Marka Yazar
Yazarların toplum hayatında önemli tesiri vardır. İnsanları kalemleriyle etkiler, yönlendirirler. Mahalli gazetecileri saymazsam ilk tanıştığım ve kendisiyle konuşurken heyecanlandığım yazar, tarihu00ee romanlarıyla sevilen merhum Mustafa Necati Sepetçioğlu'dur. Onunla 1970'li yılların sonunda başlayan bu tanışma daha sonra dostluğa dönüşmüştü. Kendisiyle geniş iki mülakat yapmıştım. Hem bu röportajlar, hem de tanışmamızın uzun hikayesi, Romancılar Konuşuyor kitabımda var.
Yazmayı sevenlerin mutlaka etkilendikleri bazı şair ve yazarlar vardır. Bu bakımdan İstanbul Milli Eğitim Müdürümüz Muammer Yıldız'ın birkaç yıldan beri ısrarla devam ettirdiği "Yazarlar Okullarda" veya "Yazar Okul Buluşması" projesi, hayırlı meyveleri yıllar sonra görülecek bir ulu ağaçtır. Güngören, Zeytinburnu, Üsküdar, Başakşehir, Pendik ve İstanbul'un bir çok ilçesinden yetişecek olan geleceğin edebiyatçıları, yazarları, aydınları biyografilerinde, "Ben yazmaya ilk olarak okulumuza gelen yazar u2026 ile tanıştıktan sonra karar verdim." diyeceklerdir. Bu gerekli ve çok faydalı projeyi başta Ankara olmak üzere Türkiye'nin bir çok il ve ilçesi taklit ediyor. Ülke genelinde büyük hüsn-ü kabul gören Yazar Okul Buluşmaları hizmeti devam ediyor. Tabii bu güzel çalışmalarda Milli Eğitim müdürlerinin yanı sıra il ve ilçelerdeki mülki amirlerin, vali ve kaymakamların, belediye başkanlarının da desteği çok. Kitap alımında okul aile birlikleri ve işadamları katkıda bulunuyor. Bu yararlı uygulamada Milli Eğitim'in ayırım yapmadan bütün yazarları kucaklaması alkışlanacak bir davranış. Bilhassa popüler yazarlara öncelik tanınmaması hakkaniyet ölçüleri bakımından iyi oldu. Bu sayede ihmal edilen bir çok değerli yazar da öğrencilerle buluştu. Popülizmin sonucu olan 'popüler yazar' anlayışı sorgulanmalı. Bazı yayıncılara göre 'marka yazar!' "O da ne demek! Yazar herhangi bir kumaş cinsi gibi marka olur mu?" diyenlerin itirazını duyar gibi oluyorum, anlatayım.
Birkaç yıl önce büyük bir yayınevinin genel yayın yönetmeni ile oturmuş konuşuyorduk. Bu yayınevine bazı yazarların dosyalarını kitaplaşsın diye gönderiyordum. Yayın yönetmeni, kitaplardan ve yazarlardan bahsederken dönüp şunları söyledi: "Biz artık editörlerle çalışıyor, 'marka yazar' oluşturuyor, kitaplarına yatırım yapıyoruz. Çok fazla yazarın kitabını basmaktansa 'marka yazar'larla yolumuza devam ediyoruz."
Bu konuyu uzun süre düşündüm. Ne demek 'marka yazar'? Ben Türkoloji mezunuydum. Edebiyatın mektebinde tahsil gördüm. Mehmet Kaplan, Muharrem Ergin, Faruk Kadri Timurtaş, Mehmed Çavuşoğlu, Abdülkadir Karahan, Ömer Faruk Akün, Ali Alparslan ve daha bir çok değerli hocam oldu. Bize böyle bir şey öğretmediler. 'Marka yazar'dan değil 'iyi yazar'dan bahsettiler. İyi eser bırakan, güzel yazı yazan kalem erbabını okumamızı tavsiye ettiler. Şimdi bazı yayıncılarımız 'iyi yazar' yerine 'marka yazar' oluşturup piyasaya sunuyor. Kitabın ve yazarın endüstrisi kuruluyor. Böylece yayınevinin kazanıp ayakta duracağını sanıyorlar. Peki uzun vadede bu çözüm mü, hayır! Marka, moda gibidir. Modalar bayatladığı gibi, markalar da zamanla terk edilir, unutulur, dönüp arayanı olmaz. Yazarlar markalaşırsa o zaman edebiyatın hali ne olacak? Okunabilir olmak için ille de görünür olmak mı gerekecek?
Yayıncıların kitap seçiminde tek kıstası ve sözü şu olmalı: "Biz iyi şairlerin şiir kitaplarını, iyi yazarların çalışmalarını, iyi tarihçilerin tarihu00ee eserlerini neşrediyoruz. Kısacası iyi, doğru ve geleceğe kalacak olan bir yayıncılık yapıyoruz. Ünlerle, modalarla, markalarla işimiz olmaz!"
Arada bir Anadolu'dan bazı dostlar arar ve şehirlerine yazar davet etmek istediklerini söylerler. Bu konuda yardımcı olmamı isterler, sevinirim. Elbette Anadolu'ya gidip kitapseverlerle buluşan her yazar ülkemizin kültür hayatına katkı sunuyor demektir. Yalnız ilk cümleden sonra şöyle bir istirham geliyor: "Yalnız mümkünse biraz tanınmış, popüler isim olsun!" O zaman şöyle cevap veriyorum: "Benim o popüler, medyatik yazarlarla görüşme imkanım yok. Marka yazarlara ulaşılamıyor. Benim tanıdığım, konularına hakim iyi yazarlar var, arzu ederseniz yardımcı olurum." Bugün Birlik Vakfı'nda onuncu dönem Yazı ve Editörlük kursumuz başlıyor. Öğrencilerime her zaman şunu söylerim: "Yazarlık nasip işidir, çalışmak, yazmak lazım. Ama ünlü, medyatik, hele marka yazar olmaya heveslenmeyin. Sadece iyi yazar olmaya bakın, bu size yeter!"