazmaya davet etmektedir.

Mart ayı insanı kandırmıyor. Soğuktan çiçekler yanıyor ve ölüyor. Soğuktan yanan çiçeklerin yerine tabiatın canlanacağını, her şeyin derinden derine yeryüzüne doğru yükseldiğini biliyorum. Mart, tabiatın yeniden canlanacağını, güneş sarısının bizi bunaltacak kadar ısıtacağı günlere doğru gittiğimizin habercisidir. Martın sonu nisandır. Nisanda, bahar ve hayat var. Aşkı, umudu ve inancı sevdiğim gibi mart ayını da seviyorum. İnsanın soğuktan solmamasını, martın büyülü soğuğunun bizi yeniden canlandıracağına aşkla ve umutla inanıyorum. Ve mart müjdesini veriyor. Hayatımdaki en değerli varlığın iyileştiğine dair en güzel haberi martta alıyorum. Mart, iyileşmeye, büyümeye ve renklenmeye doğru giden bir sürecin önünü açıyor. Merve’de hayatı, macerayı, coşkuyu, umudu, kısacası imkansızı çok seviyorum. Nazım, bu bağlamda sana dair olan duygularımı en iyi anlatmaktadır: “Sende; ben, kutba giden bir geminin sergüzeştini / Sende; ben, kumarbaz macerasını keşiflerin / Sende uzaklığı / Sende; ben, imkansızlığı seviyorum / Güneşli bir ormana dalar gibi dalmak gözlerine / Ve kan ter içinde, aç ve öfkeli / Ve bir avcı istihasıyla etini dişlemek senin / Sende, ben, imkansızlığı seviyorum / Fakat asla ümitsizliği değil…”

Mart ayını yalancı bahar gibi anlamak büyük yanılsamadır. Bu arada Goethe’nin ünlü Mart şiirini hatırlıyorum: “Aslında yalnız kar yağdı / Sırası gelmemiş çiçeklerin / Tüm çiçeklerin vakti vardı / Tüm çiçeklerin vakti vardı / Bizi sevindirmelerinin / Güneşin bakışı aldatıyor / Işığı ılıman, yanlış / Kırlangıç ise kandırıyor / Kırlangıç ise kandırıyor / Neden? Yalnız gelmiş / Nasıl sevinsem tek başıma / İlkbahar o kadar yakında? / Oysa beraber gelsek var ya / Oysa beraber gelsek var ya / Anında yaz da burada.” Mart, soğuk gerçekliktir. Soğuk gerçeklik üzerinden bahar gelmektedir. Hayatın ve insanın soğuk gerçekliğini idrak etmeyenler, gerçek baharı yaşayamazlar. Kendi soğuk gerçeklikleriyle yüzleşme ve aşma cesareti göstermeden sahte bir hayatı yaşamakta teselli bulanların, tabiattan ve hayattan bahar tadında zevk ve doyum sağlamaları mümkün değildir. Yalancı bahar yoktur. Mart ayı, yalancı bahar oluşturan bir sahtekar değildir. Yalan hayatlar vardır. Hayatlarını yalanlar üzerine bina ederek sahteleştiren insanlar vardır. Yalanlar üzerine kurulan hayat, hiç yaşanmamış hayattır.

Mart ayı, tabiatın uyanış ayıdır. Mart ayında hayat yeniden filizlenmektedir. Mart ayında kutlanan Nevruz şenlikleri, tabiatın hayat bulmasının coşkulu bir şekilde kutlanmasıdır. Ahmed-i Hani’nin ünlü eseri Mem u Zin’de, Mem, Zin’e Nevruz şenliklerinde aşık olmaktadır. Nevruz, yeni gün demektir. Mart, yeni güne, yeni bahara aşkla ve tutkuyla başlamaktır.